Bob Odenkirk: Saul, Oynaması Kolay Bir Karakter
[highlight]İz bırakan dizilerden Breaking Bad‘den doğan Better Call Saul , 4. sezonuna hazırlanıyor. Bunda diziyi, Breaking Bad‘in içinden çıkartıp canlandırdığı karakteri başkarakter haline getiren ve karakterin hayran kitlesini ileri boyutlara taşıyan Bob Odenkirk’ün payı büyük. İzleyiciler olarak Odenkirk’ün bunu nasıl yaptığını yıllardır anlamaya çalışıyoruz. Aslında belki de bunu öğrenmenin en iyi yolu, kendisine sormaktır. Aktöre hakkında merak edilen her şeyi sorduk. Başlıyoruz…[/highlight]
Bazı dizi karakterleri vardır ki yer aldıkları yapımın başrolünde olmasalar da projeye en az onlar kadar katkı koyabilir ve imzalarını atabilir. Breaking Bad dizisinin Saul Goodman’ı da tam olarak böyle bir karakter. Kendisi bir yan karakter olarak yola çıkmasına rağmen dizi tarihinin belki de gelmiş geçmiş en iyi yalancılarından ve avukatlardan biri oldu. Öyle ki birçok insan, Breaking Bad gibi kült bir diziyi özellikle Saul Goodman için izliyordu. Tabii ki sadece karakterin değil, ona hayat veren kişinin de bunda büyük bir payı var. O kişi de Saul Goodman’ı bir joker eleman olmaktan çıkararak Better Call Saul ile başkarakter haline getiren ve karakterin hayran kitlesini ileri boyutlara taşıyan bir oyuncu; Bob Odenkirk…
Röportaj: Çağla Üren
Türkiye’de çok fazla hayranınız var. “Breaking Bad” ve “Better Call Saul”ün ulaştığı popülarite sizi şaşırttı mı?
Evet, kesinlikle. Breaking Bad, ben katıldığımda 2. sezonun sonlarına yaklaşıyor ve televizyonda kalmaya yetecek bir izleyici kitlesi bulmaya çalışıyordu. Çünkü AMC onu sadece Amerika’ya sıkıştırmıştı. Ardından, dizimiz için çok uygun bir teknoloji olan streaming servislerinin hızla yayılmasıyla çok geniş kitlelere ulaştık. Kısaca teknoloji bizi kurtarmıştı. Better Call Saul‘e gelirsek; her yönüyle Breaking Bad‘i takip etmeye çalıştığımız için gerçekten bize kızılmasını beklerdim. İzleyicilerin bize verdiği açıklık ve eleştirmenlerin bize verdiği fırsat bizi şaşırttı. Çok şaşırdım ve minnettarım.
Yeni bir sezon başladığında karakterinizle yeniden bağlantı kurmak zor oluyor mu? Her sezon ondan sıkılmadığınızdan nasıl emin olabiliyorsunuz?
Bunlar gerçekten çok iyi sorular. Bu karakteri yaratmaya başladığımız zaman Vince Gilligan, Peter Gould ve ben çok endişeliydik. Onlarla birlikte çalıştık ve oldukça açık bir plana sahiptik. Dolayısıyla karakterin nasıl biri olduğunu keşfetmekte zorlanmadık. Çünkü Saul Goodman’ı kişisel hayatında hiç görmemiştik. Onu tanımak harikaydı. İlk sezonda çok fazla özgürlük vardı ve hepsi yaptığımız bu keşiflere dayanıyordu. 2. sezonda, yeniden bağlanmak ve kurduğumuz şeylere sadık kalmak korkutucu oldu. Bununla epey uğraştım ve terledim. Çok çalıştım ve işlerin yolunda gitmesini umdum. Şimdi 3. sezonda hissettiklerim, karakteri nasıl oynayacağımız, nasıl yazacağımız, mekân ve karakter uyumu gibi konularda hepimizin karaktere daha fazla güven duyduğuydu. 3. sezonda daha fazla komedi unsuruna sahibiz. Sanırım şimdi komik bir sahne hazırlarken kendimizi tamamen güvende hissediyoruz. Bu, başladığımız zaman emin olmadığımız bir şeydi ve şimdi bunların ne kadarını yapabileceğimizin farkındayız.
Ahlaken belirsiz olan bu karakterlerin rollerini siz mi arıyorsunuz yoksa o roller veya dizi yapımcıları sizi mi arıyor?
Başka bir harika soru. Sanırım cevabım, onlar beni buluyor! Masamdan gelip geçen tonlarca senaryo olmuyor; çünkü sürekli çalışmak zorunda olduğum için onlara vakit ayıramıyorum. Bunlara bakan bir yönetim ekibim ve menajerim var. Bu konularla daha çok onlar ilgileniyorlar zaten.
Eski bir röportajınızda, “Tüm insanlar ve üzücü palyaçolar, bu komedinin anahtarı,” demiştiniz. Bugün dünyada iyimser olmak ne kadar önemli ve mümkün?
Kişisel olarak iyimser değilim ve iyimser olmayı çok zor buluyorum. Bu yüzden bugün dünya hakkında iyimser olduğumu söyleyemeyeceğim. Üzgünüm.
Hangi karakteri oynamak daha zor? Saul mü, Jimmy mi?
Sanırım Jimmy’yi canlandırmak daha zor ancak daha güzel. Jimmy bir plan dahilinde uzaklaştırıldığı durumlar haricinde, kendi tercihlerini sürekli inceliyor. Hem Saul hem de Jimmy, eğlenceli belli bir niteliği paylaşıyorlar. İkisi de kendilerini kurtarmak için eski düzenlerinden çok olumlu ve eğlenceli bir şekilde uzaklaşıyorlar. Fakat bunun dışında Saul, oynaması kolay bir karakter, zorlayıcı pek fazla tarafı yok.
Gus ve Mike’ın 3. sezonda döndüğünü biliyoruz. “Breaking Bad”den ya da başka bir diziden televizyonda tekrar görmek istediğiniz diğer karakterler hangileri? Saul, Jimmy ve Jeanne için nihai arzunuz nedir?
Sorunuza birkaç şekilde cevap vereceğim: Birincisi, Breaking Bad‘den Jesse’nin döndüğünü görmek isterim. Hank’in geri geldiğini de görmek isterim. Çünkü Hank koridorda karşılaştıklarında Saul’ü tanıyordu. Bu yüzden bu iki karakterin geri geldiğini görmek isterdim, umarım dönerler. Televizyondan en sevdiğim karakterler ise The Office‘deki Ricky Gervais. O karakterin geri getirilmiş olmasından çok memnunum. Televizyonda aklıma gelen başka karakter yok. Bir hayranı olarak hayal ediyorum ve Jimmy’nin beşinci reenkarnasyonu olan bu karakteri canlandıran kişi olarak beşinci bir kişinin olmasını istiyorum. Bence onun istediği şey, Saul’de olduğu gibi suçun sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmak ancak mali açıdan da fayda sağlamak. Bu yüzden suçtan uzak kalma gibi bir durumun olmadığını artık öğrendiğini düşünüyorum. Onun şematik yeteneğini, mantığını yasal konularda uygulamak ilginç olabilirdi. Yeteneklerini suça hizmet etmeyen bir şekilde gösterebilseydi iyi olurdu; fakat böyle bir şey olabilir mi bilmiyorum.
Kötü karakterlerin televizyonun yeni kahramanları olduğunu düşünüyor musunuz? İzleyicilerin antikahramanlar için hayranlık beslediğini hissediyor musunuz?
