Doctor Mysterio Döndü! | Gökhan Tosun

 Doctor Mysterio Döndü! | Gökhan Tosun

BBC’nin kült dizisi Doctor Who, tam 1 yıl aradan sonra yeni bir bölümle ekranlara döndü. Geçen Noel’de “The Husbands of River Song” bölümüyle sezon finali yapan dizi, bu Noel’de de “ The Return Of Doctor Mysterio ” bölümüyle yeni sezonu öncesi hem kendini hatırlattı, hem de gözlerimizin pasını sildi. Hatırlatmakta fayda var, yeni sezon için İlkbahar’ın ilk aylarına kadar beklememiz gerekiyor.

[lead]NOT: Bu yazı, modern serinin tüm bölümlerini tamamlamamış olanlar için SPOILER içermektedir. O kısımlar yazı içerisinde de belirtilecektir. [/lead]

Christmas Özel bölümleri, Doctor Who’nun klasiklerindendir. Her yıl, BBC’nin bizlere armağanı olan Noel bölümleri için, bu yılki durak New York olmuş. New York, çok kritik bir nokta, ona birazdan değineceğim. Doctor Who, kendini New York’ta bulunca anında Hollywood’laşmış denebilir. Ancak bu Hollywood’laşma, özellikle 6 ve 7. sezonda eleştirildiği gibi konseptin değil, sadece bir hikâyenin Amerikanvari yazılması üzerine oluşan izlenim. –Ki elinde böylesine tatlı bir hikâye bulunan Moffat, en doğrusunu yapmış diye düşünüyorum. Uzun zamandır bizi hasret bıraktığı “Keyifle, tekrar tekrar izlenecek bölümler” listesine bir bölüm daha dahil etmiş. Peter Capaldi’li sezonlarda çok iyi bölümler yazmış olsa da, eksik olan bir şey vardı ve biz ne olduğunu çözemeden O, o eksiği kapatmış. Devamının da böyle geleceğinin sinyallerini vermiş.

Bölüme gelecek olursak, her şeyden önce bir Noel bölümü değil. Noel’de yayınlanacağı için minik bir revizyon yapılmış sadece. Noel Baba’sız, karsız, katil çam ağaçsız, korkunç kardan adamsız Noel bölümü olmaz. Fakat, Noel ana teması olmadan da taş gibi bir Noel bölümü olabilir, olmuş da. Mexico’da Doctor Who’dan Doctor Mysterio olarak bahsediliyormuş. Bunu duyan Moffat da boş durmamış ve hemen gerekeni yaparak “Doctor Who?” sorusuna “Doctor Mysterio” yanıtını veren bir bölüm yazmış. Tabii bu bölümün temelinde yatan tek sebep bu değil, Moffat’ın büyük çizgi roman ve süper kahraman hayranlığı da var. Özellikle Superman hayranı olan Moffat, bütün çizgi roman kurallarına ve klişelerine uyarak dört dörtlük bir Süper Kahraman bölümüyle selamladı bizi. Bölüm boyunca Superman, Spider-Man, Batman gibi süper kahramanlara da sürekli selam gönderildi.

“The Husbands of River Song” bölümüyle bağlantılı bir çok detay bulunan bölümde, Nardole karakterini de daha yakından tanımış olduk.

[hr style=”solid”]

SPOILER

“River gitti, yardımcısı kaldı bana yadigâr” diyen Doctor, hemen toplama bilgisayar yapar gibi kendine yol arkadaşı yapmış Nardole’ın parçalarından.

SPOILER SONU

[hr style=”solid”]

 

 

Önümüzdeki sezon, Doctor’un yanında yer alacak olan Nardole karakterini canlandıran Matt Lucas, Catherine Tate ve James Corden’dan sonra modern seride kendine yer bulan üçüncü komedyen oldu. Şunu belirtmekte de fayda var ki, jenerikte “Matt” ismini görmek, soyadı ne olursa olsun mutluluk verici. Doctor ve Nardole’ın bölüm boyunca gördüğümüz ikili sohbetleri biraz Sherlock-Watson benzerliği taşıyordu. Bill karakterinin de diziye dahil olmasıyla, Doctor-Rose-Mickey ya da Doctor-Amy-Rory tadında eğlenceli bölümler izleyeceğimizi umuyorum.

Steven Moffat’ın bu bölümü, Peter Capaldi’ye değil de Matt Smith’e yazdığı düşüncesindeyim. Ya Peter, Doctor rolünü her türlü üstüne giymeyi başarıyor artık ya da Moffat, altın çağını yaşadığı Doctor olan Matt Smith’i referans alarak bölümler yazmaya başladı. Hangisi olursa olsun fark etmez, bu kadar keyifli ve dolu dolu olması kâfi bizim için.

Bölümün başında Doctor’u New York’ta, zamandaki bozulmaları giderecek bir cihaz hazırlarken görüyoruz.

[hr style=”solid”]

SPOILER

Bildiğimiz üzere Amy ve Rory’i Manhattan’da kaybetmiştik. Doctor da zamandaki bozulmalar nedeniyle tekrar o zamana gidemiyordu. Şimdi New York’ta ve “Benim yüzümden oldu.” dediği bir bozulmanın tamiri için uğraşmakta. Amerika coğrafyasına hakim olmayanlar için söylemekte fayda var, Manhattan, New York’un göbeğinde. Baş yazar Moffat’ın bu sezon tüm eski oyuncularını kullanacağına dair inancımı arttıran bir hamle oldu bu, umarım yanıltmaz.

SPOILER SONU

[hr style=”solid”]

 

Bölümle ilgili başarısız bulduğum birkaç nokta oldu sadece. Birincisi ve en göze batanı greenbox sahneleri. Bilimkurgunun yönünü belirleyen bir dizinin greenbox’ta çekilmiş sahneler konusunda daha başarılı olmasını beklerdim açıkçası. Bununla paralel başka bir konu da, süper kahramanımızın uçmaları. Bir sahnede, binanın içinden 90 derecelik açıyla uçup tavana çarpmadan gökyüzüne havalanıyor. Küçücük nüanslar bunlar ama söz konusu Doctor Who olunca beklenti de yükseliyor haliyle. Bu bölümle alakalı olmasa da sevmediğim ve sevemeyeceğim en önemli husus ise Peter’ın TARDIS’inin dış görüntüsü. Tamam içine istediğinizi yapın ama dışıyla çok oynamayın ya. Olmuyor. Isınamıyorum. Tardis’te o ahşap görünmeli düşüncesindeyim. Bu kadar modernize etmenin, TARDIS’i çocuk oyuncağına çevirdiğini gören tek ben olamam herhalde?

Bölümde beni en çok heyecanlandıran konu ise Alex Hunter’ı görmek oldu. FIFA 17’deki yolculuk modunun başrolü Alex Hunter’ın hayatını yönlendirdikten sonra, onu oynayan Adetomiva Edun’u Doctor Who da görmek keyifli bir detay olarak dikkatimi çekti.

Bölümle ilgili fazla spoiler vermeden devam etmek gerekirse, bölüm yeni sezona dair ipuçları taşıyordu. UNIT’i aktif olarak göreceğimiz bir sezon bizi bekliyor olabilir. Osgood için ise bambaşka bir sezon olabilir. Çünkü Moffat’ın, bir hikâye yazdığını ve henüz tamamlamadığını düşündüğüm tek karakter Osgood. Bu yılın büyük sürprizi kesinlikle Osgood’un başının altından çıkacaktır. Bölümün hemen ardından gelen yeni sezon fragmanında ise kesinlikle TARDIS sahibi olmak istedim. “TARDIS’im olsaydı da yeni sezonun olduğu döneme gitseydim!” demeyen bizden değildir.

Bill, çok farklı ve çok tatlı geliyor. Bu kız neden hiçbir şey bilmiyor? Dolu dolu bir sezon olacak ve bizim için de aydınlatıcı detaylar barındıracak. Moffat, Bill için “53 yıldır kimsenin sormadığı soruları soran biri olacak.” demişti. Kısacık fragmanda bile 69 tane soru sormayı başardı kız. “Dünya ne tarafta?” –ki hep sormak istemişimdir. “Dalek ne ya?” “Tuvaleti kullanabilir miyim?” bu sorulardan bazılarıydı.

[blockquote size=”fourth” align=”right” byline=”anonymous”]Diğer Doctor Who Yazılarını Kaçırmayın!

Röportaj: Kim Bu Dizi Fanları? | Bölüm 2: Doctor Who Turkey

Doctor Who Spinoff’u “Class” Üzerine | Gökhan Tosun

TARDIS’in Anahtarı El Değiştiriyor

Doctor Who’nun En İlginç 27 Uzaylısı

[/blockquote]

Ağzımıza bir parmak bal çalıp, bahara kadar bekleyin diyen Doctor Who’nun Noel bölümünden hafızalarda kalan Doctor cümlelerinden birkaçını paylaşarak yazıyı sonlandırmak istiyorum. Gökyüzüne bakmayı unutmayın, mavi bir polis kulübesi görebilirsiniz.

  • İlk Doctor benim. Orijinal olan! Şimdilerde zeki görünmek isteyen herkes kendine Doctor diyor. Ama gerçeği benim.
  • Savaş başladığında, yaşlı ve zengin adamlar ne yapar? Saklanmak için en güvenli yeri bulurlar. Ve ardından ülkenin gençlerini ölüme gönderirler.
  • Her şey sona erer. Bu da hep hüzünlüdür… Ama her şey yeniden başlar!
  • Siz mutlu olun, kalan her şeye ben bakarım.

Gökhan Tosun

Mavi bir polis kulübesi bekleyengillerden…

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir