Ben Şefe Şef demem All Star’dan Çıkmadıkça
Hayatımıza girdikten sonra oradan bir daha asla çıkmayan tüm Acunmedya yarışmaları gibi MasterChef’in de nihayet uzun zamandır beklenen All Star sezonuyla ekranlara döneceğini öğrendiğimiz günden beri çocuklar gibi şeniz. Çok da değiliz aslında düz duruyoruz ama bir Acunmedya yarışması olmadan karpuz kabuğu denize düşmüyor, yaz dediğin gelmiyor, o yüzden mutfaklar canlandıkça uzun yaz gecelerinde ekran karşısında çiğ köfte yememeye çalışarak onları izlememek için bir sebep göremiyorum.
Normal şartlarda bir saat sürüp olaysız dağılacağımız bir yemek programının tüm yarışmacılarla duygusal bağ kurduğumuz, saatler süren bir reality show’a dönüşmesine şaşırdığımı yazmayacağım artık zira ilk Acunmedya yapımı izleyişim değil, burada işler böyle yürür ve biz de bundan çoğu zaman memnun oluruz. Bazen memnun olmayız ama söylene söylene izlemeyi de bırakmayız, en azından kim elenmiş, her hafta şöyle bir bakarız.
Reality show’lara izleyiciyi bağlayan bir durum da aslında oylama sistemiyle kimin gidip kimin devam edeceğini belirlemenin bir parçası olmak ama yemeklerden tadamadığımız için MasterChef’te bu sözkonusu değil elbette. Yine de hangi yarışmacının sevilip hangisinin sevilmediğini sosyal medyadan kolaylıkla takip edebiliyoruz. Geçen sezon her hafta yarışmacıların takipçi sayısını da paylaşıyorlardı. En çok takipçisi olan en birinci olacak diyemesek de yarışmadan sonra Instagram’da mönü paylaşıp türlü çeşitli işbirliklerine imza atanların en kârlı çıkanlar olduğunu söyleyebiliriz.
Bu yarışmalarda en sıkıldığım zamanlar ilk haftalardır çünkü kimse kimseyi tanımaz, herkes sakin davranmaya çalışır, kavga çıkmaz, bir medeni haller bir şeyler. Ben yarışmaları kavgalar artınca, eleme potalarında cümleler sertleşince severim ki işte All Star’ın avantajı tam da budur. Zaten tanıdığımız, huyunu suyunu bildiğimiz kişiler olunca olaylar hızlıca gelişir, kimse kendini olmadığı biri gibi yutturmaya çalışmakla vakit kaybetmez.
All Star ana kadrosunda kimler olacak henüz bilmiyoruz ama hepimizin aklından ya da gönlünden geçenler vardır. Umarım ana kadroya, şampiyon değil de şampiyonluğu son dakika kaçırmışlardan, “Ah, o ocağın altını az daha kıssaydım şimdi kupa bizim evdeydi!” diyenlerden daha çok gelir. Ondan sonra bekle bizi alınamamış intikamlar, bitmemiş rekabetler, dağıtılamamış yargılar, bakın yazarken bile çok sevindim.
Kadroyu bilmesek de tanıdığımız kişilerden olacak nihayetinde evet ama bu sezon jüride daha önce görmediğimiz şefler yer alacak. Başlarda Somer Sivrioğlu’nun All Star’da yer almayacağı söylentisi dolaşmıştı fakat Somer Şef’in programa gecikmeli katılacağı, yerine her hafta değişen bir şefin jüri üyesi olacağı açıklandı. Ben Danilo-Mehmet-Somer üçlemesinden memnunum aslında. Hepsinin her konuya vereceği tepkileri bilmemiz, zaman zaman aşırı yükselmeleri bazen çok makul olmaları derken aslında üçünü de izlemek güzel. Çok uyumlu bir ekip olduklarını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
MasterChef’in online yemek sipariş platformlarıyla yaptığı reklam kampanyaları gereği canımız bazen (normalde hiç sevmesek de) döner, bazen çiğ köfte, bazen kızarmış tavuk isteyecek, maddi manevi zarara uğrayıp tartıda kendimizle bakışacağız belki ama yine de yaz gecelerinde kemirdiğimiz karpuzlara, asabi şefler ve duygusal eleme potalarının eşlik etmesine hayır diyemeyeceğim.
İyi seyirler ve bol sezonlar dilerim.
Bu yazı, Episode’un 49. sayısında yayımlanmıştır.