“Senaryoda Güçlü Kadınları Hep Yine Bir Adam Kurtarıyor”
Ünlü oyuncu Kerem Bürsin, GAİN’de Mirgün Cabas’ın sunduğu “Orda Rahat Mısın?” isimli programa konuk oldu. Babasının oyunculuk yapmak istediğinde “Tamamen kendi ayakların üzerinde duracaksın” dediğini anlatan Bürsin, kariyerinin en başlarında şoförlükten tuvalet temizliğine, garsonluktan sosyal medyaya farklı pek çok farklı işte çalıştığını söyledi. Yalan haberleri çok umursamadığını anlatan ünlü oyuncu, “Gerçekten sizi rahatsız eden bir şey olduğunda sosyal medyadan ilk ağızdan açıklama yapıyorsunuz” dedi. Birleşmiş Milletler’in toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik “HeForShe” hareketine destek veren Bürsin, sektörde bazı şeylerin değişmesi için gerektiğinde senaristlerle, yönetmenle konuşarak onları ikna etmeye çabaladığını anlattı.
GAİN’in ses getiren sohbet programı “Orda Rahat Mısın”ın konuğu, Beren Saat ve Eda Erdem’in ardından bu kez Kerem Bürsin’di.
Sohbete Cabas’ın, “Dizin bitince boşluğa düştün mü” sorusuna yanıt vererek başlayan oyuncu, son dizisi biter bitmez yeni projeler üzerinde çalışmaya başladığını söyledi, “Kendimi sadece bir dizi oyuncusu olarak görseydim, o zaman muhtemelen boşluğa düşerdim” dedi.
“Muhteşem Yüzyıl ve Çağan Irmak’ın projesine seçilemedim”
Amerika’dan Türkiye’ye geldikten 1,5 sene sonra ilk dizisine girdiğini ifade eden ünlü oyuncu, “Oyunculuk yapmak istiyor muyum, bunu becerebilecek miyim gibi hayatla ilgili sorularım vardı” dedi.
“O dönem Türkçem çok kötüydü” diyen Bürsin, her pazar günü 2,5 saat boyunca oyuncu Devrim Yakut’tan diksiyon dersi aldığını söyledi. Muhteşem Yüzyıl’ın ve Çağan Irmak’ın bir projesinde seçmelere katıldığını ancak seçilemediğini, sonrasında şansının Güneşi Beklerken ile döndüğünü anlattı.
“Babam tamamen kendi ayakların üzerinde duracaksın dedi”
Amerika’dayken hem oyunculuk hem pazarlama alanında eğitim gördüğünü, üniversiteden mezun olur olmaz pazarlama alanında çok iyi bir teklif aldığını söyleyen ünlü oyuncu, “Son sömestrimi Los Angeles’ta geçirmek ve yavaş yavaş oyunculuğa girmek istediğimi söylediğimde babam hazır güzel bir teklif varken onu değerlendirmemi istedi. Ancak oyuncu olmak istediğimi biliyordum” dedi. Bunun üzerine babasının, “Bunu yapmak istiyorsan okay ama tamamen kendi ayakların üzerinde duracaksın” dediğini anlattı.
“Garsonluk yaptım. Tuvalet temizledim”
“İnandığın bir şey için bu kararı veriyorsun ve sonuçlarına katlanmak zorundasın” diyen Bürsin, o dönemde 80 küsur seçmeye katıldığını ve sadece 2’sinden olumlu yanıt aldığını aktardı. “Garsonluk yaptım. Gece kulübünde bouncer’lık yaptım. Bir spor salonunun tuvaletlerini temizledim ve kirli havluları yıkadım. Şoförlük yaptım. Bir de part time bir sosyal medya firmasında çalışıyordum. Aralarda seçmelere gidiyordum. O dönem otoparkta uyuyordum” şeklinde o dönem yaşadıklarını anlattı.
“Milyoner olma umuduyla her gün 5 dolarlık sandviç yedim”
2 ay boyunca her gün 1 milyon dolar kazanma şansı sunan restorandan 5 dolara aldığı sandviçi yiyerek beslendiğini söyleyen Bürsin, o günlerden bugüne hayatında neyin değiştiğiyle ilgili soruya, “Oyuncu olmak istiyordum, hayatımı bu şekilde geçirmek istiyordum ve şu anda o şekilde hayatımı yaşıyorum. O yüzden şükrediyorum” yanıtını verdi.
