Ebrar Karabakan ile ‘Karadut’u Konuştuk

 Ebrar Karabakan ile ‘Karadut’u Konuştuk

Sezonun iddialı dizilerinden Karadutu Episode 58. sayının kapağına taşıdık. Ebrar Karabakan ile diziyi ve canlandırdığı Begüm karakterini konuştuk. Bu röportajı şimdi sitemizde de yayımlıyoruz. Keyifli okumalar…

Karadut dosyamızdaki diğer röportajlara erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Ebrar Karabakan: Ailenin yaşadığı dram ve öngörülemez olaylar, Begüm karakterinin bu durumlardaki tutumu, olayların içinde var oluş biçimi de beni ayrıca çok heyecanlandırdı.

Ebrar Karabakan

Karadut eğitimli, şehirli, ayakları üzerinde duran bir kadının ve ailesinin hikâyesi aslında. Karadut’ta sizi en çok etkileyen, projeyi kabul etmenizi sağlayan özellikler nelerdi?

Dediğiniz gibi, Karadut dizisi eğitimli, şehirde yaşayan, ayakları üzerinde duran bir kadının ve ailesinin hikâyesi ama bu hikâyenin arka planındaki yaşanmışlıklardan dolayı bu aile göründüğü gibi değil, bu yönüyle ilgimi çok çekti. Ailenin yaşadığı dram ve öngörülemez olaylar, Begüm karakterinin bu durumlardaki tutumu, olayların içinde var oluş biçimi de beni ayrıca çok heyecanlandırdı.

Begüm Erdem, Zuhal’i tam olarak anne yerine koymuş; bir yandan da ergenlik nedeniyle babasına, ablasına, arkadaşlarına öfkeli bir genç. Siz nasıl anlatırsınız Begüm’ü?

Canlandırdığım Begüm Erdem karakteri annesiz büyüyen, 17 yaşında ergenlik sorunlarıyla boğuşan ama ablası sayesinde güçlü durabilen bir karakter. Bazı insanların empati kurup anlayabileceği ama çoğunlukla da eleştirilmeye müsait hareketleri olan bir karakter. Begüm aslında olay çıkaran değil ama ergenlik dönemindeki çoğu genç gibi yaşadığı olaylara verdiği tepkiler yüzünden sorun yaşayan biri. Ailesi tarafından yeterince sevgi görmesine rağmen arkadaş çevresi nedeniyle daha çok sorun yaşayan bir genç. Belki arkadaşlarından daha anlayışlı geri dönüşler alabilseydi bu kadar öfkeli olmazdı çünkü aslında tek istediği “var olabilmek”. Hiç benzemiyor bile olsak Begüm’ü çok seviyorum ve onu anlamak için de elimden geleni yapıyorum 🙂

Karadut eğitimli, çalışan, şehirli kadınların bile bir evin içindeki dengeler nedeniyle kendi hayatlarını yaşamaktan vazgeçebileceğini iyi anlatan bir dizi. Güçlü bir aile draması da var. Sizce seyirciyi en fazla nereden yakalıyor Karadut?

Aramızda sorumluluk duygusu çok ağır basan, ailesine bağlı, tüm yük omuzlarında olduğu için kendi hayatından ve zevklerinden feragat eden çok fazla kadın var. Bunu birebir kendi hayatımızda yaşamasak bile çevremizdeki bir kadında görebiliriz veya duyabiliriz. Seyirciye de sanırım bu durum çok tanıdık geliyor ve bu yönüyle ilgi çekiyor.

Ebrar Karabakan: Hiç benzemiyor bile olsak Begüm’ü çok seviyorum ve onu anlamak için de elimden geleni yapıyorum.

Dört kız kardeşi izlemekten, onların birbiriyle ilişkisini, her birinin kendi hayatlarını izlemekten çok keyif aldım. İrem Helvacıoğlu, Aslı İnandık ve Selin Türkmen’le uyumunuz da çok iyi. Duygusal açıdan yoğun sahnelerde de paslaşıyorsunuz, set nasıl geçiyor?

Set tahmin ettiğimden bile eğlenceli geçiyor; kısa sürede birbirimize çok alıştık, bu beni çok mutlu ediyor. Gerçekten üçünün de küçük kardeşleri gibiyim, birlikte çok eğleniyoruz ve sürekli arkamda desteklerini hissediyorum 🙂 Sahnelerde de aynı şekilde, herkes birbirine çok yardımcı oluyor, bu durum beni çok güvende hissettiriyor.

Ebrar Karabakan: Oyunculuğun bu evrensel şekilde var olabilme durumu, belki hiç tanışamayacağım insanlara ulaşmak, karakterler ve hikâyeyle onlara dokunabilmek beni gerçekten çok mutlu ediyor ve işime daha da sevgiyle sarılmamı sağlıyor.

Karadut en önemli içerik fuarlarından MIPCOM’da dünyaya tanıtılacak. Türkiye’deki ve dünyadaki izleyicilerinize neler söylemek istersiniz bu vesileyle?

Duyduğumda inanılmaz heyecanlandım. Farklı kültürdeki ve farklı ülkelerdeki insanlarla bu kadar güzel bir projeyle buluşacak olmak müthiş bir duygu. Oyunculuğun bu evrensel şekilde var olabilme durumu, belki hiç tanışamayacağım insanlara ulaşmak, karakterler ve hikâyeyle onlara dokunabilmek beni gerçekten çok mutlu ediyor ve işime daha da sevgiyle sarılmamı sağlıyor. Onlarla buluşacağımız için çok heyecanlıyım!

Ebrar Karabakan ile yaptığımız bu röportaj, Episode’un 58. sayısında yayımlanmıştır.

Yoldaş Özdemir

1981 doğumlu. Çocukluğunu İstanbul’da geçirdi. Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun olup İstanbul’a döndü. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra eğitim yayıncılığına adım attı. Erken yaşta okumayı öğrenip sevmesinden olsa gerek öğretmenlikten vazgeçip yayın dünyasında kalmaya karar verdi. Kalkedon Yayınları ve Esen Kitap’ta editör olarak çalıştı. 2015’ten itibaren Mylos Yayın Grubu bünyesindeki dergi ve kitapların editörlüğünü üstleniyor.

Related post