Emrah Altıntoprak ile ‘Kızılcık Şerbeti’ni Konuştuk
Kızılcık Şerbeti‘nin en sevilen karakterlerinden biri Mustafa. Mustafa’ya hayat veren Emrah Altıntoprak’la buluştuk, oyunculuk kariyerini, hayallerini ve izleyiciyi peşinden sürükleyen Kızılcık Şerbeti‘ni konuştuk.
Fotoğraf: İsmail Ege Tonbul
Emrah Altıntoprak: “Her oyuncunun hayali, öncekinden farklı bir karakterle farklı bir projede yer almaktır”
Röportajların dayanılmaz ve vazgeçilmez sorusuyla başlıyorum: Oyunculuk kariyerinize başlangıç hikâyenizi anlatır mısınız?
Aslında çok standart bir hikâye. Lisede tiyatro kulübüyle başlayan oyunculuk serüveni, sonrasında belediye tiyatrosuyla ciddiyet kazandı. Hobi olarak başladığım bu yolculuğun mesleğim olacağını ben de tahmin etmiyordum ama iyi ki oldu; mesleğimi çok seviyorum ve keyifle yapıyorum.
Peki, Emrah Altıntoprak nasıl bir mahallede ve ailede büyüdü?
Biraz eski dizilerdeki mahalleler gibi, çocukluğum sokakta geçti. Esnaf bir babanın çocuğu olduğum için de biraz oto sanayide, biraz sokakta top koşturarak büyüdüm diyebilirim. Sosyal zekâsı yüksek, destekleyici ve küçük bir ailede büyüdüm.
Geçtiğimiz on yılda yer aldığınız projelere baktığımda Söz, Bir Başkadır, Menajerimi Ara, Ayak İşleri, Masumlar Apartmanı ve Kızılcık Şerbeti… Hepsi birbirinden değerli işler. Belki arada kaçırdıklarım olmuştur. Tüm bu işlere bakınca ne hissediyorsunuz?
Şimdi siz söyleyince oynadığım işlerle ilgili gurur duyduğumu fark ettim. Hepsi çok kıymetli işler ve hepsinden öğrendiğim başka şeyler, edindiğim güzel dostluklar var. Bu da yaptığım işle aldığım kararlar konusunda beni mutlu hissettiriyor.
Ayrıca canlandırdığınız karakterlerin birbiriyle hiç alakası yok. İnsan insana benzer de sizin canlandırdığınız karakterler hep farklı. Bu özel bir seçim mi?
Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Oyuncu olarak bizim yaratıcılığımız aslında karakterler yazılı halde bize geldiğinde ne kadar birbirine ya da oynadığımız eski işlere benzese de bunları birbirinden ayırmak ve kendimize yeni oyun alanları açmaktır. Çalıştığım yönetmenler de bence bunu görüp bana alan açtıkları için birbirinden farklı karakterler oynamama fırsat verdiler. Sonuçta her oyuncunun hayali, öncekinden farklı bir karakterle farklı bir projede yer almaktır. En azından benim için öyle. Umarım bu şansım bundan sonraki projelerde de devam eder.
Canlandırdığınız karakteri, yapım ekibinin fiziksel önerileri dışında nasıl bir değişimden geçiriyorsunuz?
Bazen tipoloji olarak çok değiştiremesem de karakterle özdeşleştirdiğim duruş, bakış, ses tonu gibi özellikler seyirci tarafından farklı hissedilebiliyor. Bu da sanırım yaptığımız işin büyülü taraflarından biri. İzlerken size de bu şekilde geçebilmiş, ne mutlu bana. 🙂
“İyi dizi, iyi çatışmadan; iyi çatışma, haklı iki kişinin tartışmasından çıkıyor.”
Gelelim Kızılcık Şerbeti‘ne… Toplumsal farklıları iki aile üzerinden anlatmasıyla, ilişkiler ve hayatta başımıza gelen irili ufaklı meseleleri ele almasıyla çok sevildi dizi. 2. sezonda seyircisini artırarak devam ediyor. İzleyici neden bu kadar sevdi sizce diziyi? Her birimizin bir şekilde temas ettiği, hayatında yer edinen sorunları, meseleleri dert ettiği için mi?
Kesinlikle evet. Hepimizin hayatında bir karşılığı olan meseleleri ekranda izlemek seyircinin empati ve sempati duymasına sebep oluyor. Bana kalırsa iyi dizi, iyi çatışmadan; iyi çatışma, haklı iki kişinin tartışmasından çıkıyor. Kızılcık Şerbeti‘nde de yazarlarımız taraf tutmuyor, haklı ya da haksız diye bir şeyin olmadığını bize ustalıkla gösteriyorlar.
Mustafa, Ünal ailesinin belki de en az önyargısı olan, insanları anlamaya çalışan üyesi. İyi bir insan. Ama bir yandan da özgüven sorunları yaşıyor, aile içinde dikkate alınmıyor. Mustafa sizce dizinin hikâyesinin neresinde duruyor? Mustafa ile aranız nasıl?
Sizin de söylediğiniz gibi Mustafa önyargısı olmayan, herkesi anlamaya çalışan, sevgi dolu ve iyi biri. Özgüvensizliğinin nedeni, ailesi tarafından yanlış yerlerden sınanması. Meşhur bir deyişte söylediği gibi, “Bir balığı ağaca tırmanma yeteneğiyle sınarsanız başarısız adledebilirsiniz.” Mustafa’nın da başına gelen bu aslında. Benim Mustafa’yla aram çok iyi; onun sayesinde hayata bakışım değişti. Seni seviyorum Mustafa, üzme kendini, yanındayız. 🙂
Sokakta ya da sosyal medyada Mustafa’yla ilgili nasıl tepkiler, yorumlar alıyorsunuz?
Oynadığım karakterin özellikleri sebebiyle yorumlar hep pozitif tahmin edersiniz. Performansımla ilgili yorumları dinlemekten gizli bir haz almakla birlikte, Emrah ve Mustafa arasındaki farkı görüp şaşıranlar beni en çok eğlendiren yorumlar oluyor. Katıldığım organizasyonlarda genelde, “Ne kadar esprili ve eğlencelisiniz, izlerken böyle biri olduğunuzu hiç tahmin etmezdik,” gibi geri dönüşler alıyorum. Sanırım izleyenler, oynadığım karakterin bazı özelliklerinin gündelik hayatımda bende de olduğunu düşünüp tanıştıklarında şaşırıyorlar. 🙂
Yakın zamanda tiyatro ya da sinemayla ilgili yeni projeleriniz olacak mı? Neler yapmak istiyorsunuz bu alanlarda?
Tiyatroyu çok özledim. Önümüzdeki zamanlarda sahnede seyirciyle dirsek temasında bulunmak ve yaptığım işin karşılığını o anda yüz yüze almanın tatminini yaşamak istiyorum. Sinema konusuna gelince yaz için görüştüğüm birkaç proje var. Hepsi incelikle düşünülmüş işler fakat benim için az önce de konuştuğumuz gibi, bambaşka bir karakterle seyirci karşısına çıkmak en önemlisi. İlerleyen aylarda haberleşiriz.
Son zamanlarda eşinize dostunuza önerdiğiniz, çok sevdiğiniz dizi ve filmler nelerdir?
Son zamanlarda yayınlanan işlerden Succession, The Bear, Ölümlü Dünya 2, Gibi, The
Banshees of Inisherin, Past Lives… İzleyip imrendiğim işler arasında ilk aklıma gelenler.
Bir romanı uyarlama hakkınız ve şansınız olsaydı hangi romanı uyarlamak isterdiniz?
Özellikle bir kitabını söyleyemem ama en sevdiğim yazar olduğu için Barış Bıçakçı’nın bir kitabını uyarlamak ve oynamak çok isterdim. Aklında olan varsa beni bulsun. 🙂
Keşke canlandırsam dediğiniz bir tarihi karakter ya da roman kahramanı var mı?
Tutunamayanlar romanından Selim Işık, bu anlamda okuduğumda üzerimde etki bırakan ilk karakter olabilir.