“…ama lütfen o salak filmlerde oynama”
İlk büyük rolünü, ünlü bir yapımcı olan Roger Corman’ın “Sharktopus” isimli kült absürt filminde oynadığını söyleyen Kerem Bürsin, filmin çekimleri başlamadan hemen önce annesinin kendisine, “Oyuncu olmak istiyorsan ol ama lütfen o salak filmlerde oynama” dediğini anlattı. Gülerek, “Sonra anneme ne diyeceğini uzun uzun düşündüm” dedi.
“İsmimi Owen Rush olarak değiştirmeyi düşündüm”
Mirgün Cabas’ın Amerika’da Türkçe isimle sektörde yer almanın zor olup olmadığına yönelik sorusu üzerine Bürsin, bir ara ismini “Owen Rush” olarak değiştirmeyi düşündüğünü anlattı. “O dönemki kız arkadaşımın babası ünlü bir seslendirme sanatçısıydı. Bana en büyük pişmanlığının daha iyi bir yere gelebileceğini düşündüğü için ismini değiştirmek olduğunu söyledi ve ‘İsmini sakın değiştirme. İsim oyuncuyu yapmaz, oyuncu ismi yapar’ dedi. O cümleyi sevdim” dedi.
“Yalan haberlerin ömrü 1-2 gün”
Yalan haberler karşısındaki tavrıyla ilgili soruya ise sevilen oyuncu, “Bir şey yalansa ömrü harbiden 1-2 gün. Her şeyi kontrol edemezsin. İsteyen istediğini diyecek. Yazmak isteyen istediğini yazacak. Biraz hayatı da yaşamak lazım. Ayrıca sosyal medya diye inanılmaz bir güç var. Gerçekten seni rahatsız eden yalan bir haber varsa, açıp oradan açıklama yapabiliyorsun ve direkt senin ağzından çıktığı için tüm diğer haberler bir anda yok oluyor” yanıtını verdi.
“Senaryolarda güçlü kadınları hep yine bir adam kurtarıyor”
2015’ten bu yana Birleşmiş Milletler’in toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik “HeForShe” isimli hareketine destek veren Kerem Bürsin, “1,5 senedir de bu oluşumun stratejisini konuşuyoruz. Son olarak “Ben değilsem kim?” kampanyasını başlattım” dedi.
Sektörü bu bakımından değerlendiren oyuncu, “Kamera önünde, yapım aşamasında, kamera arkasında… 360 derece yapılacak çok iş var. Senaryolardan başlayalım. Kahraman konseptimiz hala çok ataerkil bir yerden. Benim okuduğum senaryolarda ayaklarının üzerinde duran güçlü kadınlar var ama bir şekilde onları yine bir adam kurtarıyor. Bu bir sıkıntı” dedi.
“Kamera arkasında çok az kadın var”
Bunun global bir sorun olduğunu belirten Bürsin, “Kamera arkasında çok az kadın görüyoruz. Ben bugüne kadar 6-7 dizi setinde bulundum. İlk kez son setimde bir kamera asistanı kadındı. Bir kez bir kadın görüntü yönetmeni, bir kez de kadın yönetmenle çalıştım” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“DNA’mıza kazınmış bir sistem, bazı şeyleri farkına olmayan çok insan var” diyen Bürsin, gerektiğinde senaristlerle, yönetmenle konuşup onları ikna etmeye çalıştığını anlattı.
“Endonezya’da ev hissiyatı var”
Çocukluğundan bu yana babasının işi nedeniyle Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, İrlanda, İskoçya ve Amerika gibi pek çok ülkede yaşadığını anlatan Kerem Bürsin, “Çocukluğum Endonezya’da geçtiği için Uzakdoğu kültürü ve yemekleri tamamen çocukluğumu hatırlatıyor. Orada tam bir ev hissiyatı var. Masalsı bir yerdi” dedi.
Teaser: