Distopya, Aşk ve Direniş: ‘Sıcak Kafa’

 Distopya, Aşk ve Direniş: ‘Sıcak Kafa’

Netflix Orijinal yapımı, Mert Baykal’ın yönetmenliğini üstlendiği Sıcak Kafa geçtiğimiz ay yayınlandı. Afşin Kum’un aynı isimli romanından uyarlanan sekiz bölümlük distopik dizi, alıştığımız çoğu Türk yapımından farklı. Dizi çekimlerinin pandemideki kapanma sürecine denk geldiğini anlatan yönetmen Mert Baykal, aslında bunun büyük bir şans olduğunu da ekliyor. Ben de tamamen aynı fikirdeyim. Her daim canlılığına aşina olduğumuz İstanbul’un boş sokaklarını, Galata’nın cansız halini ve ‘otobüs geçmeyen’ otobüs duraklarını izlemek değişik bir deneyimdi.

Konuşma ile bulaşan bir hastalık: adı, “abuklama”, bu hastalığa yakalananlara verilen isim “abuk”. İstese de abuklayamayan bir kişi var, adı Murat Siyavuş. Salgının henüz başlarındayken Salgınla Mücadele Kurumu, yani SMK’de abuklama üzerine çalışmış bir dilbilimci. Oldukça farklı bir karakter olmasının yanı sıra abuklamaya karşı immün tepkiler gösteren ve abuklamaya maruz kaldığında kafası ısınan biri Murat. Dizinin adı da onun ısınan sıcak kafasından geliyor.

Her distopya bir aşk hikayesiyle beslenmeli bence. En ünlü distopyaların hemen hemen hepsinde bu vardı. Aşk, aşeka bitkisi. Arapçadan geliyor dilimize. Aşeka bitkisi bir sarmaşık türü. Bu sarmaşık, bir ağaç seçer kendine ve seçtiği bu ağaca dolanarak onu yavaş yavaş soldurur hatta öldürür, adeta onun can suyunu alır ve yerine kendisi büyür.

Sıcak-Kafa

Murat’ın âşık olduğu Şule, Artı 1 adı verilen bir örgüte üye ve bu grup, SMK’nin aksine salgına bir çözüm bulma konusunda ciddiyetle çalışıyor. SMK ile Artı 1’in tek bir ortak hedefi var: Murat. Murat, Artı 1 için hastalığın tedavisindeki biricik umutken SMK için büyük bir risk faktörü. Murat’ın ise tek isteği, sıcak kafasından kurtulup sıradanlaşabilmek ve Şule ile birlikte olmak.

Dizi, sekiz bölümüyle beni ekrana kilitlemeyi başardı. Osman Sonant müthiş bir performans sergilemekle beraber rolüne de çok yakışmış. Distopya yazmak ve yönetmek kadar oynamak da zorlu bir iş. Şevket Çoruh, Anton rolüyle erk ve gücün insani yönünü tasvir ediyor adeta. Gonca Vuslateri, alıştığımız siyah ve dimdik siluetiyle hem diziye hem Özgür’ün sevgilisi rolüne çok yakışmış. Özgür, SMK’de Murat’la çalışan ve Murat’ın sıcak kafasının sebebi olan bilim adamı. Özgür karakterini canlandıran Özgür Emre Yıldırım diziye bambaşka bir hava katmış. Haluk Bilginer’den bahsetmeden olmaz… Bilginer’in oyunculuğunun en büyük destekçisi sesi diyebilirdim ama Sıcak Kafa ile sessiz bir şekilde de büyüleyebileceğini göstermiş oldu. Oynadığı karakter Haluk, Murat’ı abuklatmayı başaran, altıncı seviye bir abuk. Murat’la Haluk arasında farklı bir bağ var. Bu çözülürse hastalık da çözüme kavuşur denebilecek seviyede bir bağ. 6. bölümde ilk defa çıkıyor ekrana. Ekranda belirdiği o an, bana 1999 yapımı meşhur Kuzuların Sessizliği filmini anımsattı. Tıpkı Hannibal Lecter gibi ağzı bağlanmış bir şekilde getirilmesi ve onu gören diğerlerinin dehşeti oldukça etkileyiciydi.

Sıcak-Kafa-Haluk

Dizinin son sahnesinde Murat, Şule ve Artı 1’den kurtarmayı başardıkları arkadaşlarıyla güvenli lokasyon olan Armutlu’ya giderken, Şule’nin dizinin antigonisti, kötü adam Fazıl’a yerlerini bildirdiğini öğreniyor. Diğer sezonun geleceğinin habercisi niteliğinde olan bu final hiç öngörülebilir değildi. Şule, dizinin devamında aşeka gibi dolandığı ağacı mı öldürecek?

Yağmur Çöl

İstanbul'da doğdu, İstanbul'da yaşıyor. Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünde okudu. İngiliz ve Alman Edebiyatına, polisiyeye ve sinemaya meraklı.

Related post