“Iron Fist” 2. Sezon: Kritik Hataların Altında Ezilen Bir Çırpınış I Yakup Can Yargıç
[highlight]Netflix, 7 Eylül’de Iron Fist‘in 2. sezonunu yayınladı ve yaklaşık iki günlük bir maratonla diziyi tükettim. Ne yazık ki hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeliyim. Dikkat, yazı spoiler içerir![/highlight]
Immortal Iron Fist, Daredevil ile Netflix’in Marvel dizilerinde gördüğümüz karakterlere göre daha derin köklere sahip bir isim. Geride bıraktığımız iki sezondaysa belirli sahneler dışında ekranda gördüğümüzü Iron Fist ile bağdaştırmak zor. İlk sezon, yumrukların konuşması gereken bir ortamda yan karakterlerin sıkıcı repliklerle fazla yer kapladığı, iyi yazılmamış ve sakız gibi uzayan kötü bir örnekti. Bu sezon ise sadece vasat.
Rolüne özenmiş ama…
İlk sezonda ağır eleştirilere maruz kalan sadece dizinin kendisi değildi. Finn Jones, rol kesme konusunda başarılı bir iş çıkaramamıştı. Ardından The Defenders ile birlikte biraz daha rolüne bürünen bir aktör izlemiştik. Bu sezon çok iyi bir performans göremesek de karşımızda rolüne özen gösteren bir aktör var.
Hayatına devam etmeye çalışan bir Danny görüyoruz. Milyarder olmasına rağmen kendisini terbiye etmek amacıyla bir mobilyacıda çalışıyor Rand. Aynı zamanda sokakları koruma işini de görev edinmeye devam ediyor. Aynı şekilde hayatına çekidüzen veren bir Colleen var. İkili mutlu. Ta ki geçmiş peşlerine düşene kadar…
Ana kötünün (Davos) motivasyonu ne kadar yeterliyse, Joy Meachum’ın bir o kadar yetersiz. Sağlıksız bir alt metin olduğu için özellikle Ward ile girilen her tartışmada Joy’un Danny’ye düşman kesilme sebebinin yetersizliği ortaya çıkıyor. İlk sezonda Ward’a göre daha olgun bir kişilik olarak karşımıza çıkan Joy, zayıf senaryo yüzünden hikâyeye iyi hizmet edemiyor. Karakterin tek işlevi, Davos’un ışığını gölgelemek. Davos’u canlandıran aktör Sacha Dahwan, dövüş sahnelerinde dublör kullanmamış. Kendisi keşke aynı özeni rol yapma ve mimik sergileme konusunda da gösterebilseydi.
Aksiyon ilk sezona göre daha fazla fakat Danny ile Davos’un K’un-Lun’daki karşılaşması dışında gelişen sahneler sıkıcı bir havaya sahip. Özellikle Iron Fist‘in öne çıkması gereken anları yan karakterler çalıyor. Final dövüşü ise hayal kırıklığı.
Typhoid Mary, en özenle yazılan karakter
Alice Eve’nin hayat verdiği Typhoid Mary, dizinin en özenle yazılan karakteri. Yaşadığı psikolojik sıkıntılar ana hikâyeyi çok faydalı bir şekilde besliyor. Iron Fist, sinematografik anlamda diğer Netflix yapımı Marvel dizilerine göre daha sade bir iş fakat Mary’nin sahnelerinde tercih edilen renkler ve objeler, karakteri çok daha etkileyici bir figür haline getiriyor. Karakterle tek bir sıkıntım var; ana konuyu gölgeleyecek uzunluktaki sahnelerin diziyi baltaladığını söylemem gerek. Eğer kendisini gelecekte bolca göremeyeceksek Mary’e ayrılan ekran süresi biraz uzun.
Senaryo nasıl yazılamaz!
Danny’ye düşman kesilmek için elinde Joy’a göre çok daha yeterli sebepleri olan Ward ise bu sezonun öne çıkan karakterlerinden. Psikolojik sorunları ve aşk hayatındaki meselelerle başa çıkmaya çalışırken aynı zamanda ailesini de önemseyen, geride bırakılan her bölümde kökleri sağlamlaşan bir karakter izledik. Tom Pelphrey rolünün üzerine düşmüş.
Dizinin son iki bölümü “Nasıl senaryo yazılmamalı?” sorusunun güzel bir örneği. Halihazırda yumruğuna doyamadığımız bir karakterin elinden en çekici özelliğini izleyici üzerinde etki bırakmayan bir şekilde aldıktan sonra, kapanış kısmında da bundan mahrum bırakmak, hikâyeyi kötü etkilediği kadar yan karakterlere de gereksiz bir yük bindiriyor.
Zamanınız varsa…
Iron Fist‘in 2. sezonunu daha iyi olmak amacıyla adımlar atan, bunu yer yer başarsa da kritik hataların altında ezilen bir çırpınış olarak görüyorum. Eğer boş zamanınız varsa ve Netflix yapımı Marvel dizilerini seviyorsanız beklentisiz bir şekilde izleyin. Kış geliyor, yanınıza sıcak içecekler almayı da unutmayın…
Cadde notu: 6,5/10
Yakup Can Yargıç, Fantastik Cadde Ekibi’nin bir üyesidir…