“İnsan değil bu robotlar” | Robot Savaşları’nı Seslendiren Bilgehan Demir ve Irmak Kazuk Episode’un Konuğu

 “İnsan değil bu robotlar” | Robot Savaşları’nı Seslendiren Bilgehan Demir ve Irmak Kazuk Episode’un Konuğu

[blockquote size=”fourth” align=”left” byline=”Röp: Koray Sarıdoğan”][/blockquote]TLC’de tüm hızıyla devam eden ve beklenenin çok üzerinde izleyeni olan Robot Savaşları’nı seslendiren Bilgehan Demir ve Irmak Kazuk, EpisodeDergi.com’un konuğu oldu.

Her ne kadar robot yapıp üretemeyen bir ülke olsak da bu, robotlara ve onların türlü kullanım amaçlarına ilgisiz olduğumuz anlamına gelmiyor elbette. Zaten röportajda da konuklarımız buna dikkat çekiyor, “yapamadığımız için ilgi çekiyor olabilir,” diyerek.

Orijinal ismi Battle Bots olan Robot Savaşları TLC ekranında her pazar 22:50’de yayınlanıyor. Bu maçlarda kan, ter, et yok ama uçuşan mekanik parçalar, paramparça olan elektronik aksamlar ve bolca gerilim var.

Programı seslendiren, spor dünyasının yakından tanıdığı spikerler Bilgehan Demir ve Irmak Kazuk’la Robot Savaşları’nı, spor dünyasını ve ucundan azıcık da dizileri konuştuk.

“Robotlarda Can Var Gibi Hissediyorsunuz”

Series 1 – Fight – Nightmare.

Her ikiniz de spikerlik konusunda epey geçmişi olan alanının deneyimli isimlerisiniz. Robot Savaşları kariyerinizdeki en ilginç seslendirme işi oldu mu, daha ilginci var mıydı?

I.K.:Aslında kesinlikle farklı bir deneyim oldu, en azından benim açımdan. Tabii işim gereği futbol, basketbol maçı seslendirdiğim olmuştu, ama ringe çıkıp uzaktan kumanda ile çarpıştırılan 2 robotu elbette seslendirmedim.

B.D.: Daha önce WWE, Smackdown ve Raw yayınlarının seslendirmesini yaptım. Yani halk diliyle Amerikan güreşlerini anlattım. Ama Robot Savaşları akıl alır gibi değil…

Programdan önce robotlara ilginiz ne durumdaydı? Tamamen bir iş olarak mı bakıyorsunuz yoksa robotlar ilginizi çekiyor mu?

I.K.: Çok fazla yok aslında. Şöyle, bilimkurgu izleyicisi seviyesinde bir ilgim var. Zaten beni fikren yakalıyor olmasının sebebi de bu aslında. Teknolojinin ve bilimin nereye gideceği konusunda bir fragman gibi geliyor bana.

B.D.: Robotları daha önce görmüştüm. Hatta daha robotik gerçek insan görünümlü robot dövüşleri filmi vardı. Ama işin içinde beni de istemelerinin ardından ilgim fazlasıyla arttı ve daha önce yapılmış yüzlerce Robot Savaşını izleme fırsatı buldum. İzledikçe sabah oldu diyebilirim.

Gerçek bir kickboks veya boks müsabakasındaki gibi et, kan, ter olmaması robot savaşlarının heyecanından bir şey götürüyor mu? Yani izlerken, sunarken sizin de hop oturup kalktığınız oluyor mu?

I.K.: Evet, zaten anlatırken de, Bilgehan’la birkaç karşılaşmada baya yerimizde zıpladığımızı hatırlıyorum. Doğru belki o tarz detaylar Robot Savaşları’nda yok ama burada da robotlardan kopan ve havaya uçuşan parçalar, kıvılcımlar, yükselen alevler görmek gayet mümkün.

B.D.: Boksta ve Kickboksta ter kan olayı var ama unutmayalım ki Robotlarda da bildiğiniz can var gibi hissediyorsunuz. Gerçekten de seni içine alıyor ve haberin olmuyor… Tehlikeli bunlar. Hatta benim deyimimle “İnsan değil” bunlar…

Şu ana kadar izlediğiniz karşılaşmalardan en unutulmazı hangisiydi?

B.D.: En unutulmaz an, bir robotun kafasının tamamen kopmasına rağmen maçın içinde kalma savaşıydı…

I.K.: O kadar çok maç ve takım anlattık ki, şu an takımların adını hatırlamıyorum ama bir müsabakada takımlardan birinin yanında havada uçuşan ek bir drone’u, diğerinin de, o drone’u etkisiz hale getirmek için kullandığı, 22 dolarlık bir tırmık vardı. O kapışma baya enteresandı.

Robot Savaşları’nın en bilindik sorusunu size de sormak isterim: Zeka mı önemli güç mü? İzlediğiniz maçlar size hangisini söylüyor?

B.D.: Kesinlikle ikisi de gerekli zaten ikisi de oldu mu kazanıyorsun. Ama illaki birini seç dersen takım zekası. Zeka zaten gücü sağlayacaktır…

I.K.: Bence ikisini birbirinden çok da fazla ayırmamak lazım. Çünkü o arena ne mühendislik harikaları, güç gösterisi yapan robotlar gördü. Arada o kadar kopukluk olduğu takdirde başarı pek mümkün değil. Bir önceki soruda olduğu gibi. Teknoloji harikası bir drone’u durdurmak için marketten alınan ve yine teknoloji harikası bir başka robota eklenen 22 dolarlık bir tırmık.

“İlginin Sebebi Bunları Yapamayışımız Olabilir”

Series 1 – Fight – Bronco.

Evinde robot yapan vatandaşları olan bir ülkenin bu kadar şaşaalı, konuklu, sponsorlu programını izlediğinizde ne düşünüyorsunuz?

I.K.: Adamlar yapıyor.

B.D.: Her kesime hitap ettiğini düşünüyorum. Babam sevmez böyle şeyleri ama baktığınızda müptelası olmuş gece gece beni arıyor o kaptan ne yaptı öyle yav diye…

Ep2

Robot ve modern teknolojileri üretme liginde pek başarılı olamayan bir ülke olarak Robot Savaşları’na ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

I.K.: Robot Savaşları’nı daha önce izleyip bilen birisi olarak, program izleyici olarak beni çekiyor. Ama ben yine de ilginin bu seviyede olacağını tahmin etmiyordum. Bu işin gerçekten manyakları varmış, onu öğrendim. Ama bir yandan da geçtiğimiz bölümü izlerken şunu düşündüm; aslında konsept baya enteresan. İnsanların tamamen kendi çabalarıyla baştan yarattığı 2 robot etrafı kapalı bir ringde çarpışıyor ve bu maç aslında koca bir turnuvanın sadece 1 maçı.

B.D.: Bence ilginin sebebi bunları yapamayışımız olabilir. Acaba biz yapsak nasıl olurun verdiği haz bu…

Eskiden Flash TV’de Amerikan güreşlerini anlatan iki spiker vardı, cehaletimi bağışlayın sanırım sizler onlardan birisi değilsiniz. Tamamen eğlenerek, ev muhabbeti yapar gibi sunulurdu ve bir kitle için efsane olarak kaldı. Siz Robot Savaşları’nı anlatırken bu tür bir serbestlik içinde misiniz yoksa profesyonellik adına daha ciddi kurallar mı söz konusu?

B.D.: Öncelikle o spikerlerden bir ben DEĞİLDİM aynen… Ben genelde uluslararası bir yayın seslendirmeden önce yabancı versiyonuna bir göz atarım ve kendimle özdeşleştirir ve olaya son noktayı koyarım. Ötesi pek olmaz ☺ Ciddiyet esastır bu işlerde ama espri anında da mahkemede gibi olmanın bir anlamı da yok. Ver gitsin coşkuyu ☺

I.K.: Bilgehan ile birbirimizi sektörden biliyoruz. Benim NTVSPOR’da çalıştığım, onun da NTVSPOR’a dışarıdan boks yayınlarını getirdiği dönem de aslında aynı çatı altında çalışmışlığımız da var. Ama hiç birlikte kamera karşısına ya da mikrofon başına geçtiğimiz olmamıştı. Bu işi birlikte yapacağımızın netleştiği gün çok fazla detaya girmeden sadece şunu konuştuk; ikimiz de birbirimizin zaten kamera önündeki tarzını, enerjisini biliyorduk ve bunları kaybetmezsek işe değer katabiliriz dedik. Yani kendimiz olmaya.

Evet şimdi bakıyorum da gerçekten Amerikan Güreşleri konseptine benzer bir anlatım oldu. Ama bunu biz iş bittikten sonra fark ettik.

“Kimse Türkiye Liglerinin Adil Olduğuna İnanmıyor”

Series 1 – as seen in Battlebots.

Futbolu bir tarafa koyarsak anlatması, sunması en heyecanlı spor dalı veya program nedir sizin için?

B.D.: Futbolun milli maçlar dışında pek anlatım keyfi kaldı diyemem. Kimse Türkiye liglerinin adil olduğuna inanmıyor. Fenerbahçe gibi çok yüksek seyirciye sahip bir takımın taraftarı bile gidip statta maç izlemiyor. Sunması ve izlemesi en zevkli bence boks… Reytinglerde ilk 10’a girince kimse nasıl oldu bu iş demiyor artık. Hele de bir unvan maçı ise tadından yenmez…

I.K.: Spor dalına girersek o ayrı bir dava, programa girersek ayrı bir dava. Spor dalı olarak herhalde yine de basketbol derim. Programa gelince de, enerjimin ve frekansımın tuttuğu, yani kendimden ödün vermek zorunda kalmayacağım her program aslında benim için heyecan ve keyif sebebi.

Dizilerle aranız nasıl? Son zamanlarda izlediklerinizden tavsiye istesek mesela?

I.K.: İyi bir dizi izleyicisi değilim aslına bakarsanız. Daha çok 20-25 dakikalık hap gibi olan sitcom’ları dönem dönem izliyorum. “How I Met Your Mother”, “Wilfred”, “Coupling” ve 2000’lerde “Seinfeld”, “Friends” ve “Ayrılsak da Beraberiz” herhalde izlemeyi başardığım ender dizilerden.

B.D.: Dizi olarak ben son 6-7 yıldır inanın hiç dizi izlemedim. Ama yerli komedi Türk sinemasını seviyorum. Recep İvedik, Vizontele, Çiçek Abbas, Temelin Şifre Versiyonları vs tarzı ters köşe komediye bayılıyorum.

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post