Röportaj: Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Onur Altürk
Anadolu Efes, kültür/sanatı uzun yıllardır destekleyen ve herkese ulaştırmaya çalışan bir marka. Bu vesileyle Anadolu Efes’in Türkiye Genel Müdürü Onur Altürk ile keyifli bir röportaj yaptık. Orçun Onat Demiröz, Anadolu Efes’in şu sıralar desteklediği işleri, Mavi Sahne projesini ve gelecek planlarını sordu.
Anadolu Efes her daim müziği, sinemayı, tiyatroyu benimseyen, destekleyen bir marka oldu. Anadolu Efes’in kültür-sanatla yakın ilişkisi ne zaman ve nasıl başladı? O günden bu yana ne gibi projelere imza atıldı?
Sanatın güç ve ilham veren bir yanı olduğuna inanıyoruz. Sanat insanları daha derinlikli düşünmeye davet ediyor, toplumların sosyoekonomik gelişimine destek sağlıyor. Bu nedenle sanatın varlığı ve sürdürülebilirliği çok kıymetli. Hem sanat kuruluşlarının devamlılığı hem de daha çok insanın kültür sanatla buluşabilmesi için tam 36 yıldır kültür sanatı aralıksız olarak destekliyoruz.
Kültür sanata desteğimiz ilk olarak 1987 yılında İstanbul Film Festivali’yle başladı. Burada Türkiye Sineması’na yön veren yönetmenlere ödüller vererek bir yandan sanat üretimine destek verdik bir yandan da yönetmenlerimizin uluslararası arenada ülkemizi temsil etmelerine katkı sağladık.
Anadolu’yu gezen ilk festivali düzenledik; Diyarbakır’dan Trabzon’a kadar blues’u götürdük, Kenter Tiyatrosu’ndan Dostlar Tiyatrosu’na Türk tiyatrosunun en önemli temsilcilerinin 1000’in üzerindeki oyununu izleyicilerle buluşturduk. Sanatı herkes için erişilebilir kılmak ve sahne bulmakta zorlanan yetenekli tiyatro topluluklarına sahne sağlamak için 2018 yılında Anadolu Efes Mavi Sahne’yi kurduk. Son 2 yıldır sanatı yeme-içme mekanlarına taşıdık. Oyuncu Berkay Ateş‘le seyircilere sizin de izlediğiniz keyifli ve özgün bir sanat deneyimi yaşatıyoruz. Kültür ve sanata verdiğimiz destek, toplum üzerinde olumlu bir etki yaratma taahhüdümüzün bir parçası. Anadolu Efes olarak, kültür ve sanatın canlı, sağlıklı bir toplum için gerekli olduğuna inanıyor ve bu önemli alanları desteklemekten mutluyuz.
Anadolu Efes’in katkılarıyla bugüne kadar binlerce oyun sahnelendiğini biliyoruz. Tiyatronun Anadolu Efes için önemi ve yeri nedir?
Bu sorunun yanıtına şöyle başlamak isterim. William Shakespeare Hamlet’inde der ki: “Doğduğu gün de bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak.” Tiyatro, birey ve toplum arasındaki bağı en güzel şekilde yansıtmasıyla bir ayna görevi görür ve insana kendini tanıma ve sorgulama imkânı sunar. Temel değerlerimizi, kültürel ve manevi zenginliklerimizi koruyabileceğimiz ve gelecek nesillere aktarabileceğimiz etkili bir sanat dalıdır. Şöyle bir örnek vermek isterim: İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’nın kısa bir süre sonra Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri haline gelmesi karşısında ilk Şansölye Konrad Adenauer’e bunu neye borçlu olduklarını sormuşlar. “Tiyatroya,” demiş. Tüm gelişmiş ülkelerde savaşın ardından ilk onarılan ve inşa edilen yapılar, tiyatro ve opera binaları olmuştur.
Biz de Anadolu Efes olarak, tiyatronun insanların yaşamlarını zenginleştirme ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirme gücüne sahip olduğuna inanıyoruz. Tiyatro yaratıcılık için de önemli bir platform. Sanatçıların kendilerini ifade etmelerine ve fikirlerini dünyayla paylaşmalarına imkân tanıyor. Bu noktada yaratıcılığı desteklemenin ve sanatçıların potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmanın öneminin farkındayız. Önümüzdeki yıllarda da sanatın bu can damarını desteklemeye devam edeceğiz.
Mavi Sahne fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı? Konseptten biraz bahseder misiniz?
Mavi Sahne fikri ilk olarak 2018 yılında ortaya çıktı. Mavi Sahne’yi kurarken genç tiyatrocuların, tiyatro topluluklarının sahne bulmakta zorlandığını; üniversite öğrencilerinin, gençlerin kaliteli yapımlara ulaşmakta sıkıntılar yaşadığını gördük. Genç ve sahnesi olmayan alternatif tiyatro topluluklarına bir alan sağlayacak ve aynı zamanda tiyatroyu daha geniş bir kitleyle buluşturmaya yardımcı olacak bir platform oluşturmak istedik. Buradan yola çıkarak, Mavi Sahne’yi sanatın sürdürülebilirliğinin önündeki ekonomik engelleri azaltmaya katkıda bulunacak, tiyatro toplulukları ve tüm sanatseverleri uygun fiyatlı biletlerle kaliteli yapımlarda buluşturabilecek bir platform olarak hayata geçirdik. Mavi Sahne aynı zamanda tiyatro için daha erişilebilir bir platform olarak tasarlandı. Yani kısacası, Mavi Sahne’nin sanatı her yerde desteklemek, herkese ulaştırmak gibi bir misyonu olduğunu söyleyebilirim.
Pub-Up Mavi Sahne konseptinden biraz bahseder misiniz? Bugüne kadar hangi kentlerde ne gibi performanslar gerçekleştirildi?
Pub-Up Mavi Sahne hem daha fazla sanatsevere ulaşmak hem de onlara farklı bir deneyim yaşatmak için yeme-içme ve eğlence mekanlarında hayata geçirdiğimiz projemiz. Bu kapsamda oyuncu Berkay Ateş ve konukları, şiir gibi aslında çok da alan bulamayan bir sanat dalını akustik müzik ile de birleştirerek, izleyicilere özgün bir sanat deneyimi yaşatıyor. Pub-Up Mavi Sahne performansları, şimdiye kadar İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve Eskişehir’de düzenlendi.
2023 yılı Anadolu Efes için kültür-sanat alanında ne gibi projelerle geçiyor? Önümüzdeki yıl için gündeminizde neler var?
Anadolu Efes olarak, önümüzdeki yıllarda da kültür ve sanatı desteklemeye kararlıyız. Kültür sanatın daha fazla erişilebilir olmasını sağlamak bizim için özel bir görev. Hem sanat kuruluşlarının ayakta kalabilmesi hem de daha çok insanın kültür sanatla iç içe yaşaması için. Bu bakımdan sanatın sürdürülebilirliğini sağlama konusundaki hassasiyetimizin bir kez daha altını çizmek isterim. Mavi Sahne ve Pub-Up Mavi Sahne gibi organizasyonlarımızı devam ettirmenin yanı sıra kültür-sanata dair başka projelere desteklerimizi sürdüreceğiz.
Dijitalleşme artık hayatımızın her alanında etkisini gösteriyor. Bu bakımdan sizde dijital projelere yönelme veya destekleme eğilimi var mı?
Dijitalleşmenin kültür-sanatı teşvik etmek için güçlü bir araç olduğuna inanıyoruz. Dijital platformların insanların kültürel içerikleri bulmasını ve deneyimlemesini nasıl kolaylaştırdığın gördük. Özellikle de pandemi döneminde kültür-sanata desteğimize ara vermedik. Hem tiyatroların sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi hem de sanatseverlerin tiyatrodan daha fazla mahrum kalmaması için DasDas’ın dijitalleşme sürecine katkı sağladık (Westend/Batının Sonu, Joseph K. ve Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet oyunları).
Yakın zamanda ise Türkiye’nin en uzun soluklu YouTube programlarından olan ‘Burda Olan Burda Kalır’ın partneri olduk. Tiyatro sanatçısı ve oyuncu Zafer Algöz’le yazar ve senarist Can Yılmaz’ın keyifli sohbetlerine eşlik ediyoruz.
Sizin son dönemlerde takip ettiğiniz dizi, film ya da tiyatro oyunları var mı?
Bu yıl Christopher Nolan’ın Oppenheimer filmini merakla bekledim. Fırsat buldukça dijital platformları takip etmeye çalışıyorum. The Bear ilgiyle izlediğim dizilerden biri. Ayrıca 2018’den beri iş ortağımız olan DasDas’ta, Şener Şen’in 40 yıl aradan sonra yeniden sahnelediği Zengin Mutfağı oyununu destekledik. Oyun ilk sezonunda 55 gösterimde 45.000 izleyiciye ulaşarak büyük bir başarıya imza attı. Büyük ustayı sahnede izlemek inanılmaz bir mutluluktu. Berkay Ateş’in Hakikat Elbet Bir Gün oyunu çok başarılı. Ayrıca Özcan Alper’in Altın Portakal ödüllü filmi Karanlık Gece son izlediğim filmlerden.