Vince Gilligan’ın yeni dizisi Pluribus ve Murat Evgin’in küresel notaları üzerine…
Latince “çokluk” anlamına gelen Pluribus, insanlığın kolektif doğasını, bireyin yalnızlığıyla çarpıştıran güçlü bir kelime. Bir arada olmanın ağırlığını, farklılıkların içinde kaybolmayı anlatır. Bu sözcük şimdi, televizyonun dâhi anlatıcısı Vince Gilligan’ın yeni dizisinin merkezinde yeniden hayat buluyor.

Breaking Bad’in yaratıcısından beklenen dönüş!
Breaking Bad ve Better Call Saul gibi modern klasiklerle televizyon tarihine yön veren Gilligan, uzun süredir üzerinde çalıştığı yeni projesiyle bu kez suçun değil, mutluluğun karanlık yüzünün peşinde. Pluribus, yakın gelecekte geçen, insanlığın “mutluluk” kavramını tehdit eden gizemli bir olayı konu alıyor.
Başrolde yine Better Call Saul’dan tanıdığımız Rhea Seehorn var. Ancak bu kez karakteri, adaletin değil, huzurun izini sürüyor. Dizi boyunca “dünyanın en mutsuz insanı, dünyayı mutluluktan kurtarmak zorunda” mottosu yankılanıyor. Gilligan, alışılmış suç-ahlak ikiliğini bırakıp izleyiciyi duyguların, toplumsal baskının ve bireysel yıkımın labirentine sokuyor.
Kamera dili tanıdık: Uzun planlar, sessizlikler, detaylarda gizli metaforlar… Bir donut kutusundan çıkan el, yavaşça “help yourself” yazılı bir notu gösteriyor. Bu, Pluribus’un hem ironisini hem de tehlikesini özetliyor: Kendine yardım et, çünkü başka kimse edemeyecek.

Bilimkurgu, psikoloji ve toplumsal eleştiri bir arada
Pluribus sıradan bir bilim kurgu değil. Bir “mutluluk salgını” fikri üzerinden modern toplumun duygusal dengesini sorguluyor. Bireylerin içsel çatışmaları, mutluluğun zorunlu hale geldiği bir dünyada daha da derinleşiyor. Gilligan’ın anlatısı bir kez daha şunu hatırlatıyor: İnsan iyi olmak zorunda kaldığında, içindeki karanlık büyür.

Murat Evgin: Türk ezgileriyle Hollywood’a dokunmak
Dizinin görsel atmosferi kadar dikkat çeken bir diğer unsur da müzikleri. Çünkü bu kez Pluribus’un ses evreninde bir Türk imzası var. Dizinin müzik süpervizörü, Breaking Bad ve Better Call Saul’un da müziklerini yöneten Thomas Golubic, Türk müzisyen Murat Evgin’le işbirliği yaptı. Ve Episode olarak Murat Evgin’e bu sürecin nasıl ilerlediğini sorduk, bakın neler anlattı:
“Thomas Golubić ile online bir toplantı yapma fırsatım oldu. Türk dizileri için yaptığım müzikleri ve seslendirdiğim şarkıları dinledi, beğendi. Laf lafı açtı ve konu üzerinde çalıştığı diziye geldi. Dizinin ismi o dönemde gizli tutuluyordu. Bu dizi için düşündükleri bazı şarkıların yabancı dillerde yapılmış cover versiyonlarına ihtiyaçları vardı. Elindeki şarkı listesinden ben John Lennon şarkısı Nobody Told Me’yi seçtim. Sözleri Türkçeye çevirdim ve şarkıyı aranje ettim. Şarkının orijinal versiyonuna sadık kalarak, şarkıya kanun, cümbüş, darbuka, def gibi etnik sazlar ve Türk ezgileri ekledim.”
*Yasemin Şefik’in yazısı Episode’un 62. sayısında yayımlanmıştır.