GAİN’den Türkiye’nin Nabzını Tutan Belgeseller – I
Belgesel, son yıllarda dikkat çeken bir tür olmakla birlikte bana kalırsa hala hakkı verilmiyor. GAİN kataloğunda yer alan, Türkiye’de yaşanmış çeşitli toplumsal meselelere ışık tutan belgesellerden oluşturduğumuz bu listede türün hakkını vermeye davet ediyoruz. Birçok farklı biçimde ve her şey hakkında üretim yapma imkânı sunan belgeselin dünyasında gündelik hayatta sürekli konuştuğumuz meselelere yeni bir perspektiften bakmayı deneyebiliriz. İyi seyirler…
Çok Yakın Çok Uzak (2022)
Ülkemizde yakın zamanda çok tartıştığımız bir konu göçmenlik meselesi. Her konuda olduğu gibi bu meselenin de politikliğini göremediğimiz noktada içi boşalan, popülist bir tartışma içine düşmek mümkün. GAİN kataloğunda göçmenlik konulu birçok belgesele ulaşma imkânınız var. Bu belgeseller Türkiye’ye çeşitli yerlerden göçen insanların yaşamlarına ışık tutarak bize ufkumuzu geliştirme şansı tanıyor. Çok Yakın Çok Uzak, gazeteci Nimet Kıraç tarafından hazırlanmış, yönetmenliğini Osman Çetinkaya’nın üstlendiği iki bölümlük bir belgesel seri. İlk bölümde uzun süredir farklı açılardan ele alınan Suriyeli göçmenlerin hayatlarından kesitler izliyoruz. İkinci bölümdeyse Afganistan, İran ve Afrika’nın çeşitli yerlerinden gelen göçmenlerin özellikle İstanbul’da hayatta kalma mücadelelerine tanık oluyoruz.
Çekçek (2022)
Çekçek, hepimizin hemen her gün karşılaştığı kâğıt toplayıcıları konu ediniyor. Özellikle İstanbul’da her yaştan, çoluk çocuk, genç yaşlı kâğıt toplayıcıların sırtlarındaki koca çekçekleri yokuşlardan indirip çıkarmalarını hayretle izleriz. Bana kalırsa özellikle toplumsal meselelere ilişkin belgesellerin işlevi; yalnızca seyircisi olduğumuz şeylerin bir parçası haline gelmemizi sağlaması. Gündelik hayatta konuştuğumuz, kenardan izlediğimiz hatta görmezden geldiğimiz şeyler bütün canlılığıyla karşımıza dikilir ve artık kaçmak mümkün olmaz, Çekçek de böyle bir iş. Yapımcı, gazeteci ve akademisyen Şükran Pakkan’ın yönettiği GAİN orijinal yapımı belgesel, 2022 Sedat Simavi Ödülü’nün de sahibi oldu.
Sınırsız (2023)
Gazeteci Ruşen Takva’nın hazırladığı Sınırsız, kısa zaman önce GAİN kataloğuna eklenen, göçmen meselesine ışık tutan yapımlardan. Belgesel, Afganistan’dan gelen göç dalgasının Türkiye’ye giriş kapısı olan doğu sınırındaki durumu mercek altına alıyor. Yapım aynı zamanda sınırdan kaçak geçirilen göçmenler ve onların üzerinden ilerleyen uyuşturucu trafiğiyle ilgili iddiaların izini sürüyor. Listenin başında da değindiğim üzere bu konu hakkında birçok spekülasyon üretiliyor. Araştırmacı gazeteciler sayesinde bu spekülasyonların gerçekle olan ilişkisini gözlemleme imkânı buluyoruz. GAİN kataloğunda izleyebileceğiniz, göçmen konulu başka belgeseller de söz konusu; İki Kapı Arasında ve İstanbul’a Sürgün. Bu belgeseller, listedeki diğer yapımlardan daha kısa, aşağı yukarı on beş dakikalık bir sürede konuya ilişkin sözünü söyleme iddiası taşıyor. İki Kapı Arasında, defalarca kez Türkiye-Yunanistan arasından geçmeye çalışıp geri gönderilen Suriyeli göçmenleri; İstanbul’a Sürgün’se İstanbul’dan ayrılamayan, hayatını yeniden burada kurmak zorunda olanları anlatıyor.
Ara Akım Medya (2022)
Felaketlerin kendisi kadar onların nasıl aktarıldığı da belgesel konusu olabiliyor. Ara Akım Medya, ülkemizde hızlı biçimde gelişen vatandaş gazeteciliği kavramına eğiliyor. Bu kavramı çoğumuz Gezi Direnişi sırasında ilk defa duyduk. Vatandaşlar haber alamadığı noktada doğrudan, olduğu yerden kendi haberini üretip iletebiliyormuş, bunu öğrendik. Bu durumun kendi içinde birtakım sıkıntılara da sebep olması mümkün. Ulusal medya kanallarından güvenilir habere ulaşamadığımızda hemfikiriz ama gazeteci olmayan, sade vatandaşın yaptığı her haber de güvenilir olmayabiliyor. Vatandaş gazetecilerle röportajların yer aldığı belgeseli şüpheci bir gözle izlemekte fayda var. Bu noktada doğrudan haberciliğin belgeseli diyebileceğimiz bir GAİN yapımı; Ne Yaşandı’dan da söz etmek gerekiyor. En kısası dört, en uzunu dokuz dakikalık bölümlerden oluşan belgesel seri; yakın dönem Türkiye tarihinde yaşanan önemli kesitleri gazetecilerin, o an orada olan habercilerin gözünden anlatıyor. Bu mini belgesellerde olayın tamamına ilişkin fikir sahibi olmak yerine, kaotik bir anda haber yetiştirmeye çalışanları izliyoruz.
Türkiye’yi Sarsan Davalar (2022)
Şimdiye dek iki sezon ve otuz bölümü yayınlanan belgesel seri, tarz olarak yukarıda söz ettiğim Ne Yaşandı’ya benziyor. Üç-dört dakikalık her bir bölümde başka bir davanın kısa tarihine tanık oluyoruz. GAİN’in bu tip yaratıcı yapımları; seyircinin kısa zamanda bilgi sahibi olmasını sağlayan, telefondan izlemesi kolay, iki durak arası diyebileceğimiz yeni tip video üretimini ne kadar iyi anladığını gösteriyor. Siz de bugün işten evinize giderken yolda bu seriye başlayabilirsiniz.