Bugün 1 Aralık Dünya HIV & AIDS Farkındalık Günü. 1 Aralık, insanların HIV’e karşı mücadelede birleşmeleri, HIV ile yaşayan insanlarla dayanışmaları ve AIDS’e bağlı komplikasyonlar sonucu hayatını kaybedenleri anmaları için bir fırsat olarak değerlendirilir.
HIV, 80’li yıllarda ve 90’ların başında tıpkı COVID-19 gibi tüm insanlığı ayrım gözetmeksizin vurdu, ancak en çok LGBTİ+ bireyleri etkiledi. Damgalamanın ve önyargının yok olduğu, HIV ile yaşayan insanların ayrımcılık görmediği günlerin umuduyla, mutlaka izlemenizi önerdiğimiz HIV/AIDS temalı 8 filmlik listemiz:
An Early Frost (1985)
1985’te NBC’de yayınlanan bu televizyon filmi, geniş bir izleyici kitlesini hedefleyen ilk AIDS temalı filmlerden biri olarak yayınlandığı tarihte bir dönüm noktası olarak kabul edilir. HIV salgınının başlangıcının etkileyici bir tasviri olarak nitelenen film; salgının ilk yıllarında AIDS’le yaşayan insanları yansımasıyla takdiri hak ediyor.
Buddies (1985)
AIDS konusunu dramatize eden ilk Amerikan filmi olan hikaye, dostluk ve aşk hakkında olmakla birlikte, o dönemde AIDS ile ilgili bilinen gerçekleri de sunar. Arthur J. Bressan Jr. Buddies’in yönettiği film, bir AIDS hastası (Geoff Edholm) ve bakımına giderek daha fazla dahil olan gönüllü bir işçi (David Schachter) hakkındadır.
Longtime Companion (1989)
Longtime Companion, HIV/AIDS ile mücadelenin ana akımda anlatılımsıyla çağ atlatan bir sinema filmiydi. Filmin ismi, New York Times’ın AIDS’e bağlı bir hastalıktan ölen birinin eşini tanımlamasında kullandığı ifadeden alınmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk yılında AIDS salgınının hem eşcinsel hem de heteroseksüel insanlar üzerindeki fiziksel ve zihinsel etkisini inceleyen film, Aktör Bruce Davison’a Altın Küre ödülü kazandırmıştır.
Philadelphia (1993)
Reagan/Bush yönetimlerinde öfkenin sokaklara taştığı bir dönemin toplumsal manzarayı değiştiren bir filmi olarak değerlendirilen Philadelphia, 200 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde etti ve iki Akademi Ödülü kazandı. 1993 yılında gişe rekorları kıran bu film, HIV/AIDS, eşcinsellik ve homofobi konularını ele alan ilk büyük filmdi.
And the Band Played On (1994)
Kendinden önceki An Early Frost ve ardından Angels in America gibi, And the Band Played On da yayınlandığı sırada bir televizyon dönüm noktası olarak kabul edildi. Randy Shilts’in çok satan kitabına dayanan film, 1976’da Afrika’daki ilk vakaların keşfinden 1980’lere damgasını vuran siyasi, sosyal ve bilimsel çalkantılarla HIV/AIDS’in hikayesini anlatırken, ilk yıllardaki salgının etkileyici panoramik bir görünümünü sunuyor.
The Normal Heart (2014)
1980’ler New York’unda geçen filmde, bir yazar (Mark Ruffalo) ve arkadaşları, ortaya çıkan AIDS krizi hakkındaki gerçeği hem hükümete hem de eşcinsel topluluğuna açıklamak için güçlerini birleştirir. Saygın bir kadronun Emmy ödülüne layık performanslarına yer veren The Normal Heart, yalnızca güçlü, yürek burkan bir dram değil, aynı zamanda AIDS krizine yol açan ve bu kriz esnasında geçen olayların hayati bir belgesel niteliğindedir.
120 BPM (2017)
1990’ların Paris’inde geçen bu hikaye, ACT UP Paris’in iki üyesi olan Sean ve Nathan arasındaki, grubun HIV ile yaşayan insanlara ilaç sağlama mücadelesinin arka planında geçen samimi ilişkinin hikayesini anlatıyor. Gişe rakamlarıyla da bekleneni veren film gündeme, 2017’deki Cannes Film Festivali’ndeki gösterimi sonrası, Pedro Almodovar’a filmin neden Altın Palmiye kazanamadığı sorulduğunda gözyaşlarına boğulmasıyla gelmişti.
How to Survive a Plague (2012)
AIDS salgınının ilk yılları ve ACT UP ve TAG (Tedavi Eylem Grubu) tarafından hastalıkla mücadele için gösterilen çabalar hakkında bir 2012 belgeseli olan bu filmde, kendi ölümleriyle karşı karşıya kalan, çoğu HIV pozitif genç erkeklerden oluşan bir grup gencin, Washington’u ve tıp kurumunu ele geçirmeye çalışmasını, hiçbir bilimsel eğitim almamış olmalarına rağmen, bu aktivistler semptomları tedavi etmeye yardımcı olacak ilaçların yaratılmasına yardımcı olmak için ilaç endüstrisine sızmalarını anlatıyor.
