Hem Hafızalara Hem Kalplere Kazınmış 6 Yerli TV Filmi
Bugün değişen ekonomik durumlar ve yerli dizi sektöründeki malum değişimlerden ötürü “TV filmi” türüne pek yüz verilmiyor. Projeler ya dizi ya da sinema filmi olarak üretiliyor. Fakat özellikle doksanlı yıllar olmak üzere yerli TV kanallarının da geçmişinde yer eden yerli TV filmi akımı, bugün birçokları için hayal meyal hatırlansa da birçoklarının hafızalarına ve kalplerine kazınmış işler içeriyor.
Elbette bu işlerin birer senaryo, kurgu, çekim harikası olduğunu söylemek, dönemin imkanları itibariyle zor. Ama doksanlar ve eskinin ruhundan mı, insanoğlunun nostalji özleminden mi bilinmez bu TV filmleri bugün hatırlayanlar için çok özel birer anı olarak duruyor.
Aşağıda en karakteristik, en akılda kalanları derlediğimiz listeye eklemek istedikleriniz olursa sayfanın en altındaki yorum kutusuna yazmayı unutmayın.
Çok Beğenilince Diziye Uyarlanan “Çatısız Kadınlar”
Hapishaneden kaçan ve peşindeki güvenlik güçlerini epey zorlayarak hiç yakalanmayan, hatta peşine düşen kimi polis ve dedektiflerle aşk yaşayan iki kadının hikâyesini izleriz Çatısız Kadınlar’da. Mahinur Ergun imzası taşıyan senaryo, Ergun’un bir gazete haberinden esinlenmesiyle ortaya çıkmış.
İlk olarak TV filmi formatında hazırlanan ve yayınlanan Çatısız Kadınlar, daha sonra dizi uyarlamasıyla da izleyici karşısına çıktı. Filmde Yasemin Alkaya’nın canlandırdığı karaktere dizide Zuhal Olcay hayat verirken, hem filmde hem dizide lale Mansur’u aynı rolde görürüz. Kadroda başka kimler mi var? Selçuk Yöntem, Feridun Koç, Ayhan Kavas ve daha birçok yetenekli isim.
Filmin, dönemin pek güzide TV filmlerinde imzası olan İrfan Tözüm yapımcılığında çekildiğini de belirtelim.
Çağan Irmak İmzalı Bir TV Filmi: Çilekli Pasta
Çağan Irmak filmleri ve dizilerini sevenlerin bile pek bilmediği, Çilekli Pasta’yı bilenlerin de Çağan Irmak imzasını gözden kaçırabildikleri bir film bu.
Başrollerinde, dönemin popüler isimlerinden Yasemin Kozanoğlu ile Uğur Polat’ı buluşturan filmde Yeliz Tozan, Akasya Asıltürkmen ve Kerem Kupacı da karşımıza çıkar.
Çok sevdiği bir pastaneyi işleten Onur, her gün bir çilekli pasta yapar. Severek, tutkuyla yapar ama satışa çıkarmaz çünkü bir tür totemdir bu pasta. Onu, platonik aşık olacağı ilk kadına hediye etmek üzere saklar. Bir gün, bir çekim için ünlü bir yüz olan, Onur’un da hayranı olduğu Burcu Burkan pastaneye gelir ve ikilinin arasında bir ilişki filizlenir. Fakat her şey böyle tospembe gitmez zira Burcu’nun sakladığı sırlar vardır.
Günaydın İstanbul Kardeş
Yeşilçam’ın çok tanıdık olduğu romantik komedi türündeki filmlerin doksanlar ruhuyla harmanlanmış güzel bir versiyonu olan Günaydın İstanbul Kardeş, TV filmlerinin de en ünlülerinden birisi aslında. 1998 yapımı film de Çağan Irmak imzasını taşıyor, hatta aynı zamanda senaristi de olan Çağan Irmak’ın yönetmenliğini üstlendiği ilk televizyon filmi niteliğini taşıyor. Volkan Severcan ile Esra Akkaya’nın başrollerini paylaştığı dizide, Severcan’ı bir radyo DJ’i olan Alican rolünde görüyoruz. Saflık derecesinde iyi niyetli, komik bir karakter olan Alican ile onun aşık olduğu Sadenaz’ın naif hikâyesi, filmin konusunu oluşturuyor.
