En İyi The Beatles Belgeselleri

 En İyi The Beatles Belgeselleri

Geçenlerde yaptığım The Rolling Stones belgeselleri listesinden sonra birkaç arkadaşım “Güzel olmuş, olmuş da, Beatle’ların hatrı kalmaz mı?” dedi. Doğrusu, kalmaz, arkadaşlarım. Fakat The Rolling Stones’a dair bir liste yapıp da The Beatles’ı es geçmek, bir rock’n’roll meraklısına hiç yakışmaz. Onlar ki Elvis’in ve Chuck Berry’nin paltosundan çıkan ilk esaslı topluluk değil mi!

The Beatles, muazzam şarkılar ve albümler üretmenin ötesinde belki de ilk hakiki efsanevi rock’n’roll grubuydu. Stadyumlar doldurdular, gittikleri her ülkede ve şehirde havalimanında onları binlerce hayranları karşıladı. Giyim kuşamdan müziğe, popüler kültürü sonsuza dek değiştirdiler. John Lennon, Paul McCartney, George Harrison, Ringo Starr. Bu dört adamı insanlık hiç unutmayacak.

Bu listede, The Beatles’a dair (bence) en iyi beş belgeseli bulacaksınız. Dilerim en azından birkaçı ilginizi çeker, izlersiniz. Keyifli okumalar ve şimdiden iyi seyirler!

The Anthology (1995)

The Beatles’a dair resmi ve derli toplu bir belgesel çekme fikri esasında 70’li yıllarda ortaya çıkmıştı. Bunun için çalışmalara da girişilmiş ancak muhtelif sebeplerden ötürü proje rafa kalkmıştı. Neyse ki, 90’lı yıllarda birilerinin aklına yeni bir resmi The Beatles belgeseli çekmek geldi de ortaya The Anthology gibi şahaneler şahı bir belgesel dizisi çıktı.

6 bölümlük bir televizyon dizisi olarak tasarlanan belgesel için çalışmalara 1992 yılında başlandı. Grubun o dönem hayattaki üç üyesi (ki bunlar George Harrison ve Paul McCartney’dir) İngiliz müzisyen ve televizyoncu Jools Holland’a verdikleri güncel röportajlarla belgesele katkı sundu. 8 Aralık 1980’de, evinin önünde vurularak öldürülen John Lennon ise arşiv röportajlarıyla belgeselde yerini aldı. Grup üyeleri haricinde başta efsanevi yapımcı George Martin olmak üzere grup tarihinde mühim yere sahip kimi şahsiyetler de Jools Holland’a grubu anlattılar.

İlk defa 19 ve 23 Kasım 1995 tarihleri arasında ABC televizyonunda yayınlanan The Anthology, grubun tarihini bizzat kendilerinden duymak istiyorsanız varmanız gereken ilk adres olmalı.

The Beatles: Eight Days a Week (2016)


Bu uzun mu uzun (üç buçuk saat sürüyor) The Beatles belgeseli, yakın dönem The Beatles belgesellerinin en iyilerinden biri. Yönetmenliğini Ron Howard’ın yaptığı The Beatles: Eight Days a Week, grubun 1962-66 yılları arasındaki turnesini konu ediniyor.

Belgeselin yapımında hayattaki yegane Beatle’lar Paul McCartney ve Ringo Starr’ın da katkısı var. Ayrıca John Lennon’ın eşi Yoko Ona ile George Harrison’ın eşi Olivia Harrison da yapıma katkı sunuyor.

Arşiv görüntülerine yer verilen Eight Days a Week, birçok erken dönem The Beatles konserinden şimdiye dek görülmemiş pek nadide görüntülere yer veriyor. Onu kıymetli kılan da bu. Grubun en unutulmaz turnelerinden birincisine sokuveriyor bizi bir anda.

Eleştirmenlerden de tam not alan belgesel, 69. Yaratıcı Sanatlar Emmy Ödüllerii’nden ve 70. İngiliz Akademi Film Ödülleri’nden en iyi belgesel dalında ödülle dönmeyi de başardı.

How the Beatles Changed the World (2017)


Giyim kuşamdan müziğe, sahne performansından dansa kültürel ve toplumsal etkisi The Beatles kadar kuvvetli pek az grup gelmiştir. How the Beatles Changed the World belgeseli, The Beatles efsanesini işte bu boyutuyla ele alıyor.

Yönetmenliğini Tom O’Dell’in yaptığı 2017 tarihli bu belgesel, Beatle’ların yaptığı devrimini anlamak için başvurabileceğiniz en iyi kaynaklardan. Belgeselde grup üyeleri arşiv görüntüleriyle yer alıyor. Mikrofon daha ziyade müzik yazarlarına ve grubun yakın çevresine uzatılıyor. Hepsinin cevapladığı soru ise, belgeselin adından da anlaşılacağı üzere, şu: The Beatles, dünyayı nasıl değiştirdi?

How the Beatles Changed the World belgeseli bir ara Netflix’te vardı ancak şu an ne yazık ki yok. Yine de, eğer popüler kültüre dair bir merakınız varsa ne yapıp edip bu belgeseli bulmanızı ve izlemenizi tavsiye ederim.

The Compleat Beatles (1982)

The Compleat Beatles (Video 1982) - IMDb

Grubun tarhini kurulduğu günden dağıldığı güne dek derli toplu anlatan belgesellerden biri The Compleat Beatles. Aslına bakarsanız, birçok kimseye göre The Anthology çıkana kadar yayınlanmış en iyi The Beatles belgeseli. Ben de, naçizane, bu teze katılıyorum.

Yönetmenliğini Patrick Montgomery’nin yaptığı The Compleat Beatles‘ın anlatıcı sesi ise Malcolm McDowell’a ait. Nadir arşiv görüntülerinin yer aldığı belgeselde grubun ilk menajeri Allan Williams’tan yapımcı George Martin’e kadar The Beatles’ın yakın çevresinden hemen herkes kamera karşısına geçiyor. Bu açıdan The Compleat Beatles, grubun tarihine dair oldukça derinlikli bir anlatı sunuyor. Birçok The Beatles meraklısına göre, The Anthology‘den çok daha “doğru” bir anlatı bu üstelik.

Yaklaşık iki saat uzunluğundaki The Compleat Beatles maalesef hiçbir zaman resmen DVD formatında ya da daha ileri formatlarda yayınlanmadı. Çünkü ilk gösterilmesinden birkaç yıl sonra hakları Paul McCartney tarafından satın alındı, o da belgeseli bir daha gün yüzüne çıkarmadı. Bu yüzden çevrimiçi alışveriş platformlarında bu belgeselin DVD’si ile karşılaşırsanız aman kanmayın; o, VHS kasetten DVD’ye kopya edilmiştir.

Let It Be (1970)

Bana sorarsanız, en özel müzik belgeselleri müzisyenlerin albüm kayıtlarını kayda alan belgeseller oluyor. Böyle belgesellerde müzisyenleri doğal ortamlarında görmemiz, birbirleriyle ilişkilerine tanık olmamız bir yana ayıla bayıla dinlediğimiz eserlerin nasıl oluştuğuna da şahit oluyoruz. Adını aynı yıl (1970) yayınlanan son The Beatles albümünden alan Let It Be de işte böyle belgesellerden biri. Belki en meşhuru.

Let It Be belgeselinin yönetmenliğini Michael Lindsay-Hogg yapıyor. Yapımcılık koltuğunda ise grubun yakın dostlarından Apple yöneticisi Neil Aspinall var.

Let It Be belgeseli iki kısımdan oluşuyor. İlk kısmında, albüm kaydından enstantaneler görüyoruz ki grubun dağılma aşamasında olduğu bu görüntülerde ayan beyan gösteriyor kendini. Bu kısımda grup üyelerinin Apple yöneticileriyle toplantılarına falan da tanık oluyoruz. Yani her şey, izlediğimiz kimi görüntülerden ibaret değil; sohbetler, yer yer münakaşalar dinliyoruz. İkinci ve son kısımda ise grup (Let It Be albümünde gruba eşlik eden şahane klavyeci Billy Preston ile birlikte), Apple binasının çatısına çıkıyor. Günlerden 30 Ocak, yıl 1969. O gün Londra sokaklarında dolaşanlar, bir çatıdan “Get Back”in ilk notalarını duyduklarını şaşırmış olmalılar. Düşünsenize, yolda yürüyorsunuz ve bir yerden sesler geliyor. “Ne kadar da Beatles gibi çalıyor,” diyorsunuz; şarkıyı daha önce hiç duymamışsınız ki. Sonra vokaller giriyor. “Ne kadar da Paul McCartney’nin sesine benziyor,” diyorsunuz. Nihayet sesin geldiği çatıyı bulduğunuzda bir bakıyorsunuz, işte oradalar, The Beatles çatıda sizin için çalıyor!

“Çatı konseri” namıyla meşhur bu konserin görüntüleri de ilk defa Let It Be belgeselinde yayınlanıyor. Ne yazık ki bugün bu belgeseli bulmak pek güç. Size korsanı asla tavsiye etmiyorum. Bu yüzden illa bu belgeseli izlemek istiyorsanız (kim istemez!) tabii bir şekilde orijinalini bulun. Korsanı asla tavsiye etmiyorum. Torrent falan, aman ha!

Onur Bayrakçeken

1994 yılında İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Annesinin başucunda okuduğu kitaplarla okumayı, ilkokul hocasının teşvikiyle yazmayı sevdi. İflah olmaz bir müzik tutkunu. İki şiir kitabı var (devrilmiş fil hüznü, devingen gömüt), bir de "Prekazi: Vurdu, Gol Oldu!" (Mylos Kitap, 2019) nehir söyleşi kitabını hazırladı.

Related post