Televizyon Dünyasının En Güçlü 7 Kadını | Çağla Üren

 Televizyon Dünyasının En Güçlü 7 Kadını | Çağla Üren

“Bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı bile fethedebilir.” Marilyn Monroe

Her alanın olduğu gibi medyanın ve televizyonun tarihini de güçlü kadınlar yazıyor. Gün geçtikçe televizyon ekranlarında daha da güçlenmiş kadın karakterler tanıyor ve onlardan etkileniyoruz. Bu karakterlerin hepsi birbirinden oldukça farklı. Zaten hangi güçlü insan birbirine benzer ki? Hele kadın ise…

Bu kadınlardan bazıları kırmızı halıda duruyor, bazıları topuklu ayakkabıları ve elinde silahıyla dünyayı kurtarıyor, bazıları ise ejderhalara binip uçuyor. Kısacası hepsi bir şekilde rüyalarımızı süslüyor, bizlere rol model oluyor ve en önemlisi tüm kadınlara güç vererek yalnız olmadıklarını hissettiyor.

Biz de bu kadın karakterlerin son dönemde en popüler olanlarını ve en güçlülerini sizler için derlemeye karar verdik. Atladığımız ya da listeye alamadığımız birçok karakter olmuştur. Ancak biz bununla gurur duyuyoruz. Öyle fazlayız ki… Daha da önemlisi öyle güçlüyüz ki….

Not: Karakterlerle ilgili spoiler içerir.

1) Daenerys Targaryen (Game of Thrones)

Game Of Thrones deyince akan sular durur. Dizi hali hazırda, güçlü kadınlar sergisi gibi. Bu kadınlardan ikisini listeye alsak üçüncü için kızanlar olacak. Bu nedenle listemizde diziden sadece bir karaktere yer vermeye karar verdik. O da görüldüğü üzere Khalesi oldu. Khalesi bizce dizinin en güçlü kadını. Hele bir oda dolusu adamı toplayıp yaktığı sahne yok mu… Aklımıza kazındı bir kez.

Daenerys Targaryen, kadın olduğu için ejderhalara ebeveynlik edilecek statüde görülmemiş ve abisi tarafından Dothrakilerin Khalına (yani liderine) resmen satılmış bir karakter olarak çıktı karşımıza. İlk başta Stokholm sendromu misali katiline aşık olmasıyla kendisini garipsemedik değil. Ancak güçlerinin farkına varmasıyla Daenerys, dizinin en güçlü kadınlarından birine dönüştü. Başına gelen onca felakete rağmen ölmedi, delirmedi ve kimseye boyun eğmedi. Adaletten de bir saniye ayrılmayarak köleleri özgür kıldı. Artık hakkı olan Westeros’u almak üzere yola çıksın. 6 sezon devrildi, hala bekliyoruz.

2) Lagertha Lothbrok (Vikings)

Vikings de tıpkı Game Of Thrones gibi kadın karakterlerinin hepsi oldukça güçlü olan bir dizi. Ancak Vikings’te de öne çıkan ve gönüllerde yaralar açan bir kadın var: Lagertha Lothbrok. Ragnar’ın ölümünü hazmedebilmemizin tek nedeni oldu aslında bu kadın. Lagertha minik oğlu Björn ile at üstünde Ragnar’ı terk ederken göz yaşlarına hakim olamayan bizler, Ragnar Lagertha konusunda her pişman olduğunda zevk aldık. Ragnar öldüğünde tam diziyi sonsuza dek durduracaktık ki Lagertha geldi “reyizz” oldu. Nasıl durduralım?

Lagertha her ne kadar aşık ve duygusal bir kadın, bir anne olarak öne çıkmış olsa da gururundan ve kendi ilkelerinden asla ödün vermedi. Kaç kişi, kendisine yapılan sadakatsizliğin öfkesini öyle diri tutarak düğün günü kocasını öldürebilir?

Kadınların güçlü karakterler olmasına zıt olarak erkek çocuk verebildiği sürece değerli olarak görüldüğü Viking toplumunda Lagertha, herkese bunun tersini kanıtladı. Anne de oldu reis de kraliçe de…

Seni seviyoruz Lagertha Lothbrok.

3) Irene Adler (Sherlock)

Irene Adler, Temmuz 1891 tarihinde Sir Arthur Conan Doyle tarafından yayımlanan Bohemya’da Skandal adlı Sherlock Holmes hikayesinde ortaya çıkmış kurgusal bir karakter. Ancak tabi ki Sherlock ile birlikte uyarlamalarında da birçok kez yeniden yaratıldı. Irene Adler’in muhtemelen en nefes kesen karakteri, Sherlock dizisinde yer aldı. Hem çekiciliği hem keskin zekasıyla, sadece adının geçtiği bölümlere bile damga vurmayı başardı.

Bunların yanı sıra Sherlock’un kadınlarla ilgili onları küçümseyici espirilerine ve sözlerine birçok kez şahit olduk. İşte Irene Adler, ona haddini bildiren kadın oldu. Sherlock, Bohemya’da Skandal’dan sonra bir daha kadınları küçümseyen laflar etmedi. Aynı şekilde dizide de “Atmosferin zeka seviyesini düşüyorsun.” diyerek insanları azarlayan sosyopat dedektifimiz bir kadının zekasına yenildiğinde ne yapacağını bilemedi ve çareyi ona aşık olmakta buldu.

4) Violet Crawley (Downton Abbey)

En az karakteri kadar güçlü bir kadın oyuncunun, Maggie Smith’in hayat verdiği Violet Crawley, Downton Abbey dizisinin tartışmasız en güçlü karakteri. Ayrıca Smith’in bu rol ile Emmy ödülünü aldığını da hatırlatalım.

Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz aristokrasisini konu alan dizide savaşın ve Fransız Devrimi’nin getirdiği rüzgar, ileri olanın ve geleneklerin çatışması oldukça iyi biçimde özetleniyor. Violet Crawley ise Downton Malikanesinin büyük annesi olarak daha muhafazakar ve gelenekçi bir karakteri temsil ediyor. Ancak Violet öyle zeki bir kadın ki durdurabilene aşk olsun. Geçmiş, onunla özdeşleştiği sürece geçmiş olma özelliğini yitiriyor.

5) Claire Underwood (House of Cards)

Claire Underwood, House Of Cards dizisinde Kevin Spacey’nin canlandırdığı Frank Underwood karakterinin karısı. Siyasetin her zaman “erkek” bir şey olduğu söylenir. Kanımca doğrudur. Bu nedenle bu politik dramada öne çıkan karakter de Frank Underwood karakteri. Ancak Frank karakterinden aşağı kalır yanı olmayan Claire’nin diziye bu denli ağırlık koyması, bütün düşünceleri altüst ediyor.

Claire Underwood, dizinin en önemli izlenme nedenlerinden biri. Hayata ve kocasına karşı duruşu, bir yandan ayaklarını yere sağlam basarken öte yandan uçabilmesi nedeniyle rol model alınacak bir kadın. Ne mi demek istiyorum? Biri size gelip “Bebeğimi senin gibilerin kirlettiği bir dünyaya getirmek istemiyorum.” deseydi bu nefret dolu söylemden etkilenip bebek yapmaya karar verir miydiniz? Evet, ünlü ve güçlü adamların eşleri ne yazık ki genellikle kocayı elinde tutmak ya da ona bir varis vermek için bebek yapmaya karar veriyor. Ancak Claire farklı, derken çok ciddiydik.

6) River Song (Doctor Who)

Doctor’un neden hiç kadın olmadığı sık sık tartışılır. Kanımca Doctor’un bir zaman leydisi değil de zaman lordu olması, dizideki kadın karakterleri daha da ön plana çıkarıyor ve güçlü kılıyor. Dizi, bir zaman lordu erkeğin arkasını toplayıp onu koruyan insan kadınlarla dolu. Ancak onlardan bir tanesi oldukça farklı: River Song.

River Song’un görevi Doctor ile seyehat edip ona eşlik etmek değil. River’ın kendi işleri, kendi ekibi var. Bazen Doctor ile yolda karşılaşıyorlar. (Tabi biz bu anlar için dua ediyoruz sürekli.) Song, aynı zamanda Doctor’un karısı ve kendi sonik tornavidası var.

Şu aralar 13. Doctor’un kadın olup olmayacağı da çokça tartışılıyor. Dediğim gibi Doctor’un kadın olması dizideki birçok dengeyi altüst edebilir. Bunun taraftarı olmadığım halde sadece River Song’u düşünerek Doctor’un kadın olması gerektiğini savunabiliyorum.

7) Dolores Abernathy (Westworld)

Son dönemin sevilen dizisi Westworld’te Evan Rachel Wood’un hayat verdiği Dolores Abernathy karakteri de oldukça güçlü ve sevilen bir karakter. Hatta diziyi taşıyan karakterin o olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Evet, Dolores bir robot olabilir. Ancak öyle bir robot ki birgün insanlık ile yapay zeka arasında savaş çıksa ve yapay zeka dünyaya hükmetse kafilenin başındaki kişi Dolores olur. O da yetmez, gidip Mars’ta koloni kurar ve yapay zeka ırkını çok gezegenli hale getirir.

Dolores Abernathy oldukça zeki ve dayanıklı bir karakter. Tabi dayanıklı olmasını önemli ölçüde bir “host” olmasına borçlu. Bu noktada belirtmek gerekiyor: Dolores gücünü yalnızca karakterinin inşasından değil aynı zamanda Wood’un yeteneğinden alıyor. Bir oyuncu aynı anda hem duygu yoğunluğunu hem karmaşıklığı hem de duygusuzluğu oldukça iyi yansıtıyor ve aksiyonu taşıyabiliyorsa tabi ki ortaya Dolores Abernathy çıkar.

Bonus:

Afet Güçverir (Hayat Bilgisi)

Afet Güçverir’i bonus olarak listeye koymayı tercih ettik. Çünkü onu bir sıralamaya koyamadık. Çocukluğumuzun biricik dizisi Hayat Bilgisi’nin en güçlü karakteriydi Afet Hoca. (Pardon hoca camide, Afet Öğretmen)

Ailesinden genç yaşta kopmuş, kardeşine hem ablalık hem annelik hem de babalık etmek zorunda kalmış, çevresindeki hiçbir erkeğe kendini ezdirmeyen, ilkelerinden asla ödün vermeyen güçlü bir öğretmen, Afet Güçverir. Soyadı da özene bezene seçilmiş. Bu karakterin birçok yeni öğretmene ve öğretmen adayına güç verdiği kesin.

Bir yanıyla disiplinli ve çelik gibi sinirlere sahip olan Afet Öğretmen diğer yanıyla yumuşak kalpli ve çocuklarının iyiliğinden başka bir şey düşünmeyen bir kadındı. Ölü Ozanlar Derneği’nin Türkçemizdeki karşılığı olan Hayat Bilgisinde Perran Kutman da efsanevi oyuncu Robin Williams’tan aşağı kalmadı. Bayrakları asabiliriz.

Çağla Üren

1994, Bakırköy doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Daha önce soL Gazetesi'nde ve Genç Gazete'de (gencgazete.org) görev aldı. Edebiyat eleştirisi dergisi Rozinant'ta ve gençlik dergisi Yeni Yazılar'da yazdı.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir