Amazon Prime Video’da Kaçırmamanız Gereken Belgeseller

 Amazon Prime Video’da Kaçırmamanız Gereken Belgeseller

Amazon’un her yıl dünya çapında gerçekleştirdiği ve iki gün boyunca Prime üyelerine özel müthiş indirimler ve fırsatlar sunduğu Amazon Prime Day, bu yıl 21-22 Haziran tarihlerinde düzenleniyor. Prime üyeleri bu iki güne özel indirimlerden faydalanırken aynı zamanda üyelikleri boyunca Prime Video ile aralarında Amazon Originals yapımı popüler ve ödüllü film ve dizilerin de bulunduğu geniş bir seçkinin de keyfini çıkarmaya devam edecek.

Henüz Prime üyesi değilseniz www.amazon.com.tr/primeday adresinden 30 günlük ücretsiz deneme sürecini başlatarak Prime Video’dan ve Prime Day fırsatlarından yararlanabilirsiniz.

Prime Day’e geri sayım başlamışken biz de sizler için Amazon Prime Video’da izleyebileceğiniz belgesel yapımlarından öne çıkanları derledik.

Pink: All I Know So Far

Rocketman filminin yürütücü yapımcısı Michael Gracey’nin yönetmenliğini yaptığı Pink: All I Know So Far belgeseli, adından da anlaşılacağı üzere Amerikalı şarkıcı Pink’i odağına alıyor. Bu yıl (2021) içerisinde yayınlanan Amazon Originals yapımı belgesel, izleyenleri 41 yaşındaki şarkıcının 2019 tarihli Beautiful Trauma Dünya Turnesi’ne konuk ediyor. Anlatımcı bir dil benimsemekten ziyade kısa röportajlar ve özel görüntülerle Pink: All I Know So Far, erkek egemen bir sektörde en tepeye çıkan Pink’in bir sanatçı, patron, eş ve anne olmak arasındaki dengeyi nasıl kurduğunu gösteriyor. Özellikle sahne arkası görüntüleri müzikseverlere ve Pink hayranlarına, keyifle seyredilen konserlerin ardındaki eğlence, telaş ve stresi tüm detaylarıyla veriyor.

Belgesel boyunca Pink’i ve ekibini yolda da görüyoruz. Ünlü şarkıcı, Beautiful Trauma turnesinde 18 ülke gezmiş ve 156 konser vermişti. Bunu istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz: Bir annenin, bir eşin, bir kadının ya da bir yıldızın yol hikâyesi. Pink: All I Know So Far’da hepsini görüyoruz; yani bu 1 saat 39 dakikalık belgesel, bir turne hikâyesi anlatmanın yanı sıra bizim için Pink’in yaşamına birçok pencere açıyor.

Make Us Dream

Türkiye’de en sevilen yabancı futbol kulübü hangisidir? 1990’larda doğanlar için bunun cevabı Manchester United, Real Madrid ya da Barcelona olabilir ama tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nesillerin ve başarıların ötesinde bir Liverpool sevgisi vardır. Kulüp kültürü, sadık taraftarları, eşsiz KOP tribünü ve kulüp efsaneleri ile Liverpool, her yaştan Türk futbolseverlerin daimi tutkularındandır. Bu yüzden Make Us Dream belki de çoğunuz çoktan izlediği bir belgeseldir. Çünkü yönetmenliğini Maradona ‘86 belgeselinden de tanıdığımız Sam Blair’in yaptığı bu belgesel, Liverpool’un efsanevi kaptanı Steven Gerrard’ı konu alıyor.

Steven Gerrard, Liverpool kulübünün kapısından ilk defa 1989’da henüz 9 yaşındayken girmiş ve 1998’den 2015’e kadar A takımda forma giymişti. Üstelik Gerrard, uzun yıllar Liverpool kaptanlığı da yapmış, daha oynarken kulübe olan sadakati ve futbola karşı yetenekleriyle Liverpool efsanesine dönüşmüştü. Liverpool formasıyla bir Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu (2004-2005), bir UEFA Kupası şampiyonluğu (2000-2001), bir UEFA Süper Kupası şampiyonluğu (2001) ve Federasyon Kupası dahil kimi yerel kupalar kazanma başarısı gösterdi. Buna karşın o hiç Premier Lig şampiyonluğu kazanamadı. Üstelik bir Chelsea maçında ayağının kayması, Liverpool’a on yıllardır hasretini çektiği bir şampiyonluğa mal oldu.

Amazon Originals yapımı Make Us Dream, Steven Gerrard özelinde bir Liverpool tarihi anlatıyor. Gerrard ile beraber Michael Owen’dan Steve Bruce’a, Kenny Dalglish’ten Jammie Carrigher’a birçok efsanevi isim konuşuyor. Maçlardan görüntülerin ve eski röportajların da yer aldığı Make Us Dream, tüm futbolseverlerin izlemesi gereken bir yapım.

Time

Altı çocuklu bir anne ve verdiği hukuk mücadelesi… 2020’de izleyiciyle buluşan Time, silahlı banka soygununa karıştığı gerekçesiyle 60 yıl hapis cezasına çarptırılmış eşi Rob’un özgürlüğü için mücadele eden siyahi bir kadının, Sibil Fox Richardson’ın hikâyesi. Yapım, mahkeme salonlarında geçmiyor; gerçek görüntüler ve ev çekimleriyle bizleri içeride özgürlüğünü bekleyen bir adamın ve dışarıda eşinin özgürlüğü için elinden geleni yapan bir kadının hayat mücadelesini yakından gösteriyor.

Prömiyerini 2020 Sundance Film Festivali’nde yapan Time, yönetmeni Garrett Bradley’e En İyi Belgesel Yönetmeni ödülünü kazandırdı. Amazon Originals yapımı belgeselin Akademi Ödülleri’nde adaylığı da bulunuyor.

The Boy From Medellin

Kolombiyali reggaeton şarkıcısı J Balvin, ki “Reggaeton’un Prensi” namıyla da biliniyor, günümüz müzik endüstrisinin en büyük süperstarlarından biri. Medellin doğumlu 36 yaşındaki şarkıcı, şimdiye kadar dünya çapında 35 milyonun üzerinde albüm ve şarkı satmış; Spotify’da yüz milyonlarca, YouTube’da milyarı bulan dinlemelere sahip. İki Grammy adaylığı bulunan J Balvin’in kazandığı ödüller arasında ise Billboard Latin Müzik Ödülleri, MTV Video Music Ödülleri gibi prestijli ödüller var.

Ödüllü yönetmen Matthew Heineman, onun kariyerindeki en önemli konserlerden birine hazırlanışında anlatılacak bir şeyler görmüş. Gerçekten J Balvin’in 2019’da Medellin’de verdiği, “eve dönüş” anlamına da gelen konseri, müzikseverlerin ilgisini çekebilecek bir hikâyeye sahip. J Balvin, 50 bin hemşerisine vereceği konsere hazırlanırken Kolombiya protesto gösterileriyle çalkalanıyor. J Balvin ise bir yandan konsere hazırlanırken bir yandan topluma karşı sorumluluk hissiyle mücadele ediyor.

The Boy From Medellin belgeselinin Heineman’ın kariyerinde de önemli bir yeri var. Başarılı yönetmen, bunu bir röportajında, “Daha önce hiç 12 kamerayla 50 bin kişilik bir konser çekmemişim,” diye açıklıyor. Heineman, belgeselin öneminin ise J Balvin’in doğup büyüdüğü şehre dönüşünde görüyor ve kendisi için Heineman’ın yanı sıra Medellin’i de “canlı ve renkli olarak resmetmenin” önemli olduğundan bahsediyor.

