Aslı Samat Yazdı: ‘Sır: Hayal Etmekten Korkma’ Üzerine
Bu Sır: Hayal Etmekten Korkma (The Secret: Dare To Dream) filmi yazısını Hercai dizisi oyuncularından Aslı Samat aleme aldı.
Filmimi buldum! Hayatım boyunca aralıklarla izleyebileceğim, içimi umut dolduracak o filmi buldum. Sır: Hayal Etmekten Korkma.
Bu filmi izlemeden yıllar yıllar önce, yapmak istediklerimi yapamayacağıma inanıyordum. Hatta emindim. O zamanlar da bir dizi benim kendime inanmama destek oluyordu: Glee. 6 sezon. Her sıkıştığımda bir bölümünü izlediğim, oyunculukların o günün şartlarında yerli yerinde olduğu, farklılıkları ortadan kaldırmayı hedeflemiş bir Ryan Murphy işi. Ki konumuz bu değil. Ama Sır filminden önceki kurtarıcım oydu.
Şimdi ise karşımda bir film… “Hayatı yaşamanın iki yolu vardır. Biri, mucizelere inanmadan yaşamak diğeri ise her şey mucizeymiş gibi yaşamak,” sözleriyle başlıyor. Film, konusunu Rhonda Byrne’nin Secret kitabından alıyor. İlk belgesel filmle alakası yok. O birebir hayatları anlattığı için sanırım insanlar tarafından çok ilgi görememişti. Şimdi ise Katie Holmes, Josh Lucas gibi meşhur oyuncularla yaratılan kurmaca bir dünyada her bir insanın izlediğini daha hızlı anlayacağını düşünüyorum.
Mesele hikaye değil. Filmin içindeki karakterlerin ağzından duyduğumuz ama aslında akıllıca izleyip duymanın ötesine geçersek hayatımızı güzelleştirecek mesajlar…
Filmimiz hayata sürekli isyan eden, kocası vefat etmiş, üç çocuk annesi bir kadını merkeze alıyor. Ama öyle böyle değil. Ben daha dördüncü sahneden “Eh yeter ama! Biraz da çevrene bak be kadın,” demiştim. Tahmin edersiniz ki -çocuklar büyüme aşamasında karakter özelliklerini çevresinde bulunan ebeveynlerden ve sosyal çevresinden aldıklarıyla şekillendirir- çocukların da her biri kendi minimal hayatları içerisinde mutsuz. Aslında çok da yabancı olmayacağınız bir şey. Pek çok insan bulunduğu durumdan şikayetçi, az veya çok. İşte mesele… Ay hayır, bunun yeri burası değil. O sonra!
Efendim, bu kadının hayatına elinde zarfla ışıl ışıl parlayan adeta bir masal prensi giriyor. Mevzu orada şekillenmeye başlıyor. Kadına ve çocuklarına ‘nedensiz’ yere yardım edip eve sızıyor. Sızması, burada hayırlı bir şey. Biraz biraz onlarla konuşarak bakış açılarını değiştirebilmeleri için hepsinde bir zemin hazırlıyor. Filmin hikayesini merak ederseniz kesinlikle izlemelisiniz, çok basit bir şekilde anlatmak istediğini keyifli bir hikayeleştirmeyle anlattığını düşünüyorum.
İşte, mesele hikaye değil. Filmin içindeki karakterlerin ağzından duyduğumuz ama aslında akıllıca izleyip duymanın ötesine geçersek hayatımızı güzelleştirecek mesajlar… Bence filmi hayatından memnun olmayanlar, başkalarının verdiği fikirleri beğenmeyenler, farklı bakış açılarını reddedenler, aslında yapabileceğini bilip bir türlü başaramayanlar, her şeyi denedim ama olmuyor diyenler, ya bir şeyler oldu da bir eksiklik var diyenler, yani özetle herkes izlemeli!
Hayal etmekten hep çok korktum. Bulunduğumuz ülkede şişman bir çocuk olarak, müzikal oyuncusu olmayı istemek mi? Hem de lise sınavlarına hazırlandığın dershanenin matematik dersinde bunu hayal etmek mi? Herkes etüddeyken dershane müdürünü ikna edip tüm katlara kolon taktırıp müzik yaptırmak mı? En fazla gelebildiğim nokta oydu. Sonrası Anadolu Lisesi. Çünkü müzikal okuyamıyorsam psikoloji falan okumalıydım. Alternatifi olamazdı. Ama oldu. 2 sene sonunda belli ‘isyanlar’ sonucunda kafama bir çığ gibi gerçek farkındalıklar düştü. Tamam hâla o müzikal işi olmadı ama çok yakınlarında geziyorum. Ve bunun sebebi büyüdükçe kendimi itmeyi bırakmaktı. Dilemeyi, hayal etmeyi öğrenmekti.
Bu yüzden bu film benim için çok kıymetli. Belki de senin için yolunda gitmeyen şeyleri düzeltmenin bir yoludur bu film ne dersin? Filmin bir yazılı olmayan gizli mesajı da benden size gelsin; Işığa asla arkanı dönme! İyi seyirler.
Yönetmen: Andy Tenant
Oyuncular: Katie Holmes, Josh Lucas, Jerry O’Connell, Celia Weston, Sarah Hoffmeister, Aidan Pierce Brennan, Chloe Lee