Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Edebiyat Uyarlaması Diziler I
Dünyanın her yerinde önce sinema ardından dizi sektörü edebiyattan beslenmiş. Oturup yeni senaryolar yazmaktansa var olan, sevilen iyi hikâyelerin senaryolaştırılması oldukça akla yatkın bir yöntem dolayısıyla sinema da diziler de varoluşundan itibaren edebiyata çok şey borçlu. Türkiye’nin ilk dizisi de TRT tarafından uyarlanan Şair Evlenmesi (1968). Yönetmen Tunca Yönder’in de belirttiği gibi böylece Türkiye’nin ilk televizyon draması, ilk tiyatro oyunuyla birleşmiş oluyor.* O günden bugüne birçok edebiyat eseri, başta doğal olarak TRT ardından birçok farklı kanal tarafından defalarca uyarlanmış. Biz de Episode okurları için bir yazı dizisine başlıyoruz. Geçmişten bugüne televizyondaki edebiyat uyarlamalarını hep birlikte hatırlıyoruz. İyi okumalar…
Küçük bir bilgiyle başlamak istiyorum: TRT yapımcıları Yağmur Sıkıntısı, Hülleci, Bir Cinayet Oyunu, Köşebaşı, Mikado’nun Çöpleri, Cengiz Han’ın Bisikleti, Çorak Toprak, Dolap Beygiri, Villada Cinayet gibi yerli uyarlamaları gerçekleştirirler. Bu yapımlar arasından Bir Cinayet Oyunu ve Villada Cinayet adlı uyarlamalar, yayın biçimleri açısından ilginçtir. “Öldüren Kim” başlığıyla yapılan bu uyarlamalar, olay ve çözüm şeklinde iki bölümden oluşur. “Olay” bölümü erken bir saatte yayınlanarak, işlenen cinayet ve muhtemel katil veya katiller üzerine izleyicinin kafa yorması sağlanır; daha sonra geç bir saatte de “Çözüm” bölümü yayınlanarak, cinayetin nasıl ve kim tarafından gerçekleştirildiği anlatılır.
Yukarıda da çalışmasından faydalandığım Fuat Kale’den yaptığım bu alıntıda yer alan dizilere ne yazık ki internetten ulaşmak mümkün değil. Bu yüzden biraz daha ileri sararak devam ediyoruz. Bu dizilerse TRT arşivlerinde var. Zamanla paylaşılmasını umalım.
Ömer Seyfettin Hikâyeleri (1975)
Bu yapımın en ilgi çekici kısmı, yönetmenliğini Ömer Lütfi Akad’ın yapmış olması. TRT’nin ilk dönemlerinde özellikle belgesel alanında ama burada da görüldüğü üzere televizyon dizilerinde de önemli yönetmenler yetiştirdiği bir gerçek. Oyuncular ise hikâyeden hikâyeye farklılık gösteriyor. Kadir Savun, Aydemir Akbaş, Yılmaz Gruda gibi birçok Yeşilçam oyuncusu bu hikâyelerde yer almış.
Denizin Kanı (1978)
İlginç bir hikâyeye sahip olan bu uyarlama Ege’de sünger avcılığıyla geçinen bir grubun deniz ve toprak tutkusunu işliyor. Tarık Dursun Kakınç’ın yazdığı romanı Yücel Çakmaklı uyarlamış. Oyuncular arasındaysa Eşref Kolçak, Muhterem Nur gibi isimleri göreceksiniz.
Çalıkuşu (1986)
2013 yılında yeniden uyarlamasını izlediğimiz sırada evlerde, “Eski Çalıkuşu bambaşkaydı,” konuşmaları geçiyordu, hatırlarsınız. İşte o eski Çalıkuşu, TRT’nin 1986’da uyarladığı versiyonu. Reşat Nuri Güntekin’in idealist öğretmen Feride’nin (Çalıkuşu) Anadolu kasabalarında geçen yıllarını anlatan romanı herhalde dizi, film, tiyatro olarak en çok uyarlanan ve sevilen Türkiye edebiyatı örneği olmuştur. 1986 yapımı diziyse Aydan Şener’in performansıyla akılda kalıyor. Yönetmenliğini yine önemli bir isim, Osman F. Seden üstleniyor. Türkan Şoray’ın rol aldığı Çalıkuşu filmini de (1966) Osman Seden uyarlamış. Belki ona da
bir göz atmak istersiniz.
Yaprak Dökümü (1987)
“Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey,” repliğini hatırlamayan, hâlâ şaka yapmak için kullanmayan yoktur. Ama şimdi 2010 yapımı Yaprak Dökümü’nden söz etmiyoruz. 2013 yapımı Çalıkuşu büyük oranda romana sadık kalarak çekilmişti, 2010 yapımı Yaprak Dökümü’yse günümüzde geçiyordu ve romandan zaman zaman uzaklaşarak ilerleyen hikâye akışı sözkonusuydu. Belki de bu yüzden güncel Çalıkuşu’ndan çok daha fazla tutuldu, bilemiyorum. Ancak 1987 yapımı Yaprak Dökümü aslına uygun biçimde ilerliyor. Oyuncu kadrosundaysa Kerim Afşar, Serap Aksoy gibi isimler yer alıyor. Hikâyeyi bildiğinizi düşünerek ayrıntılara girmiyorum ama belki de artık romanı okuma ve bu versiyonunu izleyerek ünlü diziyle kıyaslama zamanı gelmiştir.
Ateşten Günler (1988)
Halide Edib Adıvar’ın Ateşten Gömlek romanını okumadıysak bile hepimiz ilkokuldan hatırlarız. Halide Edib’in tartışmalı bir romancılığı olabilir ancak cumhuriyet tarihi açısından konumu ve özellikle bu romanının tarihsel misyonunun tartışılmaz olduğu bir gerçek. Beni heyecanlandıran bir başka noktaysa ana karakter Ayşe’nin Zuhal Olcay tarafından canlandırılması. Hikâye şöyle; Ayşe, İzmir’in işgali sırasında kocası ve çocuğunun öldürülmesiyle tek başına kalıyor ve İstanbul’a bir akrabasının yanına gidiyor. Burada İhsan ve Peyami’yle birlikte Kuvayımilliye’ye katılmak için Anadolu’ya yola çıkıyor. Küçük bir not; Ateşten Gömlek’in 1923 yapımı bir sinema uyarlaması var. Yönetmenliğiniyse o dönemin henüz tek yönetmeni diyebileceğimiz Muhsin Ertuğrul yapmış. Filmde rol alan Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir, bir filmde oynayan ilk Türk kadın oyuncular. Filmin 1923 yılında, henüz işgal altındaki İstanbul’da gösterildiğini de ekleyelim. Nasıl bir atmosfer yarattığını siz hayal edin.
Hanımın Çiftliği (1989)
Yine güncel (2011) uyarlamasını iyi hatırlayacağımız bir eski uyarlamayla karşı karşıyayız. Orhan Kemal’in romanından uyarlanan eser; Adana’nın güçlü ve zengin toprak ağası Muzaffer Bey, onun çırçır fabrikasında işçi olarak çalışan Güllü ve aynı fabrikada makinacılık yapan Kemal arasındaki aşk hikâyesini anlatıyor. Elbette yalnızca bir aşk hikâyesi izlemiyoruz, feodalizmin kalıntılarını ve sınıf gerçeğini de göz önüne seren bir eserle karşı karşıyayız. Oyuncu kadrosunda Fikret Hakan, Erol Taş gibi oyuncuların yanı sıra ilerleyen yıllarda dizilerde sıklıkla yer alan Gülben Ergen’i göreceksiniz.
Geçmişten günümüze edebiyat uyarlaması dizileri öğrenmek, hatırlamak ve bu vesileyle çocukluğunuzda okuduğunuz romanlara göz gezdirmek için Episode derginin ilerleyen sayılarında buluşmaya devam edelim. İyi seyirler…
*Fuat Kale, “TRT Yerli Edebiyat Uyarlamaları 1968-2015”, TRT Akademi 4/07 (Ocak 2019): 127
Bu yazı, Episode’un 44. sayısında yayımlanmıştır.