Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Bir Kurgunun İçinde Yaşamak | Ahu Kırımlıoğlu
Ya aslında sizin sandığınız hayat, sadece bir kurgudan ibaretse? Hiçbir yaptırımın olmadığı bir yerde, iyi kalmak mümkün mü, yoksa içinizdeki vahşi, bir şekilde galip gelir mi? Bu soruları soruyor Westworld. İzleyiciyi şaşırtan kurgusuyla Westworld, sürekli artan temposuyla daha ilk sezonuyla kült diziler arasına girmeyi başardı…
Diziyi izlememiş olanlar, lütfen gerisini okumasın! Gerçi izlemeyen kalmamıştır ama. Kalmamıştır, kalmamıştır. Biz uyarıyı yapalım da…
Kısa sürede geniş bir izleyici kitlesine ulaşan Westworld, 10. bölümüyle sezon finali yaptı. Neredeyse monoton sayılabilecek bir başlangıç yapan dizi, kilit karakterlerden Bernard‘ın aslında bir android olduğunu öğrenmesiyle beklenmedik olaylar zincirinin fitilini de ateşlemiş oldu.
Ya aslında sizin sandığınız hayat sadece bir kurgudan ibaretse? Bernard‘ın ilk anda yaşadığı hayal kırıklığını düşününce, sanırım çoğumuz kendimize bu soruyu sorduk.
İzleyiciyi ters köşeye yatırıyor
Hikâye tanıdık; biraz Truman Show‘u biraz I, Robot‘u anımsatıyor. Aslında Westworld‘ün sözkonusu filmlere esin kaynağı olmuş olması da mümkün zira dizi, 1973 yapımı aynı adlı filmin uyarlaması. Sadece oyuncu kadrosu bile dizinin başarısının bir tesadüf olmadığını ispat etmeye yetiyor. Ancak yapımcılar bu kadar güçlü ismin başarı getireceği yanılgısına düşmemişler ve karmaşık bir kurgu ve çoğu kez izleyiciyi şaşırtan gelişmelerle tansiyonu yüksek, izlemesi keyifli bir dizi yaratmışlar. Genel hatlarıyla diziyi, bilinmeyen bir sebeple kontrolden çıkan androidlerin insanlarla mücadelesi olarak özetlemek mümkün, ancak yeterli değil.
[button url=”https://episodedergi.com/westworld-bati-cephesinde-yeni-bir-sey-var/” size=”normal”]Westworld: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Var[/button]
İki dahi bilim insanı; Dr. Arnold Weber ve Dr. Robert Ford (Sir Anthony Hopkins, yaşayan efsane olmanın hakkını bir kez daha veriyor) tarafından monoton yaşamlarından sıkılan insanların macera arayışını karşılamak için kurulan futuristik eğlence parkı Westworld’de yaşananlar, esas kız Dolores (AHS ile büyük hayran kitlesi edinen Evan Rachel Wood, bu kez android olarak çıkıyor karşımıza) ve hayat kadını Meave (Thandie Newton) ekseninde anlatılıyor. Dizi ilerleyip taşlar yerine oturdukça, olayların çok daha karmaşık, karanlık olduğunu ve kimsenin aslında göründüğü gibi olmadığını anlamaya başlıyoruz. Sezonun en büyük sürprizlerinden biri, şüphesiz ki Bernard’ın alelade bir android değil, Dr. Weber‘ın bir klonu olması. Bu gerçekten yola çıkınca Bernard Lowe isminin, aslında Arnold Weber‘ın anagramı olduğunu da anlamış oluyoruz.
Tabii ki olaylar bununla sınırlı kalmıyor. Dizi, tam “çözdüm” dediğiniz noktada yaptığı manevralarla dikkatleri canlı tutuyor.
İçimizdeki vahşi galip gelirse…
Meave‘in özgür kalma mücadelesi, son anda labirentin sırrını çözen Dolores‘in iç hesaplaşması sürerken, hikâyenin bir de insan boyutu var tabii. Kovboy filmlerinden aşina olduğumuz tüm ayrıntılar düşünülmüş Westworld‘de, üzerine bir de kasaba sakinlerinin gündelik yaşamına dahil olan ziyaretçiler (insanlar), madden ve manen zarar görme riski olmaksızın, her şeyi yapma özgürlüğüne sahipler. Yani ruhunuzun en karanlık emellerini gerçekleştirmekte özgürsünüz ve bunun için sizi yargılayacak/ayıplayacak kimse de yok. Tam da bu noktada insanoğlunun eline güç geçtiği zaman ne derece ilkelleşebileceğini bir kez daha görüyoruz. Bunun bir benzerini her hafta The Walking Dead‘de de izliyoruz aslında. Malum, Negan ve Kurtarıcılar‘ın zulmünün yanında zombilerin esamisi okunmaz oldu. Ne var ki Westworld‘de farklı olan, tehdit unsuru olmaksızın hür iradeyle tercih yapılması. Bu da insanı düşündürüyor; hiçbir yaptırımın olmadığı bir yerde, iyi kalmak mümkün mü, yoksa içimizdeki vahşi, bir şekilde galip gelir mi?
2. sezonu çok bekleyeceğiz maalesef
Kasabanın android sakinleri, verileri silinince her güne sıfırdan başlayabiliyor, ziyaretçilereyse yaptıkları için vicdanlarıyla hesaplaşmak kalıyor. Hesaplaşma demişken finalin sürprizi de Dr. Ford‘dan geliyor ve aslında birçok yönden dizinin kötü karakteri sayılacak kahramanımızın, ölümünün ardından ortağı Dr.Weber‘ın androidleri özgürleştirme idealini desteklediği ve Dolores‘in hikayesini başından beri bunu gerçekleştirmek için kurguladığı ortaya çıkıyor.
[button url=”https://episodedergi.com/westworld-dolores-teorisi-dizi-inceleme/” size=”normal”]Dolores Üzerindeki Karanlık Westworld Teorisi Her Şeyi Değiştirebilir[/button]
Sürekli değişen temposu ve beklenmedik gelişmeleriyle Westworld‘e yeni “Lost” demek için belki henüz erken. Kesin olan, Westworld‘ün ikinci sezonunda da izleyicisini şaşırtmaya devam edeceği. Son olarak, belli ki yapımcılar izleyiciyi sabırlarının son noktasına kadar zorlamakta kararlı zira HBO’dan yapılan açıklamaya göre, yeni sezonunun ekrana gelmesi 2018’i bulabilir.