Noel İncisi: Diana ‘Spencer’

 Noel İncisi: Diana ‘Spencer’

Prenses Diana’yla ilgili pek çok şey okumuşuzdur. Hayatına ilişkin dizi, film ve belgesel sayısız… Tüm dünyayı etkilediği gibi bizi de etkileyen Diana’nın hikâyesini bu kez Spencer’la izliyoruz. Spencer’ın yönetmen koltuğunda Pablo Larraí oturuyor. Larraí, Natalie Portman’ın başrolünde olduğu Jackie filmini de yönetmişti. Bu kez merceğini Prenses Diana’nın hayatına çeviriyor. İki filmin de ortak noktası güçlü kadınların trajedisi. Filmin senaryosu ise Peaky Blinders’ın da yazarı olan ödüllü senarist Steven Knight’a ait.

Spencer , Türkiye’de 19 Kasım 2021 tarihinde gösterime girdi. Bütün Diana yapımları gibi bu film de oldukça ilgi çekti ve başrol Kristan Stewart, Diana rolüyle beğeni toplayarak en iyi kadın oyuncu dalında Altın Küre ve Oscar ödüllerine aday gösterildi. Bana göre Stewart, soğuk mizaçlı bir oyuncu. Keza Prenses Diana’yı canlandırırken de abartılı mimikleriyle beni rahatsız etti diyebilirim. Yine de Stewart’ın normal halinin bile Diana’ya benzediğini düşündüğümde; “Diana rolüne yakışmadı,” diyemem. 

Noel Mucizesi

Galler Prensesi’nin hayatını merak etmemiz ve ülkemizde The Crown’ın oldukça ilgi görmesi entrikayı sevdiğimizi gösteriyor. Bu kez alışık olduğumuz kraliyet ailesindeki oyunları neredeyse hiç görmüyoruz. Noel’de herkesin evde toplanmasıyla başlayan film; Noel arifesi, Noel günü ve Noel’den sonraki günle devam ediyor. Bu üç ayrı günü düşündüğünüzde hafızanızda sevimli aile fotoğrafları canlanabilir. Fakat kraliyet ailesindeki Noel çok daha ilginç. Bu ilginçliğin sebebi şu; geleneğe göre Noel tatilinden eve gelen tüm aile üyelerinin en az 1,5 kilo alması lazım, bu durum eğlenildiğini gösteriyormuş. Diana, Bulimia Nevroza hastalığı sebebiyle kilo alamıyor, eğlenebilen biri değil. Doğrusu kraliyette Noel’in pek eğlenceli geçtiği söylenemez. Öyle ki Diana çocuklarına hayal ettiği Noel’i sorduğunda; “Kurallara uymayıp canının istediğini yapmak,” cevabını alıyor.

Noel-Crown

Filmlerde Noel yemeklerini izlemek keyif verse de Spencer’da sıkıcı bir hal alıyor. Şatafatlı sofra kurallarının tabii ki Diana’nın hoşuna gideceğini düşünmezdik. Çünkü onun tek bir derdi var; özgürlük… Özgürlüğe “Noel mucizesi” sayesinde kavuşuyor. Esasında bu mucizenin gerçekleşmesi filmin Noel klişelerini barındırdığının göstergesi. Yeni başlangıçlar düşüncesiyle Noel’in sonunda çocuklarını alıp yola çıkıyor Diana. Bu yol; kurtuluşun, aykırılığın, özgürlüğün simgesi. Bu gittikçe bitebilecek bir yol değil, yaşadıkça uzayacak. Çünkü prenses de olsanız özgür olduğunuz her an daha yaşanabilir oluyor.

Filmin Prenses Diana’yı anlatmasıyla belgesel unsurlar barındırdığını düşünebilirsiniz ama böyle bir şey mümkün değil. O dönemin yaşam tarzı, tarihe yön veren olaylar ve insanlar filmde yer almıyor. Öyle ki kraliyet ailesinden sadece Prens Charles’ı (Jack Farthing) görüyoruz. Oysa Prenses Diana, ailedeki herkeste izi olan biri. Spencer, “Gerçek trajediden yola çıkan bir masal,” cümlesiyle açılış yaparak gerçeklerden esinlenen kurgu olduğunu da belirtiyor aslında. Filmde Diana’nın geçmişi ve geleceğiyle alakalı bir bilgi verilmiyor, yaşantısını daha önceden biliyormuşuz gibi bir atmosfer yaratılıyor. Yönetmen haksız sayılmaz, Prenses Diana’nın yaşamını bilmeyen yok zaten. Belki de film, tekrar aynı kraliyet olaylarını gösterseydi klişe ve sıkıcı bir yapım olmaktan ileri gidemeyecekti.

Noel-spencer

Birçok kez Prenses Diana’yla ilgili belgesel izledim, The Crown’ın da birkaç sezonunu seyrettim. Yaşantısı herkes gibi benim de ilgimi çektiği için onunla ilgili araştırma yaptım. Fakat onun psikolojisini bu kadar anlamamızı sağlayan bir yapım görmemiştim. Spencer dış etkenlerden soyutlanmış, tamamen Diana’nın psikolojisine odaklanan bir film. Prensesin hayatına hâkim değilseniz muhtemelen bu filmden bir şey anlamayacaksınız. Ama Diana hakkında yeterince bilgiye sahip olan izleyicilerin Spencer’dan etkileneceğini düşünüyorum. Spencer, Prenses Diana’nın yaşadığı sıkışmışlık ve görünmezlik hissiyle Noel’in harmanlandığı bir film. Bu nedenle Noel’de izlenebilecek yapımlar arasında parlayan bir inci Spencer.   

Fragman:

Havva Nur Gürdamur

2000 yılı İstanbul doğumlu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun. Okur, çizer, yazar. Çeşitli platformlarda ve dergilerde yazıları yayımlandı. Özellikle Dünya Edebiyatı’na olan merakı büyük. Bu alandaki tüm klasikleri okumuş olmanın hayaliyle yaşıyor.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir