The Last Man On Earth’den En Komik 12 An | Melike Nur Özçatalkaya

 The Last Man On Earth’den En Komik 12 An | Melike Nur Özçatalkaya

Bir virüs, yaşayan neredeyse herkesi öldürmüştür. Karakterimiz Phil, yeryüzünde tek başına yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Tam hayatını sonlandırmaya karar verdiğinde Carol ile karşılaşır. Will Forte tarafından yaratılan The Last Man On Earth’ün başrollerinde yine kendisi ve Kristen Sahaal oynuyor.

Dizi, içinde pek çok klişe de barındıryor. Dünyada tek başınıza kalsanız ne yaparsınız? Dünyadaki her şey size kalsa? Ünlü sanat eserleriyle bowling oynamak, margarita havuzu yapıp içinde yüzmek ve içinden içmek… İstediğiniz evde oturabilecekken, eskiden yaşadığınız şehre mi dönersiniz yoksa? The Last Man On Earth bu sorulara eğlenceli cevaplar vermiş. İşte sizler için derlenmiş 12 komik an, eklemek istedikleriniz varsa yorum olarak bırakmayı unutmayın.

Castaway’deki Tom Hanks’den Daha Yalnız

Alive in Tuscon isimli ilk bölümünde kahramanımız Phil Miller (Will Forte) vakit geçirmek için bir jenaratör bulur ve televizyonu çalıştırır. Castaway’i izlemeye karar verir ve Tom Hanks’le, topa Wilson ismini verip arkadaşlık ettiği için dalga geçer. Kendi kendisine asla böyle bir şey yapmayacağına ve bir topla asla konuşmayacağına dair bağırır. Dalga geçercesine “Toplar insan değildir dostum, toplar eğlence içindir,” der. Belki yeryüzündeki son kişidir ama henüz o kadar da yalnız değildir. Bir sonraki sahnede Phil’i boş bir barda viski içerken görürüz. Yani neredeyse boş bir barda… Neredeyse her spordan bir top, birkaç düzine top, üzerlerinde suratlarla ona eşlik etmektedir. Phil bir oda dolusu topa onların da içmek isteyip istemediğini sorar. Toplardan biri, ismi Gary, bir vitrinin önünde “oldukça çekici” bir cansız mankenle konuşması için Phil’i ikna etmeye çalışır. Aktör Will Forte topların üstüne yüzleri tek tek kendisi çizmiş, isimlerini de o bulmuş. Gerçekten sanatına çok sadık.

Korkulacak Yoktur Bir Şey

İntihar etmesine dakikalar kala Phil Miller, yaşayan birinin daha olduğunu fark eder. Hatta daha iyisi, yaşayanın bir kadın olduğunu! Cinsiyetinin ipucu olan bir sütyen bulur, sesini ilk duyduğunda da bayılır. Rüyasında kadının neye benzeyebileceği konusunda fanteziler kurar fakat gerçekler onu üzmüştür. Carol Pilbasian (Kristen Schaal), Phil’den korkar ve ona silah doğrultur, iyi biri olup olmadığını sorar. Korkan Carol’ı yatıştırmak isteyen Phil “Korkulacak yoktur bir şey,” derken Carol cümesini düzeltir. Phil virüs tarafından yok edilemeyen tek insanın kendisi olmadığının yanısıra bir de diğer kişinin inanılmaz gıcık olduğunu anlar.

Engelli Vatandaş Alanları

Phil Miller’ın yaşadığı iğrenç yaşam koşullarını gören Carol Pilbasian, ona toparlamaya, temizlemeye karar verir. Arabalarına atlayıp bir markete giderler. Carol zaten yol boyunca Phil’in trafik işaretlerine dikkat etmediğini gözlemlemiştir, engelli alanına arabasını park etmesi de bardağı taşıran son damla olur. Tepesinin tası iyice atan Phil “Bütün dünya park alanı olmuş durumda zaten,” diye bağırır ve arabayla dükkanın içine dalar. Bu komik anın en tepe noktasıysa Carol’ın Phil’e tüm insanlık yok oldu diye kuralların da yok olması gerekmediğini anlatmaya çalışmasıdır. Phil en nihayetinde ikna olur ve arabasını park alanına park eder.

Evlilik Kurumu Hâlâ Önemli

Carol ve Phil dünyadaki son insanlar bile olsalar insanlığın devamı için yakınlaşmaları o kadar kolay değil. En nihayetinde Carol, Phil’e insanlığın umudu için yeniden üremeye hazır olduğunu söyler. Bölümün en komik sahnelerinden bir tanesi Phil’in “Tamam, galiba önce taş*klarımı yıkamam lazım,” demesidir. Fakat bu anı Carol, üremeye hazır olduğunu fakat öncesinde evlenmeleri gerektiğini söyleyerek bozar. Phil, tüm insanlığın yok olması ama kuralların geçerli olması gerçeği karşısında bir kez daha yıkılır. Ve sonunda Phil evlenmeyi kabul etmek zorunda kalır. Carol beyaz gelinliğiyle olması gerektiği gibi bir gelinken Phil sessiz sessiz kendisinden özür dilemektedir.

Başkan Phil

Phil ve Carol evlenmeden bir gün önce Carol, ev yapımı spagetti ve üzüm toplarıyla Phil’in evine gelir. Yemek masası eski ve pis dergilerden temizlenmelidir ki yemek yiyebilsinler. Bu arada masada devasa bir T-Rex kafasının olması hiç tartışılmaz. Yemekten önce Carol dünyada son kalan iki kişi olduklarına göre bir başkan seçmeleri gerektiğini söyler. Phil, Carol’ın bu görevi üstenmesi gerektiğini söylese de Carol topluluk önünde konuşma yapmaktan korktuğu için bu fikri reddeder. Phil, görevi kabul edecekken Carol kapalı oy yapılmasını önerir. Bir anlık sessizlikten sonra Carol “Ben sana oy verdim” diye fısıldar, Phil de “Ben de bana oy verdim,” diye cevap verir. Bu seçim Amerikan tarihinin hem ilk açık oylamasıdır hem de en şirini.

Carol Phil’in Eski Sevgilisiyle Tanışır

İkili evlendikten sonra Phil, çiçeği burnunda gelinini bir mağazanın vitrinindeki “kadın”la tanıştırmaya götürür. Carol ona doğru yürür, medenice konuşmak yerine yumruklar konuşur. Öfke ve gözyaşı dolu bu kavgada Carol, zavallı mankenin kolunu bacağını kopartır. Finalde de kopuk uzuvlara “Herkese söyle, Phil Miller’ın başı artık bağlı” diyerek gözünü korkutur. Kocasına dönüp “Tam bir o. gibiydi,” der.

Phil’in Yeni İmajı

Phil ve Carol Miller çocuk yapmaya karar vermişken yeni bir gelişmeyle yüzleşirler: Carol yaşayan tek kadın değildir. Güzeller güzeli Melissa(January Jones) aralarına katılmıştır ve Phil’e çabucak evlenmenin pişmanlığını yaşatmaktadır. Phil bu yeni kadını etkileyebilmek için doğru düzgün temizlenmeye karar verir, yeni kıyafetleriyle ve tüm dizi boyunca ilk kez gördüğümüz traşlı yüzüyle kadınların karşısına çıkar. Fakat hem Carol hem de Melissa bu yeni görüntüden hoşlanmaz, onun Quentin Tarantino’ya ve country şarkıcısı K.D. Lang’a benzediğini söylerler. Phil bu eleştirilere alınır ve iki kadını da kendisinin beğendiğini söyler. Carol cevabı anında yapıştırır : “Evet, ama senin bakman gerekmiyor.”

Carol, Phil’in İshal Olmasından Etkileniyor

Carol, Phil ile birbirlerine ishal olduklarında bile söyleyebilecekleri kadar yakın bir ilişki istemektedir. Fakat Phil, Melissa’ya yakınlık duymaktadır. Melissa da hiç umursamadan Phil’e, sevişmeye ne kadar çok ihtiyacı olduğunu anlatmaktadır. Phil tüm bunların üzerine artık evli olmak istemediğine ve Carol’a boşanmak istediğini söylemeye karar verir. Carol ile buluştuğunda Carol’ın ilişkilerinin sembolü olarak el işi bir süs yaptığını görür. Phil’in çoktan tamir etmiş olması gereken ama tamir etmediği kapıya asılacaktır. Çok duygulanan Phil, bir an karısına yakınlık duymaya başlar ve boşanmaktan vazgeçer. Carol, Phil’e ne söylemek için geldiğini sorunca bir yalan uydumak zorunda kaln Phil ishal olduğunu söyler. Aynı anda hem oldukça romantik hem de bir o kadar iğrenç olan o anlarda Carol ellerini kalbinin üzerinde birleştirir ve “Teşekkür ederim,” diye fısıldar.

Melissa’yı Ayarlamak

Carol ile evliliğini bitirme planları suya düşse de Phil, henüz Melissa’dan ümidini kesmemiştir. Carol’ın ne kadar çok bebek yaparsak dünya nüfusu için o kadar iyi lafından esinlenerek plan yapmaya başlar. Eğer insanlık için ne kadar çok bebek yapılırsa o kadar iyi madem o zaman iki kadını da hamile bırakmaya karar verir. İki kadını da ikna etmesi pek mümkün görünmese de yine de şansını dener. Melissa’nın kapısını çalarak işçi bayramında beyaz pantolon giyip giyemeyeceği gibi sorularla laf kalabalığı yapar. Garip bir şekilde bebeklerle ilgili bu ilginç fikrini Rosa Parks’ı da alet ederek “halka” açar. Konuşmasının özeti şudur, “Yani şöyle söylemem garip olmaz, sizler açık görüşlü, insanlığın devamı için elinden geleni yapabilecek insanlarsnız.” Çok akıllıca Phil, çok akıllıca.

İçeri Dışarı İçeri…

Phil şaşırtıcı bir şekilde kadınları hamilelik konusunda ikna eder. Carol’ın ikna olmasının en büyük sebebi ileride çocuklarının birbirleriyle sevişmek zorunda kalmayacak olmalarıdır. Bu anlaşmalı dölleme öncesi Carol, kocasına komik bir hazırlık konuşması yapar. Phil’e enerji verici atıştırmalıklar verir ve cinsel organını diğer kadın için temizlediğine emin olur. Melissa ile gireceği ilişkinin nasıl olması gerektiğini de belirtir: “Güçlü ama eğlenceli değil, esaslı ama seksi değil.” Eğlenceli yerleri karısına saklamasını istemektedir. Phil, bunun sadece görev icabı olduğuna onu ikna eder, niyetini: “İçeri, dışarı, içeri, dışarı… Sonra karıma döneceğim,” şeklinde açıklar. Phil’in el hareketi de oldukça komiktir, “…içeri dışarı.”

Dünyadaki Son Adamın İkincisi

Bu en ayarlanmış bebek yapma gösterisini en üst noktada tutmak isteyen Phil, Melissa’yı kendi elleriyle süsleyip ışıklandırdığı yatağa götürür. Yatağı kurduğu yerde hemen yanı başlarında bir de elektro gitar bulunmaktadır. Yatağa geçmeden önce buzları eritmek için elektro gitarla bir giriş yapar, gitarlar havai fişeklerle senkronizedir. Havai fişekler Todd’un (Mel Rodriguez) yerlerini bulmasını sağlar. Todd, Phil’in yazdığı “Tucson’da yaşayan var!” tabelalarını takip etmiş, onları bulmuştur. Artık resmi olarak yeryüzündeki tek adamın ikincisidir. Todd, havai fişeklere senkronize elektro gitarla eğlenirken Phil’in kaydedilmiş sesi duyulur: “Bu orgazm Phil Miller tarafından cömertçe sağlanmıştır.” Serseri Phil.

Gerçekten Esaretin Bedeli

Phil, Melissa ve Todd’un bu kadar iyi anlaşmalarına sinir olmaktadır. Todd, Melissa’ya en sevdiği filmin “Esaretin Bedeli” olduğunu söyler, şans eseri Melissa’nın da en sevdiği film “Esaretin Bedeli”dir. Phil dışlanmış olmak istemez ve kendisinin de en sevdiği film olduğunu söyler. Hatta enayi gibi Tom Hanks’in performansını ne kadar beğendiğini ekler. Tom Hanks’in o filmde oynamadığını sonradan öğrenecektir. Melissa’nın gözünde Todd’u küçük düşürmek için defalarca uğraşsa da her defasında planı geri teper. Phil en sonunda Gary ve Wilson’dan esinlenilmiş bütün arkadaşlarının önünde Melissa ile gerçek bir sohbete girer. Melissa, Phil’e en sevdiği filmi sorar, Phil’in en sevdiği film Godfather’dır. Melissa Godfather’ın en sevdiği ikinci film olduğunu söyler ve ekler “Tom Hanks o filmde tam bir fenomendi.” Bu konuşmadan sonra Phil, Melissa’ya karşı hissettiklerini ortaya döker ama Melissa onu zalimce reddeder.

Sizin en sevdiğiniz anlar hangileriydi? Yorum bırakmayı unutmayın.

 **

Kaynak: WhatCulture

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir