Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Ardından: Filmler ve Daha Fazlası

 Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Ardından: Filmler ve Daha Fazlası

Seyir Derneği tarafından 14-19 Eylül tarihlerinde düzenlenen, Azize Tan’ın koordinatörlüğünü üstlendiği Ayvalık Uluslararası Film Festivali sona erdi. Türk ve dünya sinemasından farklı kategorilerde 57 film, beş ayrı mekanda gösterildi. Ben festivali Todd Haynes imzalı açılış filmi May December ile açtım ve kısa filmler (Burası Size Göre Değil, Koyun, Yüzler, Birlikte, Yalnız, Suriyeli Kozmonot, Suyu Bulandıran Kız) ile bitirdim.

Festivalin uluslararası seçkisi kadar Türk sinemasından seçkileri de özenliydi. Selcen Ergun’un ilk uzun metrajı Kar ve Ayı, Özcan Alper’den Karanlık Gece, Belmin Söylemez’den Ayna Ayna, Umut Subaşı’nın ‘Yeni Bir Senarist’ ödülüne layık görülen Sanki Her Şey Biraz Felaket, Ayşe Polat’ın Kör Noktada ve Fikret Reyhan’ın Cam Perde gösterimleri film ekibinin katılımıyla gerçekleşti. Festivalin belgesellerinin de oldukça zengin olduğunu söylemeliyim. Filmlerden başrolünde Merve Dizdar’ın yer aldığı Kar ve Ayı, belgesellerden ise Somnur Vardar’ın İstanbul’daki inşaat işçilerini odağına alan Boşlukta’sı en beğendiklerim oldu.

Ayvalık

Fikret Reyhan’ın ‘Cam Perde’sine Dair

Fikret Reyhan, ilk filmi Sarı Sıcak’ın ardından 2020’de yayınlanan ikinci uzun metrajı Çatlak ile 40. İstanbul Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ ve ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü almıştı. 42. İstanbul Film Festivali’ndeki En ‘İyi Erkek Oyuncu’ ödülü de Cam Perde’deki rolüyle Alper Çankaya’ya gitti. Öncelikle Uğur Karabulut, Selen Kurtaran ve Alper Çankaya’nın performanslarını çok beğendiğimi ve görüntü yönetmeni Barış Aygen’i çok başarılı bulduğumu söylemeliyim.

Son iki filminde de aile dinamiklerini erkek karakterler üzerinden irdeleyen Fikret Reyhan, bu sefer Nesrin’in (Selen Kurtaran) hikâyesini anlattı. Filmin ardından Azize Tan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi de oldukça tartışmalıydı.

Ayvalık

Nesrin, dört yaşındaki oğluyla ayakta kalmaya çalışırken eski eşinin sistematik tacizinden kurtulamayan bir kadın. Aynı zamanda hayatında başka bir adam var, Selim. Nesrin filmin ilk yarısında eski eşi Ömer’in uzaklaştırma kararı ihlalini bile sineye çeken bir tavra sahip. Bunun sebebini çok iyi biliyoruz aslında, tacizciyi öfkelendirmek istemiyor, öfkelendiğinde ne yapabileceğinden korkuyor. İki erkek arasında huzurunu korumaya çalışan ‘gerçek’ bir karakter olduğunu düşünüyorum Nesrin’in.

Film Hakkındaki Bazı Tartışmalar ve Eleştiriler

Filmden sonra yapılan söyleşide tartışma yaratan sorulara ve eleştirilere gelirsek, Nesrin karakterinin “güçsüz” bir kadın olduğu ve kendi ayakları üzerinde duramadığı düşüncesi üzerine yoğunlaşıldı. Bir diğer eleştiri ise “Bu film bize ne anlatıyor?” üzerineydi.

“Hukukun ve polisin bir işe yaramadığını, alınan tüm önlemlere rağmen kadınların öldürülebileceğini mi anlamalıyız?” dendi. Ben, ilk eleştiriye değil ama ikincisine katılıyorum. Nesrin karakterinin değil, filmin anlatımının daha farklı işlenebileceği kanaatindeyim.

Ayvalık

Cam Perde, Türkiye’deki kadın cinayetlerine, erkek şiddetine ve eril tahakküme bir eleştiri sunuyor mu? Bence hayır. Doğru yerlerden eleştirmiyor ve reel bir umutsuzluk tablosu çiziyor diyebilirim. Peki, şu an bulunduğumuz konumda bir eleştiri sunmalı mıydı? Evet.

Bir diğer tartışma yaratan ve benim de şaşırdığım unsur, filmin İKSV’dekinden başka bir versiyonunu izlemiş olmamızdı. Filmin sonu, Nesrin karakteri için belirsizlikle bitiyor ve aslında bütün film boyunca gerilen seyirciyi oldukça hassas bir konuda havada bırakıyor.

Son sahnede bir alt geçide giren Nesrin’i eski eşi takip ediyor ve Nesrin o alt geçitten çıkmıyor. Oysaki İKSV’de gösterilen versiyonda Nesrin’in o alt geçitten çıktığını biliyoruz. Dolayısıyla bu filmi İKSV kapsamında izlemiş olsaydık film hakkında düşüncelerimiz farklı şekillenebilirdi. Her gün bir kadın cinayeti haberleriyle uyandığımız bir atmosferde, böylesi hassas bir konuya sahip bir filmin sonunun seyirciye bırakılamayacağını düşünüyorum.

Yağmur Çöl

İstanbul'da doğdu, İstanbul'da yaşıyor. Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünde okudu. İngiliz ve Alman Edebiyatına, polisiyeye ve sinemaya meraklı.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir