RÖPORTAJ: ‘Stiletto’ – Can Merdan Doğan

Hümay Ongan
Hümay Ongan
TarafındanHümay Ongan
1996 yılında, İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon okudu. İstanbul Üniversitesi’nde Radyo Televizyon ve Sinema yüksek lisansı yaptı. İyi bir sinema ve tiyatro izleyicisi. Özellikle...
8 dakikalık okuma

Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nde Stiletto kısa filminin yönetmeni Can Merdan Doğan’la Episode okurları için bir söyleşi gerçekleştirdik. Doğan’ın yönetmenlik serüvenine ve LGBTİ+ haklarına ilişkin konuştuk.

Merhaba, öncelikle sizi tanıyalım. Tiyatrodan sinemaya geçmişsiniz. Bu süreç nasıl oldu?

Can Merdan Doğan: Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro bölümünde Dramatik Yazarlık Anasanat dalında lisans eğitimi aldım. Senaryo ve oyun yazarlığı üzerine bir eğitimdi bu. Bu süreçte sinemaya ilgimin daha yüksek olduğunu fark ettim. On bir-on iki yaşlarından itibaren Avrupa sinemasını yakından izlemeye başlamıştım. Çok etkiliyordu beni izlediğim filmler ve yönetmenleri. Çok küçük yaşlarımda kafamda yaratmaya dair bir şeyler vardı, ne olduğunu bilmiyordum ama sanatla ilgili bir şeyler yapmak istediğimi biliyordum. Açıkçası çok bilinçli bir şekilde girmedim tiyatro bölümüne. Yazarlık beni heyecanlandırmıştı. Ne istediğimi daha iyi fark ettiğim an da sinema master’ı yapmak için Kadir Has Üniversitesi Sinema ve TV programına başladım, sonra da Aysim Türkmen ile “Çekmeköy Underground”un senaryosunda birlikte çalıştık. Ve nihai hedefim olan ‘bir filmi, bir hikâyeyi başka nasıl anlatabilirim’in yollarını ararken Stiletto geldi.

İlk yönetmenlik deneyiminiz Stiletto, birçok festivalde yarıştı. Ödüller aldı. Bekliyor muydunuz bunu?

Can Merdan Doğan: Senaryoyu yolladığınızda, insanların okuduktan sonra size bir geri dönüş vermesi, fikirlerle geri dönmesi zaten bir beklenti oluşturuyor sizde ister istemez. Şunu dedim kendi kendime; “ İnsanlar bunu beğendi ve etkilendi. O zaman benim buna daha çok özen göstermem ve iyi bir film yapmam lazım.” Bu aynı zamanda bir baskı da oluşturuyor tabii. Ama çok iyi bir yapım süreci gerçekleştirdik, elimizden geleni yaptık. Filmin iyi olanaklarla çekilmiş olması filmi çok güçlendiren bir şey. İyi oyuncularla çalışmak, iyi bir ekip kurmak, a’dan z’ye doğru isimleri bir araya getirmek zaten o beklentiyi yükseltiyor. Dolayısıyla siz de bir film çekerken iyi festivallerde açmak istiyorsunuz. Bunun farkında oluyorsunuz. Bu sorunun cevabı benim için hem evet, hem hayır. Yani bir beklentim vardı ama bunun ne olacağı çok da önemli değildi. Ama tabii ki öncelikle, seyirciye ulaşması önemliydi; duyulması, sevilmesi mutluluğumu katladı.

Stiletto

Buradan yola çıkarak seyirciye ulaşması daha mı önemli yoksa ödül almak da o kadar önemli mi?

Can Merdan Doğan: Her ikisi de… Özellikle ilk filmini çeken bağımsız yönetmenler için festivallerin iki ayağı oluyor; hem filmin seyirciyle buluşmasına yardımcı oluyorlar hem de ödül olsun, olmasın yüzlerce film arasından programlarına seçildiğin için  fark edildiğini hissettiriyorlar. Bu iş görülüyor, yaptığım şey fark ediliyor duygusu yaşatıyorlar. O anlamda bence önemli. Ama işin yarışma kısmı tatsız olabiliyor bazen, yorucu da olabiliyor o duygu durumu. Benim için temel olarak seyirciyle buluşması daha heyecan verici. O başka bir heyecan, ödül aldığınızda sahnede yaptığınız konuşma heyecan gibi değil. Gösterimlerin ardından soru-cevaplarda hiç tanımadığınız insanlardan sizin ürettiğiniz bir filme, hayalinize, belki de rüyanıza dair bir şeyler duyuyorsunuz ve her söylenen bir sonraki yapacağınız şeyi de etkiliyor. Zamanla sizi büyütüyor, yetiştiriyor. Ayvalık bu anlamda çok önemli. Çünkü ödül olmaması başka bir rahatlık, başka bir keyif ve samimiyet sağlıyor bence.

İlk yönetmenlik deneyiminizde yetenekli oyuncularla çalıştınız. Oyuncu yönetimi nasıl oldu? Çok fazla yönlendirme yaptınız mı yoksa onlar size beklediğinizden fazlasını mı verdi?

Can Merdan Doğan: İkisinin de  karşısına iyi bir ön hazırlıkla çıktım. Storyboard’larla anlattım tek tek planları ve sahneleri. Bu durum onların da hoşuna gitti. Bu işi ciddiye aldığımı ve bu filme ne kadar özendiğimi görmeleri onlara güven verdi. İlk film deneyimim olduğu için tabii ki çekinceleri ister istemez vardı. Çünkü ilk kez sete giren insanlar değiller, karşımızda yıllardır oyunculuk yapan iki profesyonel insan var. Ama hikâyeyi sevdiler ve inandılar. Ben rahattım aslında, kendime de şaşırdım o anlamda. Yani daha kontrolcü bir yönetim anlayışı bekliyordum kendimden. Ama daha rahat olduğum ve aynı zamanda da az ama net oyunlar vererek aslında sınırlarımı ve sınırlarını belirlediğim bir oyunculuk yönetimi anlayışı gerçekleştirdim. Yani, oyuncu işin matematiğini anladıktan sonra yönetmen de rahatlamalı ve o alanı verebilmeli onlara, güvenmeli. Yoksa sağlıksız bir şeye dönüşüyor çekim süreci, ortaya çıkan şey de bence…. Sürekli bunu tarif etme hali bence sıkıcılaşıyor.

Stiletto 2

Dikkatimi çekti, storyboardla anlattım dediniz. Türkiyede yönetmenlerin storyboardlarla planları anlatması çok yaygın bir şey değil…

Can merdan Doğan: Benim korkularımla da ilgili olabilir bu. Bu işi kafamda bitirmeden sete girmek bence korkunç bir şey. Sette bir şeylerin kararını almak ve bunu ekip önünde yapmak… Aslında sahneye çıkıyorsunuz ve herkes sizin ağzınızdan çıkacak bir şeylere bakıyor. Dolayısıyla bence o bir saygı göstergesi o anlamda. Bir yönetmenin bence sete girdiğinde kafasında soru işareti kalmaması gerekiyor. Aynen uygulanır, uygulanmaz ya da sette sorunlar çıkabilir, bu ayrı bir şey. Elbette ki bir şeyler denenebilir. Ama bu deneme bile ne istediğini bildiğin, emin olduğun noktalarda olmalı. Büyük soruları çözmüş olman lazım matematiksel anlamda.

Festival sırasında Saraçhanede Büyük Aile Buluşması’ adlı bir lgbti karşıtı yürüyüş düzenlendi. Neler düşünüyorsunuz bu konuda? Türkiyeden bir bakışla…

Can Merdan Doğan: Yoo, Almanya’dan da bakabiliriz buna. Her yerde aynı muhafazakârlık var bence, farklı boyutlarda da olsa. Bu kadar yakın, şiddete dönük değil belki ama bence orada da var. Almanya’da da Neo-Naziler sokaklarda eşcinsel karşıtı, sol, göçmen karşıtı yürüyüşler düzenliyor ve medyada destek görüyorlar da. Onları temsil eden, AFD diye bir parti mecliste bugün. Az bir oy oranına da sahip değiller. Bizdeki MHP gibi oy alıyorlar. Almanya bu meseleyi halletti diye düşünüyoruz bazen. Sonuçta faşizm her yerde, her şekilde, farklı biçimlerde öteki kimliklere karşı hortlayabilen bir durum. Dolayısıyla acı bir durum. Keşke kendileriyle bu anlamda kalabilme özgürlüğüne sahip olsalar. İnsan kendisiyle ilişki kurdukça ne kadar çeşitli olduğunu ve değişebilir olduğunu da fark ediyor ya. O kadar sabit bir dünyada yaşadıklarını düşünen insanlar var ki. B’yi duyduğunda o B’nin var olabileceğine inanmayan bir sürü insan var çünkü; hayatı A’ya inanmakla geçmiş ya da onun doğru olduğunu savunmakla… Korkunç bir şey tabii ki bu yürüyüş. Çünkü LGBTİ+bir hak mücadelesi. Bir insan hakkı, yaşam mücadelesi. Bunun karşısında durmak insanlığın karşısında durmakla aynı şey. “Neye karşısın tam olarak?” diye sormak istiyorum. İnsanların var oluşuna mı yani, binlerce yıldır gelen? Tez de çok komik; batıdan gelen bir hastalık gibi bakılıyor. Saçma sapan bir süreç ama bunu körükleyen bir sürü element ve durum var. Umarım bir an önce değişir ve geçer bu süreç.

Bu içeriği paylaş
TarafındanHümay Ongan
1996 yılında, İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon okudu. İstanbul Üniversitesi’nde Radyo Televizyon ve Sinema yüksek lisansı yaptı. İyi bir sinema ve tiyatro izleyicisi. Özellikle toplumcu-gerçekçi Türkiye Edebiyatı okumayı seviyor. Yazmayı seviyor. Şu anda Episode'da sevdiği ve sevmediği dizi ve filmler hakkında yazabileceği için mutlu.

Episode Dergi

E-Bülten'imize Abone Olun!

En yeni içeriklerimizden ilk siz haberdar olun! Bültenimize abone olun!

Son Bölümlerimiz...

Podcast

Kritik Eşik – 58: Yabani

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Yabani dizisini konuşuyor.

LISTEN
58. Bölüm
Süre: 7:13

Kritik Eşik – 57: Kirli Sepeti

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Kirli Sepeti'ni konuşuyor.

LISTEN
57. Bölüm
Süre: 11:21

Kritik Eşik – 56: Dilek Taşı

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Dilek Taşı dizisini konuşuyor.

LISTEN
56. Bölüm
Süre: 15:36

Kritik Eşik – 55: Bambaşka Biri

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Bambaşka Biri dizisini konuşuyor.

LISTEN
55. Bölüm
Süre: 19:07

Kritik Eşik – 54: Aile ve Adım Farah Yeni Sezon

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Aile ve Adım Farah'ı konuşuyor.

LISTEN
54. Bölüm
Süre: 18:18

Kritik Eşik – 53: Ömer ve Yargı Yeni Sezon

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Ömer ve Yargı dizilerinin yeni sezonları.

LISTEN
53. Bölüm
Süre: 19:30

Son Bölümlerimiz...

Video

Episode TV’nin Sevilen Programı ‘Oben Budak’la Falan Filan’ Yeni Bölümüyle Yayında

Episode TV’nin sevilen programlarından Oben Budak'la Falan Filan heyecan verici yeni bölümüyle…

‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’nin Yeni Bölümünde Mutluluk Konuşuldu

Episode TV'nin sevilen programlarından Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi'nin 4. bölümü, 8…

Episode TV’nin ‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’ Programının 3. Bölümü Yayınlandı

Bugün yayınlanan Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi 3. bölümünde "Nikahta Keramet Var…

Episode TV’den ‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’ Kendine Has Üslubuyla Devam Ediyor

Episode Dergi YouTube kanalı Episode TV’nin yeni içeriklerinden Deniz Tezuysal ile Kesin…

Mehmet Kurtuluş Episode’a Konuştu

Kurz und schmerzlos (1998), Im Juli (2000), Gegen die Wand (2004) gibi…

Popüler İçerikler

Nicolas Cage Başrolde: ‘Spider-Noir’ Serisinin Yayın Tarihi Belli Oldu 

Ünlü oyuncu Nicolas Cage, Spider Noir serisiyle TV'ye dönmeye hazırlanıyor. Spider-Man: Into…

Editör
Tarafından Editör

E-Bülten'imize Abone Olun!

En yeni içeriklerimizden ilk siz haberdar olun! Bültenimize abone olun!

Çok Okunanlar

‘The X Files’ Efsanesi Dönmeye Hazırlanıyor: Ryan Coogler Açıklamalarda Bulundu

Chris Carter tarafından yaratılan The X Files, 1990'lı yıllara damga vurmuş bir…

Editör
Tarafından Editör
Dizi dünyasının tek adresi: Episode Gelişmeleri takip etmek için yeni sayıyı okumayı unutmayın!