Arte Povera’nın kurucularından Jannis Kounellis’in Topkapı isimli eseri sanatseverlerle buluşuyor
Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimini destekleyen ve sanatın farklı disiplinlerinde uluslararası projelere yer veren Akbank Sanat bu yıl Tersane İstanbul’da, 10-11 Mayıs Ön İzleme, 12-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek CI Bloom’da sanatçı Jannis Kounellis’in Topkapı İsimli eserini sanatseverlerle buluşturuyor.
Küratör Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman sanatçı ve eser ile ilgili değerlendirmesinde şöyle diyor: “Jannis Kounellis 20. Yüzyıl’ın en önemli sanatçılarından biri. Günümüzün sanatını doğuran ana akımlardan biri olan Arte Povera’nın kurucularından. Fakat Kounellis’i o akım içinde de devrimci, yenilikçi, öncü bir sanatçı olarak görmek gerekir. 1969’da 12 canlı atı bir galeri mekanına yerleştirerek gerçekleştirdiği işle çığırlar açmıştı. Ondan sonra da Kounellis daima politik, insanlık durumlarını ele alan, en üst düzeydeki soyutlamalarında bile gerçekliğe çok yüksek bir duyarlılıkla yaklaşan ve daima lirik, şiirsel işleriyle 20. Yüzyıl sanatının önde gelen adı oldu.
Kounellis, İstanbul’a her zaman ilgi duydu. Bu kentin tarihleri, coğrafyaları ve kültürleri birleştiren dokusu onu daima heyecanlandırdı. Daima malzemeleri, dokuları, nesneleri kendilerine ait gerçekliklerle ve dönüştürerek, soyutlayarak elde ettiği ötedeki anlamlarıyla kavrayan Kounellis bu kenti de nesneleri, malzemeleri, dokuları kullanarak duymaya çalıştı.
Topkapı İstanbul’un tarihine, onun ve toplumsal ve siyasal geçmişine bir gönderme ve anıştırma. Daima mekanın kendi politik ve bellek gerçekliğini gözeten birisi olarak Kounellis’in iç mekanı dışlaştıran ve dış mekanı içe alan kafeslerden hareket ediyordu Topkapı’yı yaparken. Fakat bu olguları hiç bilmesek, hiç tanımasak da bu yapıtın bir yandan kunt ve kapalı, bir yandan önce kendi içine sonra dışına doğru açılan katmanlı yapısı bize iç içe geçmiş uzamları, ikili söylemleri, dinamik geçişleri düşündürüyor. Ayrıca unutmamak gerekir ki, mekan varsa zaman da varsa.
Şimdi bu yapıtı Topkapı Sarayının kendisiyle bakıştırıyoruz. Bu bir simetri midir? Kuşkusuz öyle ama Kounellis’in yapıtının çok katlı, parabolik yapısı belli asimetrileri de üretiyor. Yapıt Topkapı Sarayı’na yaklaştığı ölçüde bu bakışımla ondan uzaklaşıyor da.
Kounellis, Topkapı’yla birlikte akla hemen gelebilecek Oryantalist yaklaşımın çok ötesine geçiyor. Oryantalistlerin eril bakışla ve muhayyel mekanlarla ördüğü Doğu imgesi karşısına Kounellis dişil bir dili, anlatımı ve yapıtın kendi tokluğundan kaynaklanan somut gerçekliği çıkarıyor.
Topkapı’nın Topkapı Sarayı karşısında zamana, mekana, izleyiciye hatta kendisine direnebilmesinin ana nedeni bu..”