Sherlock’ta 4.Sezonun Ardından: Ne Oldu, Bundan Sonra Ne Olacak? | Koray Sarıdoğan

 Sherlock’ta 4.Sezonun Ardından: Ne Oldu, Bundan Sonra Ne Olacak? | Koray Sarıdoğan

[hr style=”solid”]

[highlight]BU YAZI ESER MİKTARDA SPOILER İÇERİR[/highlight]

[hr style=”solid”]

Arthur Conan Doyle’un ikonik karakteri Sherlock Holmes’ün Benedict Cumberbatch’li BBC uyarlaması, hakkında konuşturmaya devam ediyor.

Dördüncü sezonu geride bıraktık. İlk sezondan bu yana liseliyken üniversiteli olan, öğrenciyken mezun olan, yeni mezunken evlenip çoluk çocuğa karışan milyonlarca izleyiciyle birlikte dizinin oyuncuları ve ekibi de yaşlandı. Fakat heyecanın ve gizemin dozu bir an bile düşmeden, hatta gitgide yükselerek devam ediyor.

Türkiye’nin tek dizi kültürü dergisi Episode olarak “Sherlock Özel Dosyası“yla karşıladığımız 4.sezona bu yazıyla veda edelim istedik. Bu yazıda birkaç yazılık konuyu bir araya toplayıp okurun başını döndürmek istemedik.

Son bölümle birlikte 4.sezonu konuşalım, son bölümdeki göndermelere göz attıktan sonra bu bölümün sosyal medyadaki yansımalarına bakalım, en sonda da “Sherlock bitti mi, final bölümü mü yaptı?” konusunu tartışalım. Yazı bittikten sonra dosyada yer alan diğer yazılar için BURAYA gidebilirsiniz.


twitter.com/221bdergi

Bir not daha: Adını Sherlock Holmes’ün kapı numarasından alan kardeş dergimiz, polisiye kültür dergisi 221B Dergi’nin “Bir Roman Kahramanından Fazlası: Sherlock” dosyalı 7.sayısını da gözden kaçırmamanızı öneririm. Dergi satan her yerde bulabileceğiniz son sayının detayları için de BURAYA tıklayabilirsiniz.

Sherlock 4.Sezonu: Gitgide Özgünleşen Bir Uyarlama

Mark Gatiss ve Steven Moffat’ın yarattığı, Benedict Cumberbatch’li ve Martin Freeman’lı uyarlama, her ne kadar doğru zamanda atılmış bir adım olarak en popüler Sherlock uyarlamalarından birisi olsa da tek uyarlama değil. (Öncekiler için BURAYA“Uyarlama” mantığı malum; aslında yeni bir yorum, özgün bir yaklaşım getirmektir orijinal olana. Bunu yaparken de işin arkasındaki beyin takımı orijinal dokuya ne kadar bağlı kalıp kalmayacaklarını kendileri belirler.

Sherlock’un 4.sezonu için Cumberbatch’in -her ne kadar başka şeyleri kastetse de- “Yeni bir dönemin başlangıcı” demesi bu açıdan da geçerli bir ifade çünkü dizi, küçük detaylarla orijinal hikâyeye ne kadar bol göndermelerde bulunursa bulunsun doku olarak Conan Doyle’un orijinal hikâyeleriyle mesafeyi gittikçe açtı bu sezonla birlikte. Bunu olumsuz bir nokta olarak söylemiyorum, fakat büsbütün olumlu olarak da görmüyorum. Bilmecelerin gitgide karmaşıklaşması, hızlıca akan diyaloglar ve sahneler, Sherlock’un hep bildiğimiz kibirli, küstah halinden sıyrılarak iç dünyasındaki travmalara, hassas bölgelerine yaptığımız yolculuklar derken Benedict Cumberbatch, “Gatiss ve Moffat’ın Sherlock’u” haline gelmeye başladı. Benedict’i sevdiği için Sherlock sevenler açısından bu çok büyük bir problem olmayacaktır, fakat Sherlock’u sevdiği için Benedict’i izleyenler açısından Gatiss ve Moffat’ın kendilerini daha belirgin hale getirmeleri, ilerleyen sezonlarda birtakım handikaplara, “Sherlock çok bozdu yeaa!”lara yol açabilir, diye düşünüyorum.

Dünyanın önde gelen Sherlock Holmes otoritelerinden Leslie S.Klinger, 221B Dergi’nin bahsini ettiğim sayısında Algan Sezgintüredi’ye verdiği röportajda da buna işaret ediyor. İfade şöyle: “Bence dizinin yaratıcıları ve yazarları Moffat ile Gatiss ne kadar zeki olduklarını göstermeye o kadar yoğunlaşıyorlar ki bazı bölümler (“Kör Banker” ve “Baskerville’in Tazıları”) tavsıyor.”

İnteraktif Çıkarım Yapma Deneyimi Olarak Sherlock

Risk teşkil eden bu konuyu bir yana bırakırsak Gatiss ve Moffat’ın gittikçe çetrefilleşen zeka eseri bilmecelerini tebrik etmek gerek. Sherlock ilk sezondan bu yana hep karmaşık, hep soru işaretleri bol bir dizi oldu, fakat geçen her sezonda bunun dozunu artırmak büyük başarı. Verilen uzun aralar en çok dizinin yaratıcılarına yarıyor olsa gerek.

BBC uyarlamasının artık en karakteristikleşen, en öne çıkan özelliği, alamet-i farikası kesinlikle bu oldu. Sherlock’ta sadece ortaya bilmece koyup merak ettirmece klişesi yok; Gatiss ve Moffat, izleyiciyi de diziye dahil ederek milyonlarca izleyiciye interaktif bir çıkarım yapma deneyimi yaşatıyorlar. Bu çok önemli bir başarı.

4.sezonla birlikte bu durum yeni bir seviyeye evrildi: Diziyi en başından beri izleyip kafa yoranlar artık yazarların huyunu suyunu öğrendiklerini, herhangi bir bulmacayı çözdüklerini sandıkları anda yazarlar onlara şunu söylüyor: “Tebrikler, çözdün. Evet, o gördüğün göründüğü gibi değil. Ama tam olarak senin düşündüğün gibi de değil.”

Sözgelimi, benim de ŞU İNCELEMEMDE yazdığım, Watson’ın Mary’yi aldatma konusunun göründüğü gibi olmaması konusundaki ısrarımın, gerçekten göründüğü gibi çıkmaması ama benim sandığım gibi de olmaması gibi.

Kaç Holmes Kardeş Var?

Bir başka örnek de üçüncü kardeş konusunda oldu. Üçüncü bir kardeşin geleceğini biliyorduk, hatta Tom Hiddleston’ı Sherrinford olarak mı göreceğiz, diye merak ediyorduk. Orijinal Sherlock hikâyelerinde toplam 3 Holmes kardeşe işaret edilir: Sherlock, Mycroft ve kızkardeşleri Enola Holmes. Sherrinford ismi, Conan Doyle’un Sherlock için düşündüğü fakat eşinin “Öyle dedektif ismi olmaz bey, elalemi bize mi güldüreceksin,” yorumundan sonra vazgeçtiği isimdir. Daha sonra, otoritelerin orijinal Sherlock külliyatına atfettiği fakat Conan Doyle değil de başka yazarlar tarafından yazılan eserlerden biri olan, William S. Baring-Gould’un “Sherlock Holmes of Baker Street” eserinde ilk kez üçüncü erkek kardeşe verilmiştir.

Dolayısıyla 4.sezonun ilk bölümünde Mycroft’un telefonda Sherrinford’u bağlatmasıyla başlayan “Üçüncü kardeş geliyor!” muamması ikinci bölümde “Ana, üçüncü kardeş kadınmış! O zaman Sherrinford kim, dördüncü erkek kardeş de mi olacak?” sorusuna, bu soru da sezon finalinde Kızıl Sakal’ın aslında köpek değil de bir erkek çocuk olduğunu gördüğümüz an “Euros meğerse dördüncü kardeşi öldürmüş!” tespitine, hemen birkaç saniye sonra da “Komşunun oğluymuş,” şaşırmacasına döndü. Sherrinford ismini de malum ada hapishanesine veren Moffat ve Gatiss ikilisi, beyin kıvrımlarımızı brokoli çorbası kıvamına getirip bıraktı bu sayede.

Dizinin 4.sezonu, kesinlikle bahsettiğim bu interaktif deneyimin artık oturduğu ve uyarlamanın karakteristiği haline geldiği sezon olarak nitelendirilebilir.

Son Bölümde Gözden Kaçmaması Gereken Göndermeler

Dedik ya, dizi orijinal dokudan kopmamak için orijinal Sherlock hikâyelerine ve önceki uyarlamalara bolca yer veriyor. Bunları kaçırmamak gerektiğini düşünerek hem bunlardan, hem de dizinin önceki bölümlerine yapılmış göndermelerden birkaç tanesini not düşmek isterim, daha fazlasını tespit edenler yorum yaparak ekleyebilirler:

İlk sahnelerde Mycroft’un evinde asılı tablolarda, doğrudan Mycroft’un şövalye yorumunu görmeyen kaldı mı?

Önceki sezonda Sherlock’u almaya gelen uçağı, Iron Maiden’ın solisti, aynı zamanda havayolu şirketi sahibi olan Bruce Dickinson’ın dizi ekibine ödünç verdiğini biliyorduk. Yazarlar bunun altında kalmamak için olsa gerek, temizlik yaparken Mrs.Hudson’a Iron Maiden’ın “Number of the Beast” parçasını dinlettiler:

Dizide Euros’un çocukken öldürdüğü Victor Trevor adı, orijinal Holmes hikâyelerinden “The Adventure of The Gloria Scott”ta Holmes’ün üniversite arkadaşı olarak geçer.

Bilmeyenler için bu bilgiyi de tekrar geçelim. Dizide Holmes’lerin anne ve babasını oynayan Timothy Carlton ve Wanda Ventham, Benedict Cumberbatch’in gerçek hayatta da oyuncu olan öz anne babası.

Bu şekiller, çok leziz bir Holmes hikâyesi olan, Conan Doyle’un kaleme aldığı “The Adventure of the Dancing Men”den alıntı. Aynı zamanda 1984’teki Jeremy Brett’li uyarlamada da çok eğlenceli bir bölüm olarak karşımıza çıkar. Alttaki kareyi oradan aldım:

Ve Sherlock’la Watson’ın Batman&Robin tarzında koştuğu son sahne. Sağ ve sol sütunda yazan Rathbone Place, Londra’da bir sokağın adı… Ama…

…aynı zamanda en popüler Sherlock aktörlerinden Basil Rathbone’a da bir saygı duruşu:

Final Bölümünün Sosyal Medyadaki Yansımaları

Sosyal medya analiz şirketi Somera, Episode okurları için Sherlock’un yayınlandığı gece Twitter’daki Türkçe hesaplarda neler olup bittiğini özetledi. Biz de size aktarıyoruz:

 

  • Sherlock hakkında ilk 12 saat içerisinde 6.390 Türkçe ileti paylaşılmış.
  • Bunların %59’u kadın profillerden,  %41’i erkek kullanıcılardan oluşuyor.
  • Moriarty’nin göründüğü sahnede birkaç dakika içerisinde 583 Türkçe ileti paylaşılmış.
  • En çok kullanılan emojiler ise şunlar:

En Çok Sorulan Soru: Sherlock Bitti mi, Devam Edecek mi?

Gelelim 4.sezona veda ederken herkesin aklına takılan soruya: “4.sezonla birlikte Sherlock bitti mi?” Özellikle sosyal medyada birçoklarının son sezon olduğuna dair yorumlarından sonra bu dosyayı ve yazıyı bu başlıkla kapatmak istedim.

Arkadaşlar, Sherlock’un bittiğine/biteceğine dair herhangi bir resmi açıklama olmadığı gibi buna işaret eden net bir ifade de olmadı. Aslına bakarsanız bunun biraz da dizi ekibi tarafından bilinçli bir şekilde speküle edildiğini düşünüyorum.

Konu nereden çıktı? Benedict Cumberbatch 4.sezonda “bir dönemin sonuna gelineceğini” söyledi ve çoğu zaman ne dediği tam anlaşılmayan oyuncunun bu sözleri de “Acaba son sezon mu?”ya getirildi. Çocuğuna ve diğer projelere zaman ayırmak istediğini söyleyince de olanlar oldu. O ifadeler tam olarak şöyleydi, arşivden bulup çıkardım, GQ UK dergisine verdiği röportajdan:

“Bir dönemin sonu olabilir. Dürüst olmak gerekirse bir dönemin sonu gibi geliyor. Dizi, ilgilenmenin, takip etmenin çok zor olduğu bir yere doğru gidiyor. Bu zamana dek projeyle ilgili asla ‘asla’ demedik. Ben diziye sürekli devam etmekten zevk alırım, fakat yakın gelecekte hepimizin yapması gereken çok zor işler var ve bu zamana kadar yaptıklarımız da bir o kadar zordu. Yani sanırım bekleyip göreceğiz.”

Dolayısıyla biteceğiyle ilgili bir veri de henüz yok. Her şeyden öte, Gatiss ve Moffat ikilisi altın yumurtlayan tavuğu kesmez. Ve dizi ekibinin bu yuvarlak ve tutarsız ifadeleriyle dizinin daha çok konuşulmasını sağlamak istediklerinde de ısrarcıyım. Birkaç ifadeye daha bakalım aylar öncesinden, Moffat, “Ne kadar sürdüreceğimizi bilmiyorum. Ben devam etmek isterim fakat ana hikayeyi çizmekte zorlanıyorum,” dedikten bir süre sonra da şu açıklamayı yapmış: “Diziyi daha uzun tutacağımız bir zaman gelmeyecek, çünkü dizi artık bu oldu. (sezonların üç bölümlük  olmasını kastediyor) Ara sıra üç ayrı film çekmek gibi bir şey. Tamamen bitirme olasılığının düşük olduğunu düşünüyorum. Bir süre ara vermek garip bir durum değil artık. Dolayısıyla dizi sonsuza dek sürebilir, tekrar tekrar geri dönebilir.”

Ne anlıyoruz? “Zaten birkaç yılda bir üçer bölüm çekiyoruz, daha fazlasını yapmıyoruz. O yüzden uzun aralar versek bile önünde sonunda geri dönmemize bir engel yok.”

Biraz da güncele dönelim. Entertainment Weekly’ye bu hafta konuşan Steven Moffat, bu sezonun sonuncu olup olmadığıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu sonuncu olabilir mi,  böyle bir şey planlamıyorum ama olabilir de. Fakat önceki sezonlarda bitiremedik, çünkü çok büyük uçurumlar kaldı geriye.”

Tüm bu ifadeleri toparlayınca ve ortada bir resmi açıklama olmayınca geriye kalan durum şu: Üzülmeyin, Sherlock bitmedi. Muhtemelen bir sezon daha olacak, en az bir sezon. Spekülasyonlara gelmeye gerek yok. Kahramanlarımız orada bir yerde duruyorlar ve geri dönecekler. 🙂

[hr style=”solid”]

Sherlock’tan Sonra Boşluğa Düşenler İçin: 2017’de İzleyeceğimiz Yeni Diziler

[hr style=”solid”]

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir