Çarpıcı Bir Gizem-Gerilim Hikâyesi: Sarmaşık Zamanı – Ayşegül Gündoğdu
TOD Originals yapımı olarak beIN CONNECT’te izleyebildiğimiz Sarmaşık Zamanı bir kadının öldürülmesinin etrafında dallanıp budaklanan hikâyesiyle gizem, dram ve psikolojik gerilimi harmanlayarak oldukça başarılı bir proje olarak karşımıza çıkıyor.
Dizi sosyoekonomik açıdan üst-orta sınıf olarak nitelendirebileceğimiz refah seviyesine sahip ailelerin yaşadığı şehir merkezi dışındaki lüks bir sitede yaşayan Ezgi ve ailesinin etrafında şekillenerek başlıyor ama tüm siteyi bir sarmaşık ağı gibi bu olay örgüsüne ekleyerek izleyicilere hem bir cinayetin araştırılma ve çözülme sürecini hem de soruşturmayı yürüten ekip üyeleri dahil sitedeki neredeyse tüm karakterlerin gerilimli ve heyecanlı hikâyesini sunuyor.
Ezgi çiçekçi dükkânıyla ilgilenen, eşi ve çocuğuyla bu lüks sitedeki çok mutlu, çok mükemmel aile hayatına sahip gibi görünen diğer çiftler gibi yaşayan ama aslında fiziksel ve duygusal şiddete uğrayan ve bu yüzden ciddi şekilde travmalı (örneğin evde çatıdan duyduğu seslerle bir anda çok ciddi bir korkuya kapılması, Kerem’in bir telefon konuşması sırasında çocuğuyla o an panikle kaçmaya çalışması, kendisiyle sürekli görüşen bir erkeği sadece onunla görmemiz) bir karakter.
Dizi şu ana kadar yayınlanan sekiz bölümünde de karakterlerle ve yaşanılanlarla ilgili detayları yavaş yavaş açarak her şeyi bu gizem örgüsü içinde sunuyor ve bir sonraki bölümü kalan parçaları toparlayabilmek için merak ettirmeyi başarıyor, ki dizinin esas başarısı da heyecan ve gerilimi bu şekilde canlı tutmayı başarabilmesi diyebiliriz.
Ezgi dışında, sitede işlenen cinayetin maktulü Arzu evli, mutlu, mükemmel hayatlara sahip aileler/eşler görüntüsünü bozan, hatta bu görüntüye dışarıdan dahil olarak bekâr, yalnız anne, güzel ve çekici hatta sitedeki herkesle gayet rahat tavırlarıyla iletişim kuran kadın olarak sitede erkekler ve kadınlar tarafından hem merak hem de şüphe ve kuşkuyla karşılanan karakter olarak karşımıza çıkar.
Dahası, herkesçe dışlanıp sitenin düzenine uymadığı için çemberin dışına itildiği kadar, kendisiyle arkadaşça iletişim kurabilen belki de tek kadın olan Ezgi’ye yetimhanede büyüdüğünü, kimsesi olmadığını anlatacak ve kendisiyle arkadaşlığını bozmamasını isteyecek kadar yakınlık arayışında olduğunu hissedebileceğimiz bir karakter olarak da belirir.
Dizi Ezgi ve Arzu gibi Kerem, Ali, Metin, Münevver, Nesrin, Zeynep ve diğer pek çok karakteri benzer şekilde merak uyandırıcı ve her bölüm kendilerine ait farklı detayları öğrendiğimiz bir senaryoyla sunuyor ve yine bir ağ misali tüm bu detayları heyecanlı, gizem ve gerilim dozu yüksek bir psikolojik dram formunda sunabiliyor.
Cinayet konusu sebebiyle polisiye öğelerini kullanmakla beraber bunu salt bir polisiyeye dönüştürmeden, benzerlerini Amerikan hatta yönetmenliği ve görüntü yönetmenliğiyle başarılı şekilde kurulan atmosferi ve genel mizanseniyle bazı İskandinav dizilerini de andırarak, zamanda sürekli geri dönüşler ve bugün arasında hareket ederek aktarmayı başarabiliyor.
Bunda elbette dijital bir platformda yayınlandığı için süresinin daha kısa olmasıyla olayları ve gidişatı saatlerce ve bölümlerce uzatmak zorunda kalmamanın payı çok önemli, bu sayede dizi her bölüm dinamik bir tempoyu heyecan ve merak örgüsüyle daha canlı tutabiliyor.
Tüm bunları düşündüğümüzde Sarmaşık Zamanı’nın hem tür hem de anlatım tarzı olarak riskli olabilecek bir alanı gayet güzel ele alarak kullanabildiğini ve karakterlerin ve oyuncuların projeyle uyum içerisinde olmasıyla da dijital projeler açısından kayda değer bir alanı kendisine açtığını söyleyebiliriz.
Bu yazı, Episode’un 51. sayısında yayımlanmıştır.