2020 Yılı Vizyon ve Vizyon Dışı Film Dizi Değerlendirmesi
2020 yılı, insanlık tarihinin korku ve tedirginlikle anılacak dönemlerinden birine dönüştü. Yaşam biçimimiz, gündelik alışkanlıklarımız ve insan ilişkilerimizin aniden değiştiği bu sene içerisinde kültürel alanlarda da köklü yenilikler yaşandı.
Sinema piyasaları bu değişimleri en fazla deneyimleyen, çareyi çevrimiçi mecralarda arayarak izleyiciyi de bu yeni düzenin içine çekmeye başlayan sektörlerin başında geldi. Çoğu insan gibi ben de bu yılı sinemada film izleyemeden geçirmek zorunda kaldım.
Dijital platformların en önemli adımlarını attığı bir sene olarak 2020’de sinema ve dizi adına çevrimiçi festivaller, önemli vizyon filmleri ve başarılı mini dizilerle dolu yayın akışları evde kalmak zorunda olanlar için bulunmaz nimete dönüştü.
İlk olarak İstanbul Film Festivali bu seneki gösterimlerini çevrimiçi olarak göstereceğini açıkladı. Daha sonrasında Başka Sinema ve BluTV ortaklığı, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, yeni Netflix orijinalleri, MUBİ’nin arşivini açması ve Amazon Prime’ın 8 TL’lik fiyatıyla ülkemize gelmesi derken, iş Warner Bros.’un vizyon filmlerini HBO Max üzerinden gösterime sokma kararına kadar vardı.
İlk bakışta ev sinemasını destekleyenler için muazzam bir fırsat olarak gözükse de iflasın eşiğine gelen sinema salonları, çaresiz kalan dağıtım şirketleri ve akıbeti belirsiz film setlerinin hayli kalabalık oluşu sektörün tam olarak nasıl konumlanması konusundaki belirsizliğin devam etmesine neden oluyor.
Yılın en büyük sürprizi geç keşfettiğim ‘Cobra Kai’ dizisiydi
Diziciler açısından ise bana göre tatmin edici bir yıl oldu. En azından beni mutlu eden yapım sayısı fazla. Yılın en büyük sürprizi geç keşfettiğim Cobra Kai dizisiydi. 80’li yıllara damgasını vuran The Karate Kid film serisinin spin-off’u olan dizi, Youtube Red ekranlarından Netflix’e transfer olarak daha geniş bir kitlenin gönlüne yerleşmeyi başardı.
Yılın en iyi yabancı dizisi ise yine bir spin-off olan Better Call Saul’un 5. sezonu oldu. Breaking Bad’in önüne geçen hikayesiyle ve tanıdık karakterlerinin bilindik sonlarına doğru ilerlediği aşamalarda zirveye ulaşan bir sezon yaşattı dizi. Bunun dışında da Apple’ın sürprizlerinden The Morning Show, Netflix’in ortada bıraktığı Anne with an E ve efsanevi basketbol oyuncusu Micheal Jordan’ı anlatan belgesel dizisi The Last Dance, senemi keyifli kılan diziler oldu.
Kabul, 2020 yaşanan onca şeyden sonra çoğumuzun unutmaya çalışacağı bir sene. Fakat 2021’in de karşımıza neler çıkaracağı şimdilik bilinmez. Dolayısıyla sizleri 2020’de izleyip mutlu olduğum yapımlarla baş başa bırakmak istiyorum.
Güzel ve umut dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle…
2020 yılı: En beğendiğim filmler
- I’ımThinking of Ending Things (Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum)
- Martin Eden
- I Lost My Boddy (Bedenimi Kaybettim)
- Soul
- Mank
- Stories From the Chesnut Woods (Kestane Ormanından Hikayeler)
- La Bell Êpoque (Yeni Baştan)
- Sound of Metal (Metalin Sesi)
- Uncut Gems
- Swimming Out Till the Sea Turns Blue (Deniz Mavileşene Dek Yüzmek)
2020 yılı: En beğendiğim diziler
- Better Call Saul
- Ramy
- Cobra Kai
- The Boys
- Sex Education
- The Morning Show
- Bir Başkadır
- Anne with an E
- The Last Dance
- The Crown
Vizyon dışı izleyip beğendiğim filmler
- Mad Man
- About Ely (Elly Hakkında)
- Spanglish
- İşe Yarar Bir Şey
- Bruce Lee ve Eşkıya
- De Helaasheid der Dingen (Şeylerin Boktanlığı)
- Summer 1993 (93 Yazı)
- Planes, Trains and Automobiles (Uçaklar, Trenler ve Arabalar)
- Jumanji
- Hook (Kanca)
- Elf
- Stanger Than Fiction (Lütfen Beni Öldürme)
- About Time (Zamanda Aşk)
- Bird On A Wire (Teldeki Kuş)
- Vacation serisi