Dizilerin Gençleri – Mert Gürer & Zeynep Gürer

 Dizilerin Gençleri – Mert Gürer & Zeynep Gürer

Son zamanlarda en çok duyduğumuz kavramlardan biri “kuşak” olabilir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde toplum bilim alanında kullanılan kuşağın tanımı şöyledir: “yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon.” (https://sozluk.gov.tr/) Kuşaklar zamanın ruhuna göre, ekonomik, toplumsal, teknolojik gelişmelerden etkilenerek şekillenmektedir. Aynı zaman diliminde yaşamak kuşaklar için belirlenen tanımları yüzde yüz karşılamak anlamına da gelmemektedir. Örneğin ülkeler arasında, kültürler arasında ya da kentsel-kırsal arasındaki farklar kuşakların biçimlenmesinde değişikliklere yol açmaktadır. Böyle de olsa araştırmacılar özellikle eğitim, pazarlama, iletişim, yönetim ve organizasyon alanlarında çalışmalar yaparak kuşakları tanımlamaya çalışmaktadır. Özellikle ülkemizin seçim atmosferine girmesiyle ilk defa oy kullanacak gençlerin potansiyelinin keşfedilmesi Z kuşağına duyulan ilgiyi de beraberinde getirmiştir. Peki, yapılan genel tanımlamalara göre kimdir bu Z kuşağı?

Z kuşağı; bilgisayar, internet, mobil iletişim teknolojileri gibi dijital çağın vazgeçilmez unsurlarının içerisine doğan, onlarla gelişen ve yaşayan bir jenerasyondur. Dolayısıyla diğer kuşaklara nazaran dünyaya çok daha kolay entegre olmaktadırlar. Siber uzamda geçirdikleri zaman gerçek dünyadakinden daha fazla olduğu için sosyal ilişkileri de bir önceki kuşaklara göre farklılık göstermektedir. Araçsal iletişim konusunda yüz yüze iletişimden daha başarılıdırlar. Birden fazla kimlikleri ile dijital alanda bulunabilmektedirler. Dünyada yaşanan tüm olumsuzluklar (çevre kirliliği, salgın hastalıklar vb) karşısında farklı değer sistemine sahiptirler (Karahasan 2018, 32). Bu kuşak aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme kapasitesine de sahiptir. Çoklu odaklanma becerisine sahiptirler. Tüketim alışkanlıkları açısından da Z kuşağı, internet çağında yaşadığı için e-alışverişe yatkındır. Kişiselleşmiş, imaja dayanan ürünlere odaklanmaktadırlar. Akışkan yaşamları onların marka sadakatlerini de azaltmaktadır. Tüketimde farklı referans gruplarından etkilenebilmektedirler (Altundağ 2012).

Tanımlamaya çalıştığımız kuşak kavramından da anlaşılacağı üzere her dönemin “genci” farklı özelliklere ve yaşam pratiklerine sahiptir. Günümüz gençlerinin dizilerde nasıl sunulduğu üzerine sınırlı bir inceleme hazırlamaya çalıştık. Yeni sezonda yayın hayatına başlayan ve temasını gençlerin ilişkileri üzerine kuran dizilerden Darmaduman, Duy Beni, Tozluyaka ve Gelsin Hayat Bildiği Gibi’nin ilk bölümlerine baktığımızda gençlerin temsilleri için şunları söyleyebiliriz: Darmaduman dizisi özel bir üniversiteyi burslu kazanan, Eskişehir’den İstanbul’a ikizi ve ailesiyle gelen Kerem üzerine kurulmuştur. Babaanne ve dedelerinin evine taşınmak zorunda kalmalarıyla üç kuşak arasındaki çatışma çok net bir şekilde gösterilmektedir. Babaanne ile yaşananlar kuşak farkının en somut göstergesi niteliğindedir. Ayrıca yeni nesil ebeveynlik ile geleneksel arasındaki uçurumda izleyiciye aktarılmaktadır. Dizide ayrıca Kerem ve Ece’nin %75 burs kazanarak başladıkları üniversitede karşılaştıkları sınıfsal çatışmalar da çok belirgindir. Kampüste, para sahibi olan aynı zamanda iktidar sahibidir ve canının istediği herkese zorbalık yapabilmektedir. Cep telefonuyla çekilen görüntülerin “post” olarak paylaşılması bir tehdit unsuru olarak sunulmuştur. Bu, gençlerin hayatlarındaki siber zorbalığın gösterilmesi adına da oldukça önemlidir. İlk bölümde gençler arasında sözel ve fiziksel şiddet oldukça fazla gösterilmiştir. İyi ve kötü arasındaki temsilde de şiddet uygulayan, ilgisiz, içki içen, uyuşturucu kullanan ebeveynlere sahip olanlar genelde sorunlu çocuklar olarak gösterilmiştir. Bu çocuklar kendileri de içki içen, umursamaz, şımarık, akranları arasında iktidar kurmaya çalışan, sınıfsal farklılığı vurgulamaktan hoşlanan, marka düşkünü ve hap kullanan olarak sergilenmişlerdir. Görünümleri üzerinden akranlarını yargılayabilmektedirler. Dizide bu haksızlıklar ile savaşan ana karakterler nicelik olarak diğerlerine oranla oldukça azdır. Bu da gençlerin çoğunun sorunlu, zorba ve bencil olduğu algısını desteklemektedir.

darmaduman

Tozluyaka dizisi, sınıf farklılığının en belirgin işlendiği içerik olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem mahalle kültürü hem de yüksek kültür öğelerini dizide görmekteyiz. Kimi gençler devlet lisesinde okuyup bisikletle ulaşım sağlarken kimi öğrenciler lüks yatlar, pahalı arabalar kullanıp özel bir okulda eğitim görmektedir. Dizide sosyal medya kullanımı çok az olmakla beraber gündelik hayatta dış görünüş üzerine inşa edilmiş diyalogları yapılmaktadır. Teknoloji kullanımı yoğun olmamakla birlikte bunlar içinde en belirgin olanı cep telefonu kullanımıdır. Özellikle ekonomik çatışma unsuru “Biz seninle eşitlenmiş mi olduk?”, “Mahallende vardır bir dengin”, “Fakir bunlar fakir fakir” vb. cümlelerle izleyiciye belirgin bir şekilde aktarılmaktadır. Ekonomik seviyesi düşük bir mahalle tasvirinde sunulan gençlerin aile yapılarında bekâr anne ve Alzheimer hastası baba figürü ile yaşam koşullarının zor olduğu anlatımı yapılmakta, karşıt konumda olan gençlerinse okul sahibi baba ve dış görünüşe önem veren bir anne figürü, izleyici nezdinde çatışmanın uç noktalarını sembolize etmesi için aktarılmaktadır.

dizilerin gençleri

Gelsin Hayat Bildiği Gibi, incelediğimiz diziler arasında ana karakteri genç/öğrenci olmadığı halde genç kuşağı hikâyesinin temeline alan dramatik bir anlatı yapısına sahiptir. Lise çağlarındaki gençler arasındaki çatışmalar üzerine inşa edilmiş bir içerik olmakla birlikte özellikle yaşanmışlıklarının arka planında yer alan aile ve akran zorbalıklarına göndermeler barındırmaktadır. Aile içi şiddet mağduru olmak, üvey evlat olarak ayrımcılığına uğramak, kadına yönelik şiddete kayıtsız kalmamak vb. durumlar yüzünden yaşananların gençlerin hayatlarını nasıl değiştirdiğini ve bu mağduriyetler karşısında ikinci bir şansa ihtiyaçları olduğuna dair vurgu yapılmaktadır. Teknoloji kullanımı cep telefonu ile aktarılırken bağlama çalma ve futbol gündelik hayatın içinde yapılan aktiviteler olarak gösterilmektedir. Dizi tarihimizde ana hikâyesinde ıslahevlerinin işlendiği içeriklere az rastlanmaktadır. Dizinin hikâye kurgusundaki ıslahevi vurgusu gündelik hayatta göz ardı edilmemesi gereken bir olgu olması nedeniyle önemlidir. Bu dizide karşılaştığımız en belirgin karşıtlık, otorite (öğretmen) ve yaşıtlar arası yaşananlardır.

gelsin hayat bildiği gibi

Duy Beni dizisi de gençler arasındaki zorbalığı konu almıştır. Ana karakter Ekin’in yaşadığı mahallede şahit olduğu bir araba kazası sonucunda özel bir liseye iki arkadaşıyla birlikte burslu öğrenci olarak kabul edilmesini konu almaktadır. Bu özel lisede okuyanlar oldukça varlıklı ailelerin çocuklarıdır. Okul bahçesinde, öğrencilerin kullandığı lüks arabalar gösterilmektedir. Paten kayan, kaykaya binen, basket oynayan öğrencilerin elinde kahve ve cep telefonu bulunmaktadır. Üniformalarının her biri farklıdır. Kızlar makyajlıdır ve abartı aksesuarları bulunmaktadır. Okulun üniformasına uyanlar üç burslu öğrencidir. Okulun kendine has kuralları/kuralsızlıkları vardır. Otorite yoktur ve öğrenciler hiçbir şekilde otoriteyi kabul etmemektedir. Akranlar arasında siber zorbalık yapılmaktadır. Instagram paylaşımları bir tehdit olarak kullanılmaktadır. Yine akranlar arasında fiziksel ve sözlü şiddet çok yaygındır. Hem sınıfsal farklılıklar hem de akranlar arasındaki iktidar mücadeleleri dizinin ana çatışma temalarıdır. Darmaduman dizisinde olduğu gibi “sorunlu” çocukların ebeveynleri de oldukça sorunlu gösterilmiştir. İlgisiz, sevgisiz, şiddet uygulayan, parasıyla iktidar kurmaya çalışanlar olarak aktarılmıştır.

dizilerin gençleri

Bu dört diziye baktığımız zaman gençlerin temsilinde ana çatışma unsuru, akranlar arasında yaşanan sınıfsal farklar ve/veya iktidar kurmaya yönelik olarak gösterilmiştir. Sınıfsal farklılıklarda ekonomik güce sahip olanlar genelde ya zorbadır ya da yapılan zorbalığa ses çıkarmayanlardır. Asıl suçlular ebeveynler olarak gösterilmektedir. Darmaduman, Duy Beni dizilerinde ana karakterin sesinden hikâye anlatılmaktadır, bu da izleyicinin o gençle özdeşim kurmasını kolaylaştırmaktadır. Hikâyelerde aşk ilişkileri de sınıfsal farklılık ekseninde anlatılmıştır. Bu dizilerin birinci bölümlerine baktığımızda şiddetin çok yoğun sergilenmesi gençlerin kendi aralarında iletişim kurmadaki zorluklarını da bize aktarmaktadır. Hemen hemen hepsi elinde cep telefonuyla görüntülenmiştir. Çoğunlukla arkadaşlık ilişkileri de sorunlar üzerinden kurulmakta ve dağılmaktadır. Üst sosyal statüdekiler marka seven, lüks tüketim yapan, görünümlerine oldukça önem verenlerdir. İncelenen hiçbir dizide ulusal veya uluslararası gündemle uğraşan genç temsil edilmemiştir.

Bu yazı, Episode’un 45. sayısında yayımlanmıştır.

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir