The Night Of: Katil Kim? | Çağlan Tekil
Şimdiye kadar bu köşede yazdığım yazılarda iki noktayı özellikle vurguladım; İlki The Wire’ın tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olduğu, diğeriyse dizi dendiğinde İngilizlerin bu işi muhteşem yaptığı… “The Night Of” (uzun adıyla “On the Night of the Crime”) bu iki fikri bünyesinde toplamış bir dizi; senaryoyu yazan üç kişiden biri The Wire’ı yazan Richard Price ve “The Night Of” 2008 tarihli İngiliz yapımı Criminal Justice’in uyarlaması.
BBC yapımı Criminal Justice’in “The Night Of…” adıyla Amerikan ekranlarına pazarlanmasının temeli 2012 yılında atıldı. Dizinin tek bir star yüzü olmasına karar verildi, kadronun kalanı tanınmamış isimlerden seçilerek izleyicinin ana konuya odaklanması sağlanacaktı. Bu star isim Tony Soprano rolüyle kariyerini zirveye taşıyan James Gandolfini olarak düşünüldü. Gandolfini, Tony Soprano rolünden sonra senaryolara temkinli yaklaşmaya başlamıştı, kariyerine zarar vermeyip, tersine onu daha da yükseltecek bir senaryo ararken karşısına çıkan bu cazip teklifi kabul etti. Sadece bir şartı vardı, aynı zamanda dizinin yapımcılarından biri olacaktı.
Avukat Jack Stone
Diziyi izlediyseniz senaryonun olayların tam merkezinde olmamasına rağmen tek bir kişiye odaklandığını görürsünüz. Bu kişi, rolüne James Gandolfini’nin düşünüldüğü, karakollarda ve metro reklamlarıyla müvekkil kovalayan düşük profilli avukat Jack Stone karakteri. Ayaklarındaki egzama sebebiyle sürekli sandalet giymek zorunda kalan Jack Stone, 1 saat 18 dakika süren ilk bölümün ilk 1 saat 7 dakikalık bölümünde hiç görünmedi. O dakikada kamera merceğini karakoldaki ana olaydan yavaş yavaş tellerin arkasındaki merdivenlere çevirdi ve Jack Stone kadrajda tek başına, iddiasız bir şekilde karakolun merdivenlerinden inerken göründü. Bu muhteşem girişten sonra kamera merceğini tekrar olaya döndürdüğünde, Jack Stone’un arkasından bakakalan ana karakterin sesini duyduk: “Bir avukat istiyorum!”…
The Night Of’un Konusu
Dizi, 23 yaşındaki Pakistan asıllı Amerikalı öğrenci Nasir “Naz” Khan’ın, babasının taksisini izinsiz alarak bir partiye doğru yola çıkmasıyla başlıyor. Taksinin boş ışığını söndürmeyi bilmediği için arabasına müşteriler biniyor ama onları bir şekilde indirmeyi başarıyor. Sonrasında Andrea Cornish isimli güzel bir kız yalnız başına taksiye bindiğinde ona fazla direnemiyor ve yola çıkıyorlar. Biraz dolaştıktan sonra kızın evine gidiliyor, içki ve uyuşturucu âlemi yaptıktan sonra sevişiyorlar. İlk kez uyuşturucu kullanan ve büyük ihtimalle bu yüzden sızan Naz uyandığında kendini mutfakta buluyor. Yukarı kattaki yatak odasına çıktığında kızın kanlar içinde yattığını görüyor. Öldüğüne kanaat getirip hızla evden çıkıyor. Taksiye binmek için hamle yaptığında taksinin anahtarını evde bıraktığını hatırlıyor ve tekrar eve girebilmek için kapının camını kırıyor. Sesi duyan karşı komşu polise ihbarda bulunuyor. Taksiyle dönerken hatalı dönüş sonucu polis tarafından yakalanıyor ve önce tesadüfen suç mahaline, sonra da karakola götürülüyor. Naz, cinayet zanlısı olarak gözaltına alındıktan sonraki aşamada diziye yeni karakterler ekleniyor. Onu sorgulayan, emeklilik öncesi son işi bu olan dedektif Box, karakolda tanıştığı avukat Jack Stone, büyük bir avukatlık firmasının temsilcisi olan Chandra ve hapse girdiğinde himayesine girdiği Freddie hikâyenin diğer kilit isimleri olarak göze çarpıyor. Peki, tüm bulguların katil olarak Naz’ı işaret ettiği olayda asıl katil kimdir?
[button url=”http://221bdergi.com/2017/06/15/the-night-of-dizi-incelemesi-caglan-tekil” size=”large”]İlk Kez Polisiye Dergi 221B’de Yayımlanan Bu Yazının Tamamına Ulaşmak İçin Tıklayın[/button]