Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
“The Punisher”ı Neler Bekliyor? I N. Levent Tanıl
[highlight]Iron Fist, Luke Cage ve Daredevil. Netflix’in Disney ile savaşından mağlup çıkan üç Marvel dizisi… Sırada 2. sezonu 18 Ocak’ta yayınlanan The Punisher mı var acaba? Birçok insan gibi ben de bu rekabetten çok rahatsız olduğumu söylemeliyim. Açıkçası Marvel kalesindeki taşları birer ikişer yıkmaya başlaması, Disney ya da Marvel’a değil Netflix’in kendisine zarar verir, görüşüm bu…[/highlight]
Frank Castle, Marvel’ın en nevi şahsına münhasır kahramanlarından biri olmuştur her zaman. Aslında tam olarak bir süper kahraman da değil, adalet ve intikam peşinde koşan güçlü bir eski askerdir. Hatta bu arayışı onu bazı dönemlerde koca bir çizgi roman evrenini katletmesine sebep olacak raddeye bile getirir.
Marvel dünyasına 1974 tarihli bir Örümcek Adam macerasında katılan Castle, sonrasında yoluna tek başına devam etti. Karakterin diğer Marvel kahramanlarına zıt olarak taşıdığı melankoli ve karışık ruh hali, 2004 senesinde Jonathan Hensleigh yönetmenliğindeki ilk ve tek sinema filmine tam olarak yansıtılamamıştı.
The Punisher‘ın Marvel’ın birkaç sene önce kurduğu ve bizleri bir hayli heyecanlandıran Netflix ortaklığındaki kahraman dizileri arasında yer edinmiş olmasıysa, evren ve Netflix platformunda bir hayli kaliteli yansımalara vesile oldu. Karakter, belki de Daredevil‘dan sonra Marvel’ın en güçlü Netflix kanatlarından birisi olmuş, senaryoyla oluşturulan atmosferle sağlanan uyum sayesinde izlenilirlik kapasitesini tahmin edilenin de üst mevkilerine yükseltmişti. Ancak ne olduysa oldu, her şey Disney’nin Netflix’e rakip olarak çıkarmaya hazırlandığı yeni online platformunun ismini duyurmasıyla başladı. Yeni platformunda Loki, Scarlet Witch ve Falcon gibi sinematik evrende gördüğümüz Marvel karakterlerinin maceralarını mini diziye dönüştüreceğini açıklayan Disney’ye Netflix cephesinden yanıt geldi tabii. İlk olarak Iron Fist ve Luke Cage gibi platformda zayıf kalmış Marvel dizilerini iptal eden Netflix yönetimi, 3. sezonu çok iyi kotaran Daredevil‘a da son verdiğini açıklayarak somut tepkisini açığa vurdu bir nevi… Bu savaştan şimdilik üç süper kahraman yenilgiyle ayrılmış gibi dursa da 2. sezonu kısa süre önce yayınlanan The Punisher‘la yeni sezonunu beklediğimiz Jessica Jones‘un da aynı kaderi paylaşmalarına kesin gözüyle bakılıyor.
Bu işten Disney ve Marvel değil, Netflix zararlı çıkar
Açıkçası Marvel kalesindeki taşları birer ikişer yıkmaya başlaması, Disney ya da Marvel’a değil Netflix’in kendisine zarar verir. Birkaç sene önce Daredevil‘la resmiyet kazanan ortaklık, olumlu öngörülerle pekiştirilen harika bir adım olarak tanımlanırken şimdilerde zayıf sezonlar gerekçesiyle ortadan kaldırılmaya zorlanan anlamsız bir döneme dönüşmeye başladı. Elbette işin sadece duygusal değil, maddi kaynaklarla ortaya çıkan boyutları çok daha ağır basıyor. Ancak Netflix’i özel kılan ve ana sayfasında özgün kalmasını destekleyen Marvel kolunun bu şekilde heba edilmesi, sinemada milyarları peşinden sürükleyecek bir etkileşim yakalayan bu evrenin dizi çehresini oluşturan kesimine büyük haksızlık.
Bu tartışmalar arasında The Punisher‘ın iptal edildiği takdirde şaşırtmasa da Daredevil kadar büyük üzüntülere sebebiyet verme olasılığı bir hayli fazla. Frank Castle, biraz önce de belirttiğim gibi Marvel dünyası için çok özgün bir karakter. Hatta kendi mahallesinin delikanlısı. İntikam arzusuyla yanıp tutuşan ve yeri geldiğinde kendi adaletini bile sorgulayabilecek kadar gözü kara bir yapıya sahip.
The Punisher, ilk sezonda ailesinin katledilmesine sebep olan ana düşmana ulaşmış, 13 bölümlük ilerleyişinde gereğini yapmayı başarmıştı. Burada hemen her Netflix-Marvel ortaklığında var olan durağan ilk bölümler, sonrasında ters köşe ve eyleme geçiş sekanslarına bire bir uyulmadığını gördük. Daredevil, Matt Murdock’ın aurasından olsa gerek; olay örgüsünü sindire sindire aktarmış, ilk sezon finalinde de kahramanına beklenilen kostümü giydirerek yoluna devam etmişti. Diğer öykülerde de Daredevil‘daki nitelikli akış olmasa da benzer bir yolu takip eden Marvel beyin takımı, The Punisher‘ı daha serbest bırakmayı tercih etmişti.
Karakter bağımlı kaldığı kâbuslarıyla ekranda görünmeye başlıyor ve sezon boyunca da bu kâbusların ardını deşecek somut sebeplerin peşinde olmaya çalışıyor. Genellikle Marvel evrenindeki karanlık betimlere en fazla uyum sağlayabilen kahraman da diyebiliriz Punisher için. Çünkü sebep sonuç ilişkisine ulaşmadan önce, kendi geçmişini de sorgulayıp ne yönde bir vicdan muhasebesine geçeceğini tam anlamıyla kestiremeyen de bir karakter. The Punisher‘ın bütün bu karışıklıklarını titiz bir anlatıyla yaymayı başaran ekrandaki yaratıcısı Steve Lighfoot da, yan isimler ve ana temayla uyuşabilen, dominant bir kahraman betimine ulaştırıyor öyküsünü.
“The Punisher”ın kaderi ne olacak?
Disney, yapısı gereği Netflix’in bu süper kahramanlarını kendi mahallesine taşımaz, bunun yerine daha çocuksu ve her kesime hitap edecek türden işlere odaklanır ki, bu konuda vizyonunu pekiştirecek senaryoların da uzun zamandır işlendiği dedikoduları her yeri sarmış durumda. Bu yüzden The Punisher ve Marvel’ın Netflix gazilerinin başka bir platformda boy göstermeleri şimdilik zor görünüyor. Belki Marvel’ın ikinci dönem olarak geçiş yapmaya hazırlandığı yenilenecek sinema evreninde kısa kısa The Defenders takımını görme şansımız olabilir ancak bu da beyazperdedeki evrene oranla daha kanlı ve şiddete meyilli kahramanların maceralarında zorunlu format değişikliklerine sebep olacaktır kesinlikle.
Netice olarak birçok insan gibi ben de Netflix’le Disney arasındaki bu rekabetten çok rahatsızım. Elbette ki karşısına kim çıkarsa çıksın Netflix, yakaladığı etkiyle mevcut piyasada her daim kendi hükümdarlığının gücüyle sabit kalacak ama bu niteliğine çıkar çatışmalarından dolayı zarar vermeye devam etmesi, hem platformunu hem de sadık izleyicisini gereksiz bir sürece maruz bırakacaktır.
Şimdilik izlemek ve neler olacağını beklemekle yetineceğiz…