Evet. Neredeyse her gösterinin bir antikahraman üzerine yoğunlaşmış olduğuna kesinlikle katılıyorum. İnsanlar şu anda antikahramanlardan etkileniyor. Ayrıca uzun metrajlı öykü anlatımının, televizyonun kendine vakit ayırmasına ve bir karakter keşfetmesine katkıda bulunduğunu söyleyebilirim. Yani bunun televizyon için bir altın çağ olduğuna ve doğru olduğuna inanıyorum. Bütün bunlar, televizyonu daha derin bir karakter keşfi için en iyi yer haline getiriyor.
Ekrandaki kötü adamların birçoğunun oldukça komik olduğunu söylemiştiniz. Sizi gerçekten gülmekten çatlatan birkaç oyuncu söyler misiniz?
Muhtemelen gerektiği kadar televizyon izlemiyorum. Ancak Sopranos‘daki herkes beni çok güldürüyor. Tony Soprano’nun etrafındaki karakterleri muhtemelen Tony’i sevdiğimden daha çok seviyorum. Bu soruya cevap vermek için başka bir dizi de aklıma gelmiyor. Bilirsiniz ben çoğunlukla komedileri izlerim. En sevdiğim komedi şu anda Basket adlı bir televizyon şovu. Bu şovu çok eğlenceli buluyorum. Dünyada Son Adam ve Felaket adlı televizyon şovunu da çok komik buluyorum.
Bir komedyen olarak, Louis CK’nın özel stand-up’ı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Louis CK gösterisini çok sevdim. Harika bir kişisel ifade, çok komik ve akıllıca hazırlanmış bir gösteri. Her nasılsa Louis, ekranda çok kişisel ve rahatsız edici şeyler söyleyerek sizi güldürebiliyor. Öfkelenilecek konuları bile çok eğlenceli bir hale getiriyor. Demek istediğim, gerçekten en üst noktada bir gösteri ve her ne kadar Catastrophe‘un şu anda kendi yolunda çok güçlü olduğunu düşünsem de hiçbir şeyin Louis’i aştığını sanmıyorum. Louis’i yazarlıktan biliyorum. Dayna Carvey şovunda birlikte çalıştık ve onu uzun zamandır tanıyorum. Tabii ki çok güçlü ve profesyonel bir komedyen.
Saul’ü çok uzun süre oynadığınız düşünülürse yasal olarak sorun yaşasanız, öğrendiğiniz püf noktaları kullanarak kendinizin avukatlığını yapmaya çalışır mıydınız?
Hayır, hayır… Bunu asla yapmam! Bence gerçek bir avukata sahip olmanız gerekir. Bu yüzden yapacağım ilk şey gerçek bir avukat bulmak olurdu. Ancak öğrendiğim şeylerden biri de Amerika’daki yasal sistemin, anlaşmazlıklarını mahkemeye taşıyan insanlara baskı yapmak için tasarlanmış olması. Bu nedenle bir avukat tuttuğunuzda bile sistem tarafından size, işleri kendi kendinize halletmeniz için daha derin bir baskı uygulanıyor. Sanırım hukuk sistemimizle ilgili de temel bir şey öğrendim. Bu ilginç. Mahkeme tarihinin yaklaşmasıyla insanlar sahneye çıkar gibi rollerine çalışıyorlar.
Son olarak eğer bir avukata ihtiyacınız olsaydı hangisini tercih ederdiniz? Saul mü, Jimmy mi?
Oh, kesinlikle Jimmy! Saul’ün kendisi için insanları kullandığı çok açık. O, zengin olmak için bilinçli bir tercih yaptı. Bence Jimmy’nin en azından müşteriye hizmet etmek için gerekli ahlak yapısı ve müşteriye gerçek bir ilgisi var. Jimmy insanlara yardım etmeye ya da hukuki yeteneklerini müvekkili için faydalı bir şekilde kullanmaya çalışırken Saul, tamamen kendi çıkarlarını düşünüyor.
Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz.
Ne demek. Ben teşekkür ederim…
Röportaj, dergimizin 4. sayısında yayımlanmıştır…