Röportaj: ‘Bir Derdim Var’ Dizisinin Genç Oyuncuları – İkinci Bölüm

 Röportaj: ‘Bir Derdim Var’ Dizisinin Genç Oyuncuları – İkinci Bölüm

Bir Derdim Var dizisinin genç oyuncuları Eylül Ersöz, Ata Artman, Ava Yaman, Esila Umut, Ataberk Mutlu, Ezgi Gör ve Efe Poylu ile oyunculuk kariyerleri, canlandırdıkları karakterler ve Bir Derdim Var dizisi üzerine söyleştiğimiz röportajımızın ikinci bölümünü paylaşıyoruz.

Röportajın ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Röportaj: Yasemin Şefik

Fotoğraf: Serkan Engin

Gençlerin en çok yaşadığı kötü durumlardan biri: zorbalık. Özellikle akran zorbalığı. Yaşadınız mı? 

Eylül: Tabii ki herkes her yerde her an zorbalığa maruz kalabiliyor. Bunlarla mücadele etmeye çalışmak bir süre sonra da çok yorucu oluyor. Ama susmamamız ve elimizden geldiğince birlik olmamız gerekiyor.

Ata: Evet, küçükken yaşadığım durumlar oldu fakat söylediğim gibi, düşündüğümü söylemekten çekinmezdim, o yüzden bende izi kalmış bir olay yok.

Ava: Hayır, yaşamadım ama yaşayan arkadaşlarım oldu. Ben de yaşamış kadar oldum. Şunu söyleyebilirim, benim yanımda asla bir insana tanısam da tanımasam da zorbalık yapamazlar veya aşağılayamazlar. Eminim arkadaşlarım da aynı şekilde beni savunurlar. Sevginin türleri çok. Benim arkadaşlarımla yaşadığım bu türden bir sevgi

Esila: Ben herhangi bir zorbalığa uğramadım; fakat uğrayan ve kötü etkilenen çok arkadaşıma yakından şahitlik ettim. Maalesef çok üzücü bir durum. Bu kötü duruma inşallah az da olsa çözüm bulabileceğimiz çok kıymetli noktalara değiniyoruz.

Ataberk: Hayır, yaşamadım. Günümüzde fazlasıyla yaygınlaşması moral bozucu.

Efe: Yaşamadım fakat şahit oldum. Her zaman yaşayan kişilere destek de bulunmaya çalıştım. Yaşayanlar için çok üzücü bir durum.

Birce Akalay’ın canlandırdığı Nilüfer karakteri kimi zaman sette ona danışma hissi yaratıyor mu?

Eylül: Onunla çalıştığım için çok mutluyum çünkü benim tek partnerim kendisi dizide ve onunla iletişim halindeyim sürekli. Aynı kişinin farklı zamanlarını oynuyoruz birlikte. Setim olmadığı günler de onu gidip izlemeye çalışıyorum, beraber çok tatlı paslaşmalarımız var. 

Ata: Birce inanılmaz bir oyuncu ve çok güçlü bir kadın figürü benim gözümde. Sürekli iletişim halindeyiz. Duruşuyla, tavsiyeleriyle ve özgürlüğüyle bana çok şey katıyor hırslandırıyor. Onunla oynamak hayatımda hep önemli bir noktada yer alacak.

Ava: Birce Akalay, oynadığı Nilüfer Toska karakteri ile çok benzeşiyor. Kendisi de gerçek hayatta insanların yüzüne gülümseme konduran, onlarla empati kuran, olgun olduğu kadar çocuk ile çocuk olan, anne yüreği taşıyan, güzel yüzlü, güzel kalpli bir insan. Kimi zaman sette gelip sarılır, sıcak sohbetiyle arkadaşlık eder. Kimi zaman oyunculuk ve hayat ile ilgili tecrübelerini aktarır.

Esila: Evet, tabii ki. Bize her zaman içten ve yardımsever yaklaşımından dolayı hepimiz çok şanslıyız.

Ataberk: Evet bazen içimden Birce ablaya hocam demek geliyor.

Ezgi: Sete gittiğinizde o hastane atmosferinde öyle güçlü bir duruş karşısında ister istemez anlatma, dertleşme eğilimine girebiliyorsunuz.