Filmde ayrıca Güler Ökten, Dilaver Uyanık, Ayhan Kavas, Goncagül Sunar, Ülkü Ülker ve Sevda Aktolga’yı da görürüz.
Film bittiğinde bir yaşama sevincinin, aşık olma isteğinin hasıl olduğu, film hakkındaki en popüler yorumdur.
Fikret Hakan ile Toprak Sergen’i Buluşturan “Her Şey Oğlum İçin”
Öncelikle uyarı: Aynı isimde birkaç film daha olmakla birlikte izleyicinin pek sevmediği, Zeki Alasya yönetmenliğinde Süheyl Uygur’la çekilmiş olanın daha çok bilindiği filmle karıştırılmasın.
Bizim bahsedeceğimiz ise Macit Koper’in yönetmenliğinde çekilen, başrollerini Fikret Hakan, Toprak Sergen, Selma Güneri, Mine Çayıroğlu, Perin Karaali gibi isimlerin yer aldığı, yapımcı koltuğunda yine İrfan Tözüm’ün oturduğu film olacak.
Filmi bir anahtar kelimeyle anlatmak istesek bu kuşkusuz “aile filmi” olurdu. Zira filme, her kötü olayda Fikret Hakan’ın gülümseyerek, umut vererek söylediği “Biz bir aileyiz” mottosu damga vurmuştur. Bir balık üretim tesisi işleten Salih (Fikret Hakan) ve onun yurtdışında, aile şirketine yararlı olmak üzere Su Ürünleri Mühendisliği okumaya giden oğlu Başar’ın (Toprak Sergen) hikâyesi, Toprak Sergen’in yaptığı türlü züppelikler üzerinden anlatılıyor. Ümit verici bir “sürekli yeniden başlama” filmi izlemek isteyenler için önerilir.
İç Parçalayan Aşk Hikâyesiyle “Muhallebicinin Oğlu”
Bu kuşağın en bilinen filmlerinden ve en yürek dağlayanlarından Muhallebicinin Oğlu, “mahallenin hafifmeşrep ablasına aşık olan küçük çocuk” hikâyesini çok derinden anlatan bir yapım olarak karşımıza çıkar.
Cemal Şan yönetmenliği ve yine İrfan Tözüm yapımcılığında, Hakan Haksun ve Cemal Şan’ın senaryosuyla çekilen dizide Fikret Kuşkan ve Yasemin Alkaya’nın yanı sıra Binnur Kaya’yı da görebilirsiniz.
Özellikle İncesaz grubunun yaptığı müzikleriyle akıllara kazınmış, hüzünlü final sahnesiyle dibe çekmiş olan filmi muhtelif online ortamlarda izlemek mümkün.
Bir Aydan Şener ve Toprak Sergen Klasiği: “Ay Işığında Saklıdır”
Aslında sadece Aydan Şener filmleri bile, yerli TV filmleri konusunda başlı başına bir liste, hatta dosya konusu olabilir. Bu filmler içerisinde ise akıllara ve kalplere en kazınanı, en karakteristiği hiç kuşkusuz “Ay Işığında Saklıdır” olacak.
Osman Yağmurdereli yapımcılığında hazırlanan filmde, klasik bir “ayrı dünyaların insanları” konusunu Uygar karakterinin “klasik erkek zafiyeti” çerçevesinde izleriz. Özellikle final sahnesi, Toprak Sergen’in kullandığı cip ve filmin başında trafikte bir arabayı parçaladığı açılış sahnesi ile akıllara kazınan Ay Işığında Saklıdır, bir yanıyla da Demir Demirkan’a ait olan ve Şebnem Ferah’ın seslendirdiği şarkısıyla ünlüdür ki Şebnem Ferah bu şarkıyı herhangi bir albüme koymamıştır. Yine de vaktiyle bir hayırsever tarafından kurtarılan filmi ve müziğini Youtube’da ayrı ayrı bulabilmek mümkün.
Toprak Sergen ve Osman Yağmurdereli’nin bir arada oluşunun veya bir Ekşi Sözlük yorumuna göre Tarkan Gözübüyük’ün müzik mutfağında yer almasının meyvesi olacak, ; filmde Wonderful Tonight’tan Too Late for Love’a, Deftones’un Nosebleed’inden Satriani’ye kadar geniş yelpazede klasik Rock parçalarını duyabilirsiniz.
Film ayrıca, Münir Özkul’u izlediğimiz son yapımdır.