Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Adana’nın Öteki Yüzü : ‘Benim Varoş Hikâyem’
Yunus Ozan Korkut; “Bu film hayatta kalmanın zor olduğu o günlerden geriye kalan arkadaşlarımı, akrabalarımı, mahallemi, çocukluğumu ve kendimle yüzleşmemi anlatıyor. Burası benim varoşum,” cümleleriyle filmin açılışını yapıyor. Benim Varoş Hikâyem, yönetmenin doğup büyüdüğü yer olan Adana, Ceyhan’da geçiyor. İlk gösterimini Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yapan belgeseli GAİN’de izleyebilirsiniz. Film, Ceyhan sakinlerinin gerçek hikâyelerini anlatıyor.
Yönetmenin cümleleri, filmde gördüğümüz bütün karakterlerin hikâyesini özetliyor esasında. Büyük fark, yönetmenin Ceyhan’dan gidebilmiş olması ancak geldiği yeri de unutmuyor. Film, gidemeyenlerin hikâyesini anlatıyor. Belgeselde her birinin ayrı bir Benim Varoş Hikâyem çekebileceği, enteresan karakterlerle tanışıyoruz. Estetik kaygıdan çok gerçeğin yansıtıldığı filmde kahkaha attığım sahneler oldu. Ceyhanlı karakterlerimizin samimi konuşmalarıyla sürükleyici bir belgesel izliyoruz. Dövmeleri yüzünden işe alınmayan Keleş, mühendisliği bırakıp terlik satan Serap, feminist Muhtar Naime Teyze, Tryaky Emre, Topçu Yağız, Culluk Yusuf, Drej Hasan, Rokko ve Çetesi… Bütün karakterlerin hikâyesini farklı bir gözle izleme imkanına sahip oluyoruz. Culluk Yusuf’tan kuş düşürmeyi öğreniyoruz mesela. Öyle de kolay bir şeymiş gibi anlatıyor ki. Eski muhtar Naime Teyze, kendine has eğlenceli yorumuyla ataerkil dile karşı verdiği savaşı anlatıyor. Topçu Yağız’dan Ceyhan futbolunun kendine has kurallarını öğreniyoruz.
Farklı bir hayat ihtimali sunulmamış karakterler bulundukları ortamın yaşam şekline ayak uydurmak zorunda bırakılmış. Aslında yönetmen, karakterlerin hikâyesi üzerinden insanların hatırladığımız -belki de hiç unutmadığımız- bozuk düzenin bir parçası olduğu gerçeğini bize tüm netliğiyle sunuyor. Üst seste Ceyhanlılar’ın hikâyelerini dinlerken mercek yoksul evlerin bacalarına çevriliyor. Filmde ses, ışık, kimi zaman neti bozulan görüntüler, “olması gerektiği” gibi değil, olduğu gibi yer alıyor. Bu da içeriğin doğallığının görsel olarak yansımasını yaratıyor.
Gerçek hikâyelerin anlatıldığı Benim Varoş Hikâyem’de “suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla Korkut’a ve beş oyuncuya devlet tarafından dava açıldı hatta kimi “suçlular”ın evlerine gece baskınları düzenlenerek gözaltına alındılar. Sınıfsal hikâyelere yoğunlaşan Korkut, Ceyhan’ın kenar mahallelerini anlattığı belgeselden sonra Duran (2022) dizisiyle İstanbul’un varoşlarına da değiniyor. Yaşadıkları yerden kurtulmak isteyen üç gencin hikâyesinin anlatıldığı diziyi GAİN’de izleyebilirsiniz.
‘Benim Varoş Hikâyem’ Bize Ne Kattı?
Adana dizileri, filmleri kimi Avrupalı yönetmenlerin doğu filmlerine benziyor. “Biz meseleye batıdan bakıyoruz; güzel gözlü kadınlar, çaylar, bıyıklı adamlar ve bütün bunlarla harmanlanmış geride kalmışlık görüyoruz,” diyen filmlerden söz ediyorum. Bu bakış açısını orada ne yaşandığını bilmeden üstten bir bakışla bir yerin kültürüne, insanlarına ilişkin değerlendirmede bulunmak olarak tanımlayabiliriz. Adana hakkındaki dizi ve filmler de çoğu zaman bu yanlışa düşüyor. Benim Varoş Hikâyem’se bu durumun tam tersini yansıtıyor. Gerçekte olanları, gerçek insanların hikâyelerini olduğu gibi gösteriyor, beğenip beğenmemek seyirciye kalmış. Benim Varoş Hikayem, yoksulluğu ve çaresizliği anlatıyor. Başka bir şansı olmayanların, gidemeyenlerin, orada kalmak ve uyum sağlamak zorunda olanların varoşunu anlatıyor. Sırf bu denli gerçekçi bir bakış açısı bile bize mutlaka bir şeyler katacaktır.
Tek başına Benim Varoş Hikâyem’i izlemenin yetmeyeceği düşüncesindeyim, anlatılanlara kafa yormak gerekiyor. Film, bu bakış açısıyla yaklaşan seyirciyi “Neden?” sorusunu düşünmeye davet ediyor. Birbirimize söyleyecek çok şeyimiz var, dinleyenimiz de olur muhakkak.