Efe: Evet. Birce abla her anlamda hocalık yapabilecek birisi. Kimi zaman yol gösterebilir, tavsiye verebilir. Onun her türlü tecrübeleri bizim için bir ilham haline dönüşebilir. O yüzden onunla bu projede birlikte olmak da biz gençler için bir şans.

Sosyal medya yorumlarına bakınca dizinin ciddi anlamda izleyiciyle bağ kurduğu noktalar var. Size ne gibi yorumlar geldi?

Eylül: Çok tatlı şeyler okuyorum, hiç kötü bir şey okumadım şimdiye kadar. Herkes çok teşekkür ediyor böyle bir iş yaptığımız, böyle bir dünya kurduğumuz için. Gerçekliğin tam kendisini aktarmaya çalışıyoruz çünkü bu da karşı tarafa geçiyor sanırım.

Ata: Çevrem gerçek bir derdimiz olduğunu ve bunu anlatmanın yeni yollarını bulduğumuzu söylüyor. İçten ve dürüst olduğunu unuttuğumuz, en derinlere gömdüğümüz duyguları hatırlattığımızı söylüyorlar

Ava: Dizi ile ilgili çok güzel, olumlu, samimi yorumlar geldi. Dizinin konusunun hayatın gerçeği olduğu, yardımlaşmanın ne kadar faydalı bir şey olduğunu belirten samimi yorumlardı bunlar. İzleyicimizin diziyle bu şekilde empati kurması beni çok mutlu etti. 

Esila: Okuduğum her yorumda bizi izleyen her insanın travmalarına dokunduğumuzu veya oluşabilecek her türlü olumsuzluk karşısında insanlara farkındalık oluşturduğumuzu görüyorum. Çözüm olabilmek önlem almalarını sağlamak çok kıymetli. Ne mutlu bize. 

Ataberk: Gelen yorumlar mutluluk verici. İnsanların hislerine ve sorunlarına değindiğimiz için tebrik yorumları alıyorum.

Ezgi: Genellikle insanlara, “Aaa böyle bir şeyi ben de hissetmiştim ama ne olduğunun farkında değildim” dedirtmişiz. İzleyicimiz düşünmeye, anlamlandırmaya, dikkat etmeden yaptıkları davranışların sonuçlarını görmeye başladılar. Özellikle de bunu ebeveynler ve arkadaş ortamları üzerinden görmekteyiz.

Efe: Şu ana kadar gelen yorumlar şahane. Genellikle sorunlar ve dertler üzerine güzel yorumlar alıyorum.

Son zamanlardaki dizi içeriklerine bakınca, Bir Derdim Var projesinin ana akım dizilerde farkı hakkında neler söylersiniz?

Eylül: Prova sürecinde birçok danışmanla konuşma şansımız oldu ve her şeyi ince eleyip sık dokumaya çalıştık ekip olarak. Gerçekten olmayan hiçbir şeyi yansıtmıyoruz. Reaksiyon olarak da birçok derdi anlatıyoruz. Derdimiz olduğu için de insanların bizimle kurdukları bağ da bu yüzden daha farklı bir yönde olacak diye tahmin ediyorum.

Ata: İnsanların kendine aynada bakması kolay değil bence. Biz de olabildiğince dürüst bir şekilde hikayemizi anlatmanın peşindeyiz. En büyük korkum bunun insanların eksiklerini ortaya koyuyormuşuz gibi anlaşılması. Durum bundan farklı. Biz eksikleri değil yaşadıklarımızın bizdeki etkilerini ve bunlarla nasıl başa çıkıp iyileştirebileceğimizi anlatıyoruz. Yalnız değiliz, kusursuz hiç değiliz…

Ava: Adı üzerinde bizim bir derdimiz var. Herkesin bir derdi olduğu gibi. Bence ekranda hayatın renkli tarafları kadar karanlık tarafları da işlenmeli. Etrafımızda mutluluğumuzu paylaşacacağımız insanlar olması çok güzeldir. Ve bundan daha güzeli kederimizi paylaşacak bir insan, bir kitap, bir film, bir dizi bulmaktır. Bunlar bize hayat yolculuğumuzda dostumuz, yoldaşımız olacaktır. Bence izleyenlerimiz dizimizle bu tür bir bağ kuracaklar.

Esila: Bambaşkayız. Farklı ama aslında çok normal noktalara değiniyoruz gerçekten. İzleyen her insanın kendisinden bir parça bulabilecek olması bizim seyircimizle bağımızı daha da güçlendiriyor. 

Ataberk: Yine diğer projelerde olduğu gibi Bir Derdim Var kendi yörüngesinde bir hikayeye sahip. Bu hikayenin yanında insanların sorunlarına ve farklılıklarına dikkat çekme çabamız var. Bu yüzden izleyicinin bizimle yakın bir bağ kuracağına inanıyorum.

Ezgi: Belki de insanların ayağa kalıp hayata karşı hareket almaları için onlara ışık olacağız. Önceden kalplerinin bir yerlerinde hissettiklerini açığa kavuşturacağız.

Efe: Bu projede izleyici ekranda kendini görecektir. Gündelik hayatta yaşanan dertleri ve sıkıntıları ekrana taşıdığımız için, izleyicimiz bu projeye çok bağlanacaktır.

Dizi karakterinizin psikolojik özelliklerini göz önünde bulundurarak, rolünüze nasıl hazırlandınız?

Eylül: Söylediğim gibi ben hastalığın ta kendisi olduğum için hazırlanma sürecim biraz daha farklı oldu. Danışmanlarımızla, yönetmenimle, senaristlerimizle çok sohbet ettim. Delüzyonel bozukluğu ilk kez duymuştum ve bunu çok araştırdım. Duygularımla hareket etmeye ve aslında kendimi biraz daha özgür bırakmaya çalıştım. 

Ata: Kuzey, toplumun %97’sinden daha zeki bir çocuk. Sadece kayıp. Ona yolunu bulmasında destek olacak ve onu anlayabilecek birileri olmamış hayatında. Ben Kuzey’in zekasına sahip olmasam da çok kaybolduğum, yalnız hissettiğim ve anlaşılmadığım zamanlar yaşadım. Kuzey’in aksine hayatıma böyle anlarda girip kırılmalar yaratan birkaç insan oldu. Listenin en başında Harika Uygur gelir. Bana olan inancıyla verdiği cesaretle kendime inanırsam ve çalışmayı hiç bırakmazsam hayal ettiğimin bile ötesine ulaşabileceğimi gösterdi. Kuzey’e hazırlanırken benim onu anlamamı sağlayan şey, “Ya bu insanları, dostlarımı ve ailemi hiç tanımasaydım?’’ düşüncesi oldu.

Ava: Öncelikle dizideki bütün arkadaşlarımızla beraber oyuncu koçumuzla haftalarca karakterlerimiz üzerine çalışmalar yaptık. Psikologların bipolar affektif bozukluk ile ilgili yazdığı yazıları, bipolar rahatsızlığı ile ilgili belgesel ve filmleri izledim. Özge uzaylılara inandığı için buna ek olarak uzayı ve uzaylıları araştırdım.

Esila: Göründüğünün arkasında çok yoğun ve zor bir hazırlık sürecimiz oldu. Çok hassas ve özenli bir şekilde hazırlandım. Belki de şu ana kadar hazırlandığın en zor ve keyif aldığım rol diyebilirim.

Ataberk: Yoğun bir hazırlık ve prova sürecimiz oldu. Bu süreçte karakterimin hikayesini ve psikolojik durumunu göz önünde bulundurarak bir araştırma ve karakter oluşturma yolu izledim.

Ezgi: Karakterlerimiz için sıkı bir hazırlığa girdik. Psikolojik danışmanlarımızla beraber vakalar üzerinde konuştuk, biz nasıl derdimizi anlatabiliriz diye üretmeye başladık. Karakterim yeme bozukluğu olan anoreksiya hastası ve diğer karakterlere göre en ölümcül hastalığa sahip. Bu anlamda empati kurmak, fiziksel olarak da anlamlandırmak zor oldu. Bazen aç kalıp duygularımı nasıl yönettiğimi, ayna karşısına geçip kendimi nasıl gördüğümü gözlemledim. Bu hastalıkla ilgili haberleri, makaleleri takip ettim, insanların derdine ortak olup anlamaya çalıştım.

Efe: Yaklaşık 1,5 aylık bir prova sürecimiz oldu. Bu sürede hem yönetmenimizle hem senaristlerimizle hem de danışman doktorlar ile sürekli toplantı halindeydik. Bu toplantılar sayesinde karakterimin hikayesini ve yaşadığı sıkıntıları içselleştirme fırsatı buldum.

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir