Reytingler mi Önemli TT Olmak mı? | Övgü&Öykü Bozgeyik

Sosyal medya hayatımıza gireli çok olmadı ama varlığına o kadar alıştık ki, onsuz hayatımızda gündem takip nasıl edilirdi unuttuk. Özellikle Twitter birçok kişi için ‘Şu an en çok ne konuşuluyor?’ sorusunun cevabını bulacağı yer oldu. Dolayısıyla kanallar ve diziler de bu durumdan çok etkilenmeye başladı. Özellikle bir kesim genç yaş izleyiciler ellerinde telefon, anlık düşüncelerini paylaşmadan veya başkalarının paylaştıklarını takip etmeden dizi izlemeyi unuttu.

Aslında çok faydalı bir buluş sosyal medya, çünkü senaristler, yapımcılar anında seyirci tepkisini takip edebiliyor. Biz de dizi izlerken verilen etiketleri takip edip, kim ne demiş, insanlar hangi karakteri daha çok sevmiş merak edip okuyoruz. En heyecanlı sahnede artan tweet sayısı ve başkalarının bize benzer tepkilerini görmek ilginç oluyor.

TT, yani ‘trend topic’ olmak ve çok konuşulmak artık diziler için çok önemli oldu, diye düşüyorduk, ama aslında çok kez trend listesine girmiş dizilerin, her hafta TT olan karakterlerin dizilerinin kaldırıldığını fark ettik. Örneğin, Adı Efsane her hafta bir şekilde trend listesinde yer almasına rağmen kaldırıldı. Başka dizilerde de görüyoruz ki, çok fazla konuşulan yani TT olsa bile, bir dizi reyting sıralamasında yükselememişse devam konusunda pek şansı olmuyor ne yazık ki.

Bizim bu iki mecradaki yarışı en merak ettiğimiz dizilerden biri Siyah İnci idi. Sosyal medyada çok konuşulacağı çok önceden belli olan bu dizinin ilk bölümü reyting sıralamasında kaçıncı olur diye çok merak ediyorduk. Siyah İnci yayınlandığı perşembe günü en çok konuşulan yapım oldu ve trend listesinin en üstlerinde yer aldı.  Ancak reyting sıralamasına baktığımızda bunun yansımasını göremedik. AB ve TOTAL’de ilk beşe giremedi. Hatta TOTAL’de ilk onda da değildi. Bu kadar fark neden? Ve bu iki sıralamasından hangisi daha önemli?

Bize kalırsa Siyah İnci’nin sosyal medyada en çok konuşulan yapım olması hiç şaşırtıcı değildi, çünkü milyonlarca takipçisi olan Hande Erçel fanları aylardır bu diziyi bekliyordu. Özellikle genç yaşta hayran kitlesine ulaşan oyuncular veya dizilerin sık yaşadığı bir durum bu. Hatta bazen “fandomlar” o diziyi veya dizi ikilisini TT yapmak için anlaşıp çokça paylaşım yapıyorlar. Hande Erçel’in parladığı yaz dizisi Güneşin Kızları‘nın üzerinden iki sene geçmesine rağmen o dizideki partneri Tolga Sarıtaş ile yapılan yakıştırmalar hala trend listesine girebiliyor. Hala hayranlar yapımcılara onları birlikte görmek istediklerini duyuyor.

Sosyal medyanın gücü tam da bu noktada devreye giriyor aslında. En çok konuşulan dizi olmak o diziyi en iyisi veya en çok izleneni yapmıyor ama oyuncular için reklam kapılarını açıyor ve başka anlaşmalara ön ayak oluyor. Artık hayranların gücü o kadar arttı ki, istedikleri oyuncuyu istedikleri yapımda görmek istediklerini buldukları etiketle paylaşıp trend listesine sokabiliyorlar ve yapımcılar da çoğu zaman buna kayıtsız kalamıyor.

Buna bir örnek tabii ki Kiralık Aşk. Hayranları hala bu diziyi gündemde tutuyor, ve dizinin tekrarları bile reyting sıralamasında iyi derecelerde yer alıyor. Elçin Sangu ve Barış Arduç’u çok yakıştıran hayranları onların yeni film projesine katkı sağladılar mı acaba diye düşünmeden edemedik. Sonuçta yapımcılar için filmin dikkat çektiğini ve gişede geri dönüşü alabileceği bir grubun olduğunu bilmek büyük bir rahatlık olmalı.

Sosyal medya bu kadar güçlüyken, oyuncular ve yapımcılar bu mecrayı olabildiğince kullanmaya çalışıyorlar ama belki de bir noktadan sonra sosyal medyadaki ilgi aldatıcı oluyor. Çünkü sosyal medyadaki trendler her zaman reytingleri yansıtmıyor. Bu durumda birçok soru daha ortaya çıkıyor: Acaba reyting sıralamaları izleyicilerin istek ve düşüncelerini yansıtmakta yeterli olabiliyor mu? Bir projenin dikkat çekmesi de onun başarılı olduğunu göstermez mi? Sosyal medya trendlerini görmezden gelerek reyting kurbanı olan diziler başarısız mı? Çünkü bazı genç gruplar internetten izleyince reyting için katkı olmuyor ama TT olarak kendini gösteriyor. Soruların cevaplanması zor gibi görünüyor, ama düşünmeye değer.