WGA ile AMPTP Anlaşamıyor, Amerika Yazarlar Birliği Grevi 100. Gününde
WGA (Amerika Yazarlar Birliği) grevi 100. gününe girdi. Gelinen noktada ise görüşmeler tıkandı ve grev sözcüleri taleplerinin dikkate alınmamasını protesto etti. Müzakere komitesi eş başkanı Chris Keyser, The Hollywood Reporter dergisine verdiği röportajda grevin 100 gününden bahsetti ve merak edilenleri yanıtladı.
Keyser, sözlerine grevin 100. gününün kutlanacak değil ‘utanç duyulacak bir şey’ olduğunu söyleyerek başladı.
4 Ağustos tarihinde taraflar anlaşmak için bir yol bulmak üzere tekrardan masaya oturdu. O görüşmede neler oldu?
Chris: Çok iyi geçtiğini söyleyemem. AMPTP (Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği) başkanı Carol Lombardini toplantıyı “Bazı şeyler hakkında konuşacağız,” diyerek başlattı, bizim baş müzakerecimiz Ellen Stutzman ise “Her şeyi konuşmamız lazım,” dedi. Görüşme, Carol’ın “Üye şirketlerimle görüşmem lazım,” demesiyle sonlandı.
Tarafların görüşmenin başındaki ve sonundaki tavrı arasında bir fark var mıydı? Hava nasıldı?
AMPTP’deki herkes çok içtendi. Görüşme çok profesyonel, hatta soğuk bir şekilde profesyoneldi. Metaforik bir soğukluktan bahsediyorum. Kimsenin endişelenmesine gerek yok. WGA bu noktada asla oyun oynamıyor. İlerleyebilmemizin tek yolu konuşmak. Bir şeyin 100. günü dolduğunda bu bir kutlama gibi algılanıyor ama bu kesinlikle AMPTP’nin utanç yıl dönümü.
Basında sonradan geri aldıkları bizi aç bırakacaklarına dair bir açıklama vardı. Ama işin doğrusu bu. Biz 100 günde bir dizi çıkartabilirken onlar masaya oturup bir açıklama dahi yapamıyorlar. AMPTP için rezil ve utanç verici bir gün. Ya anlaşamıyorlar, ya da bilerek anlaşmak istemiyorlar. Veya daha da kötüsü, tam olarak yapmayacaklarına söz verdikleri şeyi yaparak insanları mücadele gücü kalmayana kadar yıpratmaya çalışıyorlar. İşe yaramayacağını söyleyebilirim.
Sizce AMPTP ne yapmaya çalışıyor?
İnanın bilmiyorum. Ne düşündüklerini kestirmek imkansız. Ne teklif edeceklerine dair kendi aralarında pazarlık yaptıklarını düşünüyorum. Sadece bekletmek için bekletiyor olabilirler. AMPTP ve ona bağlı olan şirketler arasında da bir fark var. Basında Carol’ın geçtiğimiz cuma günkü toplantıyı yapmak istemediğine dair haberler de çıktı.
Bunların doğruluk payı var mı bilmiyorum. Perdenin arkasında neler olduğunu asla bilemeyeceğiz. Şirketlerin şu an görüşmek istemesinin tek sebebi Wall Street’in “Bu artık mantıklı değil, şirketlerin ne yaptığını anlamıyoruz, ürün olmadan ayakta kalamazlar,” demesi. Televizyona devam etmek zorundalar.
AMPTP üyelerinin kendi içlerinde de bir anlaşmaya varamadıklarını belirttiniz. Sizce grevin 100. gününe giriliyor olması onları en azından birbirleriyle anlaşmaya itecek mi?
Şirketlerin her birinin farklı çıkarları var. Her biri grevden farklı bir biçimde etkileniyor. Hepsi kendini düşünüyor. Mesela Warner Bros’un geleceğini başka bir şirket olan Apple’ın fikrine bağlaması mantıklı değil. Carol’ın şirketlerden tekrar pazarlığa oturmak için bir şans daha isteyeceğini düşünüyorum. O şans da ona verilecek.
Cuma günkü toplantıdan önce bir iyimserlik havası hakimdi. Şimdi bu kaybolmuş gibi görünüyor. Oturup konuşmak her iki taraf için de ne kadar önemli?
Biz her zaman iyimser yaklaştık. Bir şeylerin değişeceğine dair bir umudunuz olmasa 100 gün boyunca mücadele etmezsiniz. Tünelin ucunda ışık var ama tünel ne kadar uzun, onu bilmiyorum. Toplantıdan önce üyelerimize AMPTP’in ‘playbook’unun ne olduğunu hatırlatan bir e-mail gönderdik. Çünkü aynı stratejiye dönme eğilimindelerdi. 2007-2008 yıllarında yaptıkları gibi “Tamam, neye ihtiyacınız var, bir anlaşmaya varalım,” değil de, bizi verebilecekleri en azı vererek ikna etmeye çalışabilirlerdi.
2007-2008 grevi 100 gün sürmüştü. Şu anki grevin ne kadar süreceği konusunda bir fikriniz var mı?
Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, iki taraf da anlaşmaya hazır olup konuşmaya başladığında süreç hızlı ilerliyor. İçten yapılan pazarlıklar çok uzun sürmez. Ne zaman gerçekten bir anlaşmaya varmanın tek yol olduğunu anlayacaklar bilmiyorum. Şu an bekleyerek kendilerine de zarar veriyorlar.
WGA pazarlık masasına geri dönmek için bir şeylerden ödün verebilir mi?
Müzakere bunun için var. Pazarlık yapmaya açığız ama bu süreçte isteklerimizden fedakarlık etmeyeceğiz. Örneğin yapay zeka konusunda gerçekten dikkatli olmalıyız. İstediğimiz üç şeyi yapıp diğer ikisini yapmamaları istediğimiz bir şey değil. Endişe ve taleplerimizin hepsi önemli.
WGA, üyeleri ve destekçilerinden yayın platformları ve prodüksiyon şirketlerini boykot etmelerini talep etti mi?
Biz bir boykot çağrısı yapmadık. Ama bunu yapmak isteyenler yapabilir. Bence koordineli bir çağrıya gerek kalmadan boykot başlayacaktır. İnsanlar bir noktada “Neden bunlara para ödüyorum?” diyeceklerdir.
Warner Bros. ve Paramount, gelir raporlarında şu an bir şey yayınlamamalarına rağmen zarar verine kâr ettiklerini açıkladı. Sizce neden böyle bir mesaj veriyorlar?
Bu açıklama gelecekte ne olacağına dair herhangi bir ipucu vermiyor. “Eğlence sektörünün kontrolünü ele geçirebilir ve onu yok edebiliriz çünkü bu bizim için önemsiz” mesajı, yazarlar, oyuncular ve yönetmenler için gerçek bir sorun olduğu kadar halk için de bir sorundur. Bununla birlikte, Warner, Disney, Sony, Paramount, Netlix ve Comcast gibi şirketlerin bir ürün çıkartması gerekiyor. Gelecek yıl insanların ekranlarında yeni hiçbir şey olmadığında gelirleri düşecektir.
Tarafların anlaşması için bir arabulucu getirileceğine ve hatta bu kişinin ünlü politikacılardan biri olacağına dair birçok söylenti var. Sizce bunu başarabilecek potansiyelde biri var mı ve siz kime güveniyorsunuz?
Bir arabulucuya ihtiyacımız yok. Biz gayet iyiyiz. Şirketlerin kendi aralarında bir anlaşmaya varması için bir arabulucuya ihtiyaçları var mı onu bilmiyorum. Yardım etmek isteyen herkese müteşekkirim fakat buradaki temel amaç şirketlerin bir araya gelmesi. Bize her zaman ulaşabileceklerini biliyorlar.
Grevin 100. gününü devirirken, AMPTP’e ve yazarlara bir mesajınız var mı?
Prodüksiyon şirketlerine mesajım şu, biz sizinle aynı taraftayız. Biz sizin sermayeniz ve katma değer yaratma yönteminiziz. Adil bir anlaşmaya varmak ve sektörde devam etmek için hazırız. Laf kalabalığını bir kenara bırakıp cidden masaya oturmalı ve bir anlaşmaya varmalıyız.
Yazarlar olarak asli görevimiz belirsizlikten doğan korkuyla mücadele etmek. Sağlam durun ve taleplerimizin gerçek ve haklı olduğunu unutmayın. Oyuncular sendikası da (SAG-AFTRA) yanımızdayken her zamankinden daha güçlüyüz. Bu haksızlıklara ses çıkarmayan yazarlar ve oyuncular bu işten kârlı çıkmayacak. Merhamete değil devrime ihtiyacımız var, biz de bunu başarmayı umuyoruz.