Nitekim, Amazon Originals yapımı The Boy From Medellin sadece bir sanatçı belgeseli değil, aynı zamanda bir şehir belgeseli sayılabilir.

Gleason

Spor tarihi daima ilham verici, etkileyici, sarsıcı hikâyeler barındırmıştır. Amerikan futbolu ülkemizde çok popüler olmasa da bir NFL (Ulusal Futbol Ligi) yıldızının hikâyesi de bu ilham verici hikâyelerden biri.

2008’de emekli olan Steve Gleason ömrünü düzenli olarak spor yaparak geçirmiş, varlıklı ve tüm NFL takipçilerinin yakından bildiği, efsanevi bir isim. Blok stiliyle meşhur bir defans oyuncusu. New Orleans halkı için ise neredeyse bir kahraman. Mutlu bir aile yaşamı var ve bir oğul bekliyor, yıl 2011. Hayatı, işte bu noktada, birden değişiyor; Steve Gleason, kendisine ALS teşhisi konduğunu açıklıyor. Doktorlar kendisine iki ila beş yıl ömür biçince de kalan hayatından zevk almaya karar veriyor.

Yönetmenliğini Clay Tweel’ın yaptığı Gleason belgeseli, efsanevi sporcunun ALS ile tanışmasına, mücadelesine ve yaşamın tadını çıkardığı anlara odaklanıyor. Yaklaşık iki saatlik belgesel, Gleason’ın o zaman henüz doğmamış çocuğu için kaydettiği videolara ve çocuğu doğduktan sonra birlikte geçirdikleri zamana da yer veriyor.

Steve Gleason, kendisine en çok beş yıl ömür biçilse de hâlâ hayatta. 2016’da yayınlanan belgeseli ise ALS farkındalığına büyük katkıda bulundu. 8’in üzerindeki IMDB puanıyla Amazon Originals yapımı bu belgesel, herkes tarafından izlenmeli.

One Child Nation

Politik belgeseller her daim tartışmalara konu olmuştur ama anlatılanları mutlak doğru kabul etmediğiniz sürece ilgi çekici ve heyecan vericidirler. Çin doğumlu film yapımcıları Nanfu Wang ile Jialing Zhan’ın hazırladığı One Child Nation belgeseli de fazlasıyla ilgi çekici, bir o kadar sarsıcı.

Amazon Originals yapımı belgesel, Çin’in tek çocuk politikasının toplum üzerindeki yıkıcı politikalarına odaklanıyor. Yapım, bu tartışmalı politikayı bizzat onunla yaşamak durumunda olanların gözünden anlatıyor.

Sharkwater Extinction

Yönetmenliğini Rob Stewart’ın yaptığı 2018 tarihli Sharkwater Extincion, aslında Stewart’ın 2006 tarihli Sharkwater belgeselinin devamı niteliğinde… Amazon Originals belgeseli, yasadışı köpekbalığı yüzgeci endüstrisine ve bu endüstrinin politik bağlantılarına yok oluş bağlamında bakıyor.

Belgeselin ardında trajik bir hikâye de yatıyor. Rob Stewart, 2017’de Sharkwater Extinction üzerine çalıştığı dönemde, bir su altı dalışı kazasında hayatını kaybediyor. Belgesel, Rob Stewart Vakfı’nın yönetmen Sturla Gunnarsson ve editör Nick Hector ile işbirliği sonucunda tamamlanabiliyor.

Son dönemin en önemli doğa belgesellerinden olan Sharkwater Extinction, yasadışı bir endüstri ile politikacılar arasında kurduğu bağlantıyla yok oluş krizinin yükünü sıradan insanların omuzlarına yüklemeyerek dikkat çekiyor.

Prime Day kapsamında Amazon Prime Video’da İzleyebileceğiniz Roman Uyarlaması Yapımlar başlıklı yazı burada.

Amazon Prime Day Show: Billie Eilish, H.E.R. ve Kid Cudi İzleyicilerle Buluşuyor başlıklı yazı burada.

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir