Röportaj: Warner Bros. Discovery CEO ve CCO’su Kathleen Finch
Aylık 131 milyon izleyiciye sahip, yaklaşık 30 ABD ağını denetleyen Warner Bros. Discovery ABD Yayın Kanalları Grubu’nun CEO ve CCO’su Brand Week Istanbul’a katılmak üzere ülkemize geldi.
Kendisiyle önceden buluşup favori yapımları ve başarılı bir içeriğin nasıl olmasına dair bir röportaj yaptım. Efsanevi kadın CEO Kathleen Finch’i bulmuşken bu mesleği seçmeyi düşünen gençler için tavsiye almayı da unutmadım.
Öğrendiğime göre WBD yılda 4.000 saatten fazla, yaşam tarzı ve eğlence programı üretiyor. Programların hepsinin yapımında siz de yer alıyor musunuz?
İçerik oluşturma sürecinin her aşamasına dahil oluyorum. Ancak elbette bireysel ağlarda, izleyicileri çekmek için yeni fikirler ve yetenekler geliştirmekle görevli, deneyimli yaratıcı ortaklardan oluşan inanılmaz bir ekibimvar.
Yapımcılardan ve geliştirme yöneticilerinden oluşan ekibimiz dünya çapında izlenecek binlerce saatlik içerik yarattığından eşzamanlı olarak çok sayıda üretim yapıyoruz. Bu dizilerin çoğu senaryosuz ve Ağır Yaşamlar, Altın Peşinde, Kırsalda Yaşamak Zor, Gelinliğe Evet De gibi birçoğunun Türkiye de dahil olmak üzere küresel olarak hit olduğunu söylemekten gurur duyuyorum.
Sunum süreci açısından, izleyicinin ilgisini çekecek bir şovu nasıl anlarsınız, bir şovun hangi özelliklere sahip olması gerekir?
Yalnızca odak grupları veya kitle araştırmaları aracılığıyla değil, izleyici davranışını ve içeriğimizle etkileşimini analiz ederek ağlarımızın izleyicileri hakkında çok şey öğrendik. Mesela senaryosuz içeriklerimizin izleyicileri uzmanlığa ve özgünlüğe değer verir.
Ancak aynı zamanda gerçekle ilişkilendirmek, mizah, drama ve heyecan da isterler. Ürettiğimiz her dizinin ve işe aldığımız her yeteneğin izleyicilere verdiğimiz sözü yerine getirdiğinden emin oluyoruz. Bizim işimiz izleyicileri günlük hayatlarından uzaklaştırmak.
Onlara her gece geri gelip ağlarımızdaki içeriğin keyfini çıkarmalarını sağlayacak dinamik bir izleme deneyimi sunmaktır önemli olan. Ürettiğimiz hit olan programların sayısına göre, bunu yapma konusunda güçlü bir geçmişimiz var.
Peki, bu kadar yoğun olunca insanın hayatı, TikTok veya Instagram, sosyal medya ile ilgileniyor musunuz?Biliyoruz ki sosyal medya, dünyada olup biteni anlamanın en iyi yolu. İnsanların gösterilere nasıl tepki verdiğini öğrenmek için bu yöntemi kullanıyor musunuz?
Kesinlikle! Şahsen TikTok ve Instagram’da çok fazla zaman geçiriyorum! Sosyal medya, medya bölümlerinin çok önemli bir parçası ve değerli bir tanıtım aracı olabilir. Aynı zamanda insanlar, sosyal platformlarda programlarımız hakkında gönderi paylaşıp yorum yaptığında bazen iyi, bazen daha az yararlı olan değerli bilgiler de kazanabiliriz.
Yeni bir serinin prömiyerini yaparken en sevdiğim şeylerden biri, fanatik hayranlarımızın diziye
nasıl tepki verdiğini görmek ve duymak için markanın sosyal platformlarına göz atmak. Hatta sosyal platformlarda bazı yetenekler bile bulduk; Hometown’dan Ben ve Erin Napier’i Instagram hesapları aracılığıyla bulduk.
Gönderilerini beğendik, onları aradık, buluşmak istedik ve çok geçmeden onları kamera karşısına geçirdik. Sonunda büyük hit olacak bir şov hazırladık!
20 yıl önce çok güldüğüm dizileri şimdi izlerken kendimi cinsiyetçi hatta homofobik bulduğum anlar oluyor. Her şey değişti. Eskiden normal olan şeyler 20 yıl sonra daha da değişecek. Siyasi ve sosyal olarak sürekli değişiyoruz. Bunun işinizi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Bu konuyla ilgili çalışmalarınız var mı?
Pek çok insanın muhtemelen böyle hissettiğini düşünüyorum, ancak bu evrimin ortaya çıkardığı en güzel şeylerden biri de daha dikkatli olmamızdır ve bu iyi bir şeydir.
Televizyon programlarında editör olmak isteyen yeni nesle ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Hangi disiplinde olursanız olun, televizyon işinin hangi kısmıyla ilgilenirseniz ilgilenin, her türlü medyayı aktif olarak araştırıp tükettiğinizden emin olun. İzlemezseniz başaramazsınız. Televizyon işindeki herkesin orta noktası, hepimizin içerik izlemeyi sevmesidir!
Hepimiz büyük televizyon tüketicileriyiz ve bu yüzden hepimiz bunu bir meslek olarak seçtik.
Önümüzdeki aylarda hangi içerikleri sabırsızlıkla bekliyorsunuz?
Kendi ağlarımda özellikle Love in Translation (uluslaraası flört programı), Lethally Blond (gerçek suç dizisi), Rick and Morty ve Last Chef Standing’i merakla bekliyorum. Kendi ağlarımda olmayan dizileri de sabırsızlıkla bekliyorum ama her zaman önce kendi içeriğimi izlerim!
Bu röportaj, Episode’un 51. sayısında yayımlanmıştır.