Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Başladı
24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali dün (27 Mayıs) sabah Gençlik Parkı Kent Konseyi Etkinlik Alanı’nda düzenlenen basın toplantısıyla başladı. Basın toplantısına Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hacı Ali Bozkurt, Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Lale Özgenel, Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Güner ve Festival Direktörü Azize Tan katıldı. Ardından filmler Festivalscope üzerinde yapılan gösterimlerle seyirciyle buluşmaya başladı.
Çevrimiçi gösterimlerin ilk filmi Ateşle Yazmak/Writing With Fire oldu. Film, Hindistan’daki kast sisteminde en altta bulunan Dalit kadınların kurduğu, Hintçenin farklı lehçelerinde yayın yapan haftalık gazete Khabar Lahariya’nın muhabirlerini ve dijital mecraya geçişini odağına alıyor. Sundance Film Festivali’nde Dünya Sineması-Belgesel bölümünde Jüri Özel ve İzleyici Ödüllerine layık görülen filmin gösterimi sonrası yönetmenler Rintu Thomas ile Sushmit Ghosh, Azize Tan’ın sorularını yanıtladı. Filme dair, “Bu bölgede Dalit kadın gazeteci olmanın, hem de başarılı biri olmanın büyük bir anlamı var. Tamamen kadınların yönettiği bir gazete hiç olmamış bir kere. Hele de Dalit kadınlarının. Çoğu insan bu kadınları önemli pozisyonlarda görmeye alışkın değil. Bunu daha fazla kişi gördükçe kadınların neler başarabileceğine dair ufukları açılacak. Onlarla çekim yaptığımız beş yıl boyunca, yazılı basından dijitale geçtiklerinde etraflarındaki çoğu erkek gazeteci onları dışladı. ‘Ne başarabilirsiniz ki? Kâğıt kalemi bırakmasaydınız keşke. Teknoloji size göre değil,’ dediler. Son çekim programımızda şöyle bir an yaşandı. Tüm erkek gazeteciler oradaydı. Bu kadın gazetecilerin başardıklarına karşı sessiz bir saygı duruşu oldu. Bu kadınların başardıklarının çeyreğini başaramamıştı erkek gazeteciler. Bu kadar kısa sürede hem de,” dediler.
Ardından Bettina Oberli’nin Tribeca Film Festivali programında da bulunan Sen Ne Muhteşemsin Wanda/My Wonderful Wanda adlı filmi gösterildi. Bettina Oberli, İsviçre’deki zengin ailelerin yanında bakıcı olarak çalışan, çoğu Macaristanlı ve Polonyalı göçmen kadınlardan yola çıkarak yarattığı Wanda karakterinin hikâyesini anlattığı film üzerine Azize Tan’la konuştu. Festivalscope üzerinden izlenebilecek söyleşide Oberli filmi yapmaya karar verişini şöyle anlattı: “Wanda gibi kadınlar genelde Avrupa’nın doğusuna hemşire olarak gidebiliyor, çoğunlukla bir hemşirelik eğitimleri bile olmuyor. Aslında öğretmenlik gibi başka mesleklerden gelseler de para kazanmalarının en iyi yolu maalesef bakıcılık. Çünkü kendi ülkelerinde iş yok, varsa bile çok az maaş alıyorlar. Yani bu konu gayet taze günümüzde. Gazetelerde bu konuyla çok karşılaştım, bana ilginç geldi. Bir yabancı, bir aileyle nasıl 7 gün 24 saat yaşayabilir, nasıl ailenin içsel durumlarının bir parçası olabilir ve mühim işleri üstüne alabilir, bunun üzerine çok düşündüm.”
Festivalde Bugün!
Festivalde bugün Her Biri Ayrı Renk bölümü filmlerinden Rosa’nın Düğünü/Rosa’s Wedding saat 18.00’da izleyiciyle buluşacak. Icíar Bollaín’in yönetmenliğini yaptığı Rosa’nın Düğünü, 40’lı yaşlarının ortasında ailesine adadığı hayatını değiştirmeye karar veren Rosa’yı anlatıyor. Filmin başrolünde Annem Hakkındaki Her Şey, Gözlerimi de Al ve Prensesler filmleriyle tanınan İspanyol aktris Candela Peña yer alıyor.
Samaher Alqadi’nin 2011 Mısır Devrimi’nin ikinci yıldönümünde yapılan gösterilerde sokakta meydana gelen toplu tecavüzlere karşı Mısırlı kadınların isyanını anlattığı Benim Bedenim/As I Want ise saat 20.30’da seyircileriyle buluşacak. Benim Bedenim, Berlin Film Festivali’nde de gösterilmişti..
Festivalscope’ta izlenecek her iki filmin yönetmeniyle de önceden yapılmış söyleşiler filmlerin ardından Festivalscope’ta meraklılarını bekleyecek.
Ayrıca programın ilk gününde gösterilen Ateşle Yazmak/Writing With Fire ve Sen Ne Muhteşemsin Wanda/My Wonderful Wanda iki gün daha erişime açık olacak, kaçıran sinemaseverler bu filmleri izleyebilecek.
Çevrimiçi Gösterimler 3 Haziran’a dek sürecek!
Festivalscope üzerinden yapılan gösterimler 3 Haziran’a kadar devam edecek.
29 Mayıs’ta Marie-Hélène Cousineau ve Madeline Ivalu’nun Asi Nehir/Restless River filmi gösterilecek. Asi Nehir, Kanada’nın kuzeyindeki Nunavik’te, 1940’larda geçiyor ve kendi halkının geleneklerine de sömürgecilerin baskısına da boyun eğmeyen Elsa’nın yolculuğunu takip ediyor. Aynı gün, gazeteci Rubika Shah’ın Londra’da 1970’lerde, punk estetiğiyle yürütülen antifaşist mücadeleye zengin arşiv malzemesiyle ışık tuttuğu, adını The Clash şarkısından alan filmi Beyaz İsyan/White Riot da gösterilecek.
Shengze Zhu’nun Ocak 2020’de Covid salgınının başladığı Wuhan kentinden manzaralar aktardığı ve kayıpları birbirlerine yolladıkları mektuplara yer vererek andığı filmi Nehir Akar, Kıvrılır, Siler, Yerine Koyar/A River Runs, Turns, Erases, Replaces ile Maïwenn’in yönettiği ve başrolünde oynadığı, kendi yaşam öyküsünden izler taşıyan DNA/ADN filmleri 30 Mayıs’ta izleyicilerin erişimine açılacak.
31 Mayıs gününün filmleri ise Dört Anne/Four Mothers ve Azap/Relic. Dört Anne ile yönetmenler Dana Keidar Levin ve Rephael Levin, İsrail’in Lübnan’ı işgali sırasında oluşturduğu güvenlik bölgesinde daha fazla askerin ölmemesi için seslerini birleştiren dört annenin barış mücadelesini anlatıyor. Natalie Erika James’in ölüm ve hastalığın ilerleyişini duygusal açıdan anlattığı Azap, yaşlı annesi kaybolan ve onun demans hastalığı ile yüzleşen kızının hikâyesi.
1 Haziran’da Rubaiyat Hossain’in, işyerinde patronlardan evde eşinden gördüğü baskıdan bunalan ve çalıştığı fabrikadaki kadınlarla sendika kurmaya karar veren tekstil işçisi Shiumu’nun hikâyesini anlattığı Made in Bangladesh gösterilecek. Aynı gün, geçen yıl Berlin Film Festivali’nde büyük beğeni toplayan, yönetmen Janna Ji Wonders’ın ailesindeki dört kuşağın hikâyesini her biri kendi döneminde erkek egemen yapılara kendilerince karşı koymuş kadınların gözünden anlattığı filmi Walchensee Forever da izleyicilerle buluşacak.
2 Haziran’da gösterilecek filmler ise Nevia ve Sokaklara/Street Out. Yönetmen Nunzia De Stefano’nun senaryosunu yazarken kendi çocukluğunun geçtiği konteyner mahalleden yola çıktığı Nevia, ufak tefek işler ile ailesini geçindirmeye çalışan 17 yaşındaki Nevia’nın mahalleye gelen sirkle değişen dünyasını anlatıyor. Sofía Rocha’nın Sokaklara filmi ise Arjantin’deki seks işçilerinin yollarının feminizmle kesişmesini ve hakları için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Sokaklara, dünya prömiyerini Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde yapıyor.
24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 3 Haziran’da Kış Tatili/Charter ve Hediye/The Present filmleriyle kapanıyor. Amanda Kernell’ın Kış Tatili filmi, zorlu bir boşanma sürecinin ardından eşinde kalan çocuklarıyla görüşemeyen Alice’in her türlü riski alıp çocuklarını Kanarya Adaları’na kaçırışını anlatıyor. Farah Nabulsi’nin Bafta Ödüllü, Oscar adayı kısa filmi Hediye ise her sabah işe gitmek için İsrail devletinin Beytüllahim’le Kudüs arasına koyduğu kontrol noktasından geçen Yusef’in bu defa askeri bölgeden kızıyla geçişini konu ediniyor.
Festival Biletleri
24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali biletleri çevrimiçi gösterim platformu Festivalscope üzerinden satışa sunuluyor. Her film programda belirlenen gün ve saatte gösterime açılacak, üç gün boyunca gösterimde kalacak. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi ve CerModern’deki açık hava sinemasında yapılacak gösterimlerinin biletleri ise 1 Haziran’dan itibaren Biletix üzerinden satılacak.