Mert Doğan: “Bu kötücül insanlığa karşı…”

 Mert Doğan: “Bu kötücül insanlığa karşı…”

Yetenekli oyuncu Mert Doğan bugüne kadar Çarpışma, Babil, Şahmaran gibi dizilerde ve İyi Adamın 10 Günü filminde karşımıza çıktı. Genç oyuncu, son olarak Adım Farah dizisinde “Bekir Akıncı” karakterini canlandırdı ve izleyicilerin beğenisini topladı.

Yasemin Şefik, Episode okurları için Mert Doğan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi!

Mert Doğan: “Siyah kapüşonuyla karşımda bi’ Arun görseydim eğer… Şöyle sorardım: Bu kötücül insanlığa karşı Şahmaranın yılanları ne zaman uyanacak?!”

Öncelikle oyunculuk hikayenden başlayalım? Kariyer başlangıcından bahseder misin?

Bugünlerde hâlâ dönüp çok severek izlediğim bir filmin yıllar önce setine denk gelmemle başladı aslında bütün hikaye. Sonrası konservatuvar, mezuniyet derken kariyer başlangıcım diyebileceğim ilk proje Babil oldu. O günden itibaren süregelen harika bir yolculuk. Ne mutlu. 

Bugüne kadar birçok dizide ve tiyatro oyununda farklı karakterler canlandırdın. Hangisiyle derin bağ kurdun?

Birçok karakterle karşı karşıya kalıyoruz. Ama galiba şu ana kadar kendimi fazlasıyla içinde bulduğum karakter, Kasım Ördek’le beraber çektiğimiz Birlikte, Yalnız (2022) filmindeki “Doğan” karakteri oldu. Filmin dünyasını o kadar sevdim ki herhangi bir festivalle ilgili güzel haber aldığımızda direkt filmi çektiğimiz günlere gidiyorum. 

Şahmaranda canlandırdığınArun” karakterini hayatında karşıma çıkmayacak bir karakter olarak tanımlıyorsun. Ya çıkarsa?

Bazı işlerin atmosferini çok seversiniz, az önce de söylediğim gibi. Şahmaran’da da kurulan dünyayı gerçekten çok sevmiştim. Yılankale’de çekim yapmak, oraya dair müzikler dinlemek, gerçek olabileceğini düşündüğümüz ihtimalleri araştırmak harika hissettirmişti. Siyah kapüşonuyla karşımda bi’ Arun görseydim eğer… Şöyle sorardım: Bu kötücül insanlığa karşı Şahmaranın yılanları ne zaman uyanacak?!  

Adım Farah dizisi ve “Bekir” karakterine nasıl hazırlandın?

Adım Farah yolculuğumuz harikaydı. Öncelikle bütün ekibe, emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Müthiş bir heyecandı, “Bekir” beni de her anlamda geliştiren ileriye taşıyan bir karakter oldu. Çok karanlık diye yola çıktığım adamın ilerleyen süreçte içinden bambaşka renkler çıktığını gördüm. Onu oynamak gerçekten güzeldi. 

Sezon boyunca dizi setinde olmanın verdiği bir rahatlık var mı? Bu nasıl hissettiriyor?

Bir rutin oluşuyor, bunu seviyorum. Çalışma saatlerimiz ne kadar dengesiz olsa da o hareketliliği seviyorum. Sevdiğim, heyecan duyduğum bir karakter üzerinde uğraşıyorsam eğer “Bu sabah erkenden işe gidiyorum ya!” demiyorum aslında. 

“Önceliğim hikayenin gücü”

Aldığın rol tekliflerini değerlendirme süreçlerini nasıl yönetiyorsun?

Son dönemde şunu farkettim. Okuduğum hikayeye öncelik veriyorum elbette, iyi bir hikayenin içerisinde sağlam bir karakteri oynamak büyük şans. Ama kötü bir hikayede sağlam bir karakter oynamak pek tatmin edici olmuyor. Bütün karakterler birbiriyle bağlantılı çünkü. Diğer bütün karakterler senin sağlamlığını oluşturuyor. O yüzden önceliğim hikayenin gücü. 

Oyunculuk kariyerinde karşılaştığın zorluklar nelerdir?

Saatler. Bazen bizi sınırlıyor, yaratıcılığımızı sınırladığını düşünüyorum. Hafta içerisinde bir bölüm yetiştirmek gerçekten bütün ekip için zor bir durum. Onun dışında severek yapılan bir mesleğin çok fazla zorlayıcı yanı olduğunu düşünmüyorum. 

Kamera karşısına ilk geçtiğin günden bugüne kadar, sektör ve sen nasıl değiştiniz?

Alınan eğitimden ziyade daha fazla hayata karışmam gerektiğini anladım aslında. Yani bir sinema filminde bir karakteri oynarken bildiğim bütün teorileri unutup hayatın içinden birçok şeyi kameraya yansıtmam gerektiğini anladım yıllar içerisinde. Oynadığımız karakterler biraz kirli biraz kusurlu. Hayatta da olduğu gibi. 

Umduğun proje nedir? Keşke şöyle bir rol gelse diye içinden geçirdiğin o karakter?

Biraz bölünmüşlük galiba. Parçalanmış bir karakteri oynamayı çok isterim. Dengesiz ve çok hızlı renk değiştiren. Sorunlu. 

Mert Doğan’ın bir set günü nasıl geçer? Repo gününe neler planlarsın?

Bazen gittiğimiz mekanlarda gezinmeyi çok seviyorum, şu sıralar Prens dizisinin setindeyim ve çok keyifli dijital bir iş çekiyoruz. O dönemin platolarında gezinmek keyifli oluyor. Karavanın dışında hep bir sandalye bulurum, çekim yapılan yerin dünyasında olmak iyi hissettiriyor ve baş ağrısı yaşamayacağım kadar kahve ve müzik yeterli. Repolarımda yalnız vakit geçirmeyi çok seviyorum, iyi geliyor. 

Adım Farah dünyada bir çok ülkede satışı gerçekleşmiş bir hikaye, hangi dilde kendini izlemek seni şaşırtacak?

İspanyolca.

Tiyatro ile ilgi yeni bir proje var mıdır?

William Shakespeare’in III.Richard adlı oyununu yıllar önce tek kişilik bir oyun hale getirmeye çalışmıştım. Konservatuvar zamanı da bir kaç gösterim olmuştu. Bugün hala üzerinde durduğum, kafa yorduğum bir oyun. Belki yakın zamanda o gelir. 

Jön tanımının neresinde kendini buluyorsun?

Tercihler, diyorum açıkcası onun için. Yapılan proje tercihleri ve oynanan karakterler. Ama dediğim gibi kusurlu ve hayatın içinden karakterleri oynayıp performansta kalmayı tercih ederim.

Yasemin Şefik

Uzun yıllardır "Yasemin Şefik'le HİTNOZ" radyo programını yapıyor. Best FM'de hafta içi her gün dinleyici karşısında anlatıyor. Radyoculuğunun yanı sıra; skeç yazarlığı, Show Tv "Dördüncü Aranıyor”, TRT Haber "Haber Sizsiniz" gibi televizyon programlarının sunuculuğunu yaptı. "Anladım Bozukluğu", "Dünlük" ve "Hiç Kurusu”, “Öyle Vakti” isimli kitapları yayınlandı. “Beni Bilirsin! Arkandan Konuşmam” isimli stand-up şovuyla BKM’de tek kişilik gösterisiyle 2016 yılında stand-up-up showlarına başladı. Yeni gösterisi ise “Ne Münasebet” ile sahnede.

Related post