‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?’: Bir Perihan Mağden Hikayesi
Perihan Mağden’in aynı adlı romanından uyarlanan dizinin çekim hikâyesi bir hayli karışık başlıyor. 2021 yılında ilk duyurularında Ceylan Özgün Özçelik’in diziyi yöneteceği haberini aldığımda yıllar önce okuduğum bu muhteşem kitabın görsele dönüşmesi beni bir hayli heyecanlandırmıştı, sonrası derin bir sessizlik. Başrolde Melisa Sözen olacağını en başından beri bilmek ve bunu da heyecanla beklediğimi belirtmek isterim. Gelelim dizinin yayın aşamasına geldiği haline; Umut Aral ve Gökçen Usta yönetmenliğinde Erhan Kurtulan’ın senaryolaştırdığı Biz Kimden Kaçıyorduk Anne? yedi bölümden oluşuyor. Neredeyse ilk beş bölümü kitapla eş gidiyor, sonrasında sürpriz bir devamlılık sağlıyor.
Umut Aral ve Gökçen Usta’nın yarattığı dünya, mekân olgusu ve resim seçicilikleri büyülüyor. Melisa Sözen’i zaten övmelere doyamam, artı olarak Eylül Tumbar ise ilk projesinde “Kim bu kız anne?” sorusunu sorduruyor. Doğal oyunculuğu esasen hikâyenin gerçekçiliğini ekrana taşıyor. Mekân seçimleri, anne-kız otel otel geziyorlar, zamansız ve ülkemizin turizm reklamı gibi ancak bunu da cool diye tabir edeceğimiz şekilde izleyiciyle buluşturuyor.
Dizinin ilk yayınlandığı 78 ülkede Top 10 listesine girmesi ve izlenme saati konusundaki başarısı da önemli. Karakter çalışmaları, yansıttığı dünya ile global olarak ciddi bir performansı var.
Dizide kullanılan şarkılar arasında; Peyk/You Betcha, Nova Norda/ Bataklık, Akın Tezer Tunalı/Sanıyorsun, Emre Berkün/Sen Gidersen, Beşir Bayraktar/Taş Kalbim, Gamze Akın/De, Zeki Dizdar/ Dönüş Yok ve Maria Callas’tan New York Jazz Lounge’a kadar dokuya uygun bir fon oluşturma durumunu da es geçemeyeceğim.
“Canavarlarla Savaşmayı Göze Alırsan Canavar Olmayı da Kabul Edersin”
Duygu durum geçişleri, kim haklı kaygısı ve yok ettiği her şey için destek almasıyla dizinin anne karakteri ve tüm değişen mekânlarla karşımıza çıkan ana hikâyeyi destekleyen oyuncu akışı şimdiki zaman ve öncesi arasındaki geçişi merakla izlettiriyor.
Repliklerin içinden canavar tanımlı kısım; “Canavarla savaşmayı göze alırsan canavar olmayı da kabul edersin” sloganvari bir şekilde hayatımıza girişini kitaptan diziye yumruk gibi bir etkiyle işliyor.
Peki, sonra? Dizinin final bölümü sonrasında hikâye devam edecek mi? Merak edilen soruya cevabı da Netflixçiler söylesin 🙂
Bu yazı, Episode’un 48. sayısında yayımlanmıştır.