Röportaj: ‘#Etkileyici’ Dizisinden Mehmet Aykaç

 Röportaj: ‘#Etkileyici’ Dizisinden Mehmet Aykaç

Aslıhan Malbora’nın Leyla Demir adlı influencer’ı canlandırdığı #Etkileyici dizisinin merakla beklenen 2. sezonu yayınlandı. GAİN’de yayınlanan dizi, ilk sezonunda Leyla Demir’in uğradığı şiddet sonrasında ayakta kalma mücadelesini ve toplumsal ezberlerin onu nasıl sıkıştırdığını anlatıyordu. Dizinin 2. sezonuysa heyecanla bekleniyordu. Bu “etkileyici” ve “söyleyecek bir sözü olan” yapıma ilişkin Poyraz karakterini canlandıran Mehmet Aykaç’la bir röportaj gerçekleştirdik. Aykaç’a hem diziyi hem de bundan sonra yer alacağı projeleri sorduk. İyi okumalar…

Öncelikle #Etkileyici’den söz edelim. GAİN orijinal yapımı dizinin birinci sezonu dikkat çekmişti, ikinci sezon bekleniyordu ve sonunda geldi. Sizce nasıl bir iş #Etkileyici? Bu kadar etki yaratacağını düşünmüş müydünüz?

Düşündüğüm tek şey Poyraz karakterini doğru yansıtmak ve işin bütünüyle iyi olmasıydı. Umarım güzel bir etki bırakmışızdır. Bunun için gerçekten çok çalıştık ve herkesin elinden geleni yaptığına, hatta bazen daha da fazlasını yaptığına eminim. Bence etkileyici bir 2. sezon oldu.

#Etkileyici’deki partneriniz Aslıhan Malbora’yla aranız nasıl peki? Ses getiren bir işte ikinci sezonu beraber göğüslediniz.

Aslı’yla kısa bir zamanda on bölüm çektik. Gerçekten o kadar yoğun çalıştık ki kayıt ve paydos sesi geliyordu sadece kulağımıza. Sadece sahnelerle ilgili konuşacak kadar vaktimiz oluyordu neredeyse. İşin doğası gereği zor bir setti ama her şey çok profesyonelce ve çok kıymetliydi.

#Etkileyici

#Etkileyici, influencer Leyla Demir üzerinden sosyal medyanın toplumsal etkilerine ve kadın meselesine değiniyor. Siz bu yeni dünyaya nasıl bakıyorsunuz? Sosyal medyanın “etkileyici”, hatta belki fazla etkileyici yönleri hakkında düşünceleriniz neler?

Bu çok hassas bir konu bence. Kadın erkek fark etmeksizin özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette sosyal medyanın gücü göz ardı edilemez ancak sağlıklı bulmadığım pek çok yönü var. Doğru kullanıldığında kaliteli ve hızlı bir erişim anlamında kıymetli olduğu da şüphe götürmez tabii ki.

#Etkileyici’nin ikinci sezonunda polisiye yanı ağır basıyor. Sizce bu durum diziyi daha heyecanlı bir hale getirdi mi? Polisiye sizin ilginizi çeken bir tür mü?

Kesinlikle daha heyecanlı buluyorum; benim de ilgimi çeken bir tür. Hatta hem izlemekten hem de yazmaktan çok keyif alıyorum.

Daha önce sizi televizyon yapımlarında izledik. Şimdiyse bir internet işinde yer alıyorsunuz. İkisi arasında nasıl farklar var sizce? Oyunculuk anlamında bir fark oldu mu yoksa oyuncu için mecra çok fark etmiyor mu?

Aslında bu bütünüyle ele almamız gereken bir konu. Kanal, yapım ekibi, yönetmen nasıl bir yol izliyor ve senaryo oyuncudan ne yapmasını istiyor; bu çok önemli. Televizyona ve dijitale iş yapmak arasında kesinlikle çok fark var. Performans ve oyuncunun tüm senaryonun bütününü görmesi avantajından dolayı internet daha ferah bir mecra.

#Etkileyici

Hazır farklı mecralardan söz etmişken tiyatro ve sinemaya ne kadar yakın olduğunuzu da soralım. Yakın zamanda farklı mecralarda yapacağınız işler var mı?

Bu ara çok iyi oyunlar izledim ve aşırı mutluyum; çok iyi hissediyorum yeni yıl için. Farklı bir mecrada bambaşka bir projeye hazırlanıyorum. Sinemaya tutkum zaten hep vardı ve hala da devam ediyor. Sıralamam her zaman şu şekilde: Sinema, tiyatro, dizi.

#Etkileyici’den önce de ilgiyle takip edilen işlerde yer aldınız; İyilik, Kırgın Çiçekler gibi. Oyunculuğa başlangıç, televizyon dizileri, şimdi GAİN… Bu süreç nasıl ilerledi, sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz?

Konservatuar hayatım operayla başladı; oyunculuk sonradan gelişen bir serüvendi. İçinde hayatla ilgili çok değerli anlar buldum; felsefe ve psikoloji alanlarının bakış açısıyla film izlemek bambaşka kapılar açtı. O yüzden uzun yıllar burada kaldım, çok da mutluyum bu tercihimden dolayı. Birbirinden çok uzak alanlar olduklarını düşünmüyorum. Müzik hayatım devam ediyor; sadece şu an maillerde, dosyalarda saklı. Dinleyicilerle henüz buluşmadı ama belki 2023’te… (Gülümsüyor.)

Esasında opera mezunusunuz, çok uzak alanlar değil tabii oyunculukla. O Ses Türkiye’ye de katılmıştınız. Şu sıralar Sidikli Kasabası adlı müzikalde yer alıyorsunuz. Müzik de hayatınızda bir yandan devam ediyor yani. Sizce hangi yanınız daha güçlü? Müzik mi oyunculuk mu yoksa ikisinin birleşimi mi sizi daha çok heyecanlandırıyor?

Aslında opera mezunu değilim çünkü oyunculuk hayatım başladığında okula ara vermek zorunda kaldım ve tamamlayamadım. Sizin de söylediğiniz gibi şu an Sidikli Kasabası müzikalinde rol alıyorum. İçinde her şeyin olduğu; oyunculuğun ve dansın birbiriyle içi içe geçtiği çok keyifli bir proje; çok da iyi gidiyor. Umarım daha uzun yıllar yurt içi veya yurt dışı müzikal hayatım devam eder.

Peki, Mehmet Aykaç’ın sanatçı yanını bir yana koyacak olursak gündelik hayatta nasıl biridir? Neler seversiniz, boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Yakın arkadaşlarımla buluşuyorum, onlarla müzik yapmayı çok seviyorum. PlayStation oynamayı çok seviyorum; film izliyorum; YouTube’da çok güzel içerikler var, bazen orada kayboluyorum. Spor yapıyorum; boks, fitness, bir de paten kayıyorum. Bir de farklı ülkelerde tatil yapmak da çok iyi geliyor ama çoğunlukla evde vakit geçirmeyi tercih ediyorum.

Boş zamanlarınızda izlemeyi sevdiğiniz bir dizi, film türü var mı? Episode okurlarına hangi dizileri, filmleri önerebilirsiniz?

Çıktığı gün sinemada izleyip çok beğendiğim bilim kurgu tarzında kurgulanmış bir absürt komedi önermek isterim: Everything Everywhere All at Once.

#Etkileyici

Hümay Ongan

1996 yılında, İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon okudu. İstanbul Üniversitesi’nde Radyo Televizyon ve Sinema yüksek lisansı yaptı. İyi bir sinema ve tiyatro izleyicisi. Özellikle toplumcu-gerçekçi Türkiye Edebiyatı okumayı seviyor. Yazmayı seviyor. Şu anda Episode'da sevdiği ve sevmediği dizi ve filmler hakkında yazabileceği için mutlu.

Related post