Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Aslı Samat & Gülçin Hatıhan, ‘The Undoing’ Dizisini Tartışıyor
Bir diziyi sevdiğiniz bir başka dizinin oyuncularından dinlediniz mi daha önce? Hercai dizisinin sevilen oyuncuları Aslı Samat ve Gülçin Hatıhan, Nicole Kidman ile Hugh Grant‘ın başrollerini paylaştığı The Undoing dizisi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdiler.
İyi okumalar dileriz.
ASLI SAMAT: Şimdi öncelikle dizimizin konusu ne?
GÜLÇİN HATIHAN: Hayatını mükemmel bir balonun içinde sürdüren Grace, gerçeklerle yüzleşiyor. Dizinin açılış jeneriğinde Nicole Kidman’ın kendi sesiyle seslendirdiği “Dream A Little Dream of Me” (biz onun orijinalini Doris Day’den biliriz, zaten ninni gibidir) şarkısı, aslında bu karakterin yaşadığı hayatı ne kadar idealize ettiğini özetliyor. Ama hayatı gerçekten idealize edilmeyecek gibi değil; harika bir çocuk onkoloğu kocası var, ünlü bir doktor. Tapılası bir erkek çocuğu var. Zaten babası çok güçlü bir adam. Sosyal çevresinden, çocuğunun gittiği okula kadar her şey planlanmış ve mükemmel. Grace, bir psikiyatr ve aslında dizinin ilerleyen bölümlerinde gelişen olayların ipuçları, ilk bölümde gördüğümüz terapilerdeki karakterler üzerinden bize veriliyor. İlk görüştüğü danışanına ‘erkeklerde görmek istediği şeyi görüp gerçekle karşılaştığında bununla yaşayamadığını’ anlatıyor. Ve bütün bu ikilik/ikiyüzlülük, farkında olmadan Grace’inde içinde bulunduğu durum.
A: Kesinlikle. Bence konu tamamen ikiyüzlülük. Bunu başka karakterler üzerinden de anlatabilirlerdi. Konu tamamen ve sadece ikiyüzlülük. İkircikli olmak. İkili davranmak. İkiyüzlülüğün cezalandırılacağı konuşmalarda bile ikiyüzlü davranmak! Daha ne kadar ‘iki’ye vurgu yapabilirdim bende bilmiyorum.
Dikkat, bundan sonrası spoiler içerir!
G: Grace’in ‘mikemmel’ sosyal çevresine Elena isimli genç bir kadın katılır.
A: Elena’nın maddi durumu diğer ebeveynler kadar iyi değildir. Bu sebeple o özel okulda çocuğu burslu okumaktadır.
G: İşte Elena’nın katıldığı çevre tam da bu bursun toplanmasını sağlayan yardım komitesi. Sanki komitedeki kadınlar aralarına bir tane ‘fakir örnek’ alıyorlarmış gibi. Zaten komitedeki kadınlar (Grace hariç) Elena’ya o zenginliğin gerektirdiği samimiyet içermeyen ancak inceden aşağılama ile dolu olan bir ilgi ile yaklaşıyorlar. O tavırların üzerine, biraz da sonradan sebebini öğreneceğimiz üzere Grace’le yüzleşmek için Elena memesini açıp çocuğunu emziriyor.
Var oldukları sınıfın ne de yorucu, ne de mühim, ne de beceri dolu olduğunu Elena’yı umursamaz gibi yaparken birbirlerine sessizce ispat etmeye çalışan kadınlardan en önemli farkı, gerçekten fiziği ve varoluşuyla gösteriyor. Bu bir varlık gösterisi aslında. Amacı sesini duyurmak. Sonrasında bu yardım komitesinin bağış toplama gecesinde aynı karakterleri görüyoruz. O bağış toplama gecesinde de özellikle yönetmenin de tercihiyle yakın yakın sahtekarlıklarını izliyoruz. Okul müdürü ne kadar tatlı bir konuşma yapıyor, tamamen para toplayabilmek için. Öğretmenleri ne kadar sevdiklerinden bahsediyor ama öğretmenler o geceye davet bile edilmemiş.
Öte yandan Elena gayet cesur bir kıyafetle aralarında. Yine diğer kadınlar uzaktan onun hakkında konuşuyorlar. Bu konuşma sırasında aralarında Grace ve kocası Jonathan da var. Kadınların da yönlendirmesiyle Elena’nın o anlarda hep Grace’e baktığını sanıyoruz. O gece Elena tuvalete gizleniyor ağlıyor. Grace de gidiyor ve Elena’ya destek oluyor. Grace merhametli ve iyi bir kadın, anlıyoruz. Ayrıca aralarında bir çekim olduğunu da şu ana kadar intim bakışmalarından anlıyoruz. Ve bir tür ilişki kuruyorlar.
İlk bölümde bir çifte terapi veriyordu Grace, orada aldatmanın tasvirini hatırlıyor musun? ‘Heyecan duyduğun için, ondan gizli bir şey yapabiliyor olduğun için veya aslında ben o kadar onurlu değilim demek için mi aldattın?’ sorusuna, danışan kitlenip kalıyor. Elena’nın Grace’e biraz da fazlaca kadınsı yaklaşmasını, ‘Grace’le Elena arasında bir şey mi var’ olarak okumaya yönlendiriyor bizi yönetmen.
“The Undoing niye seyredilir? HBO dizisi. Nicole Kidman, Hugh Grant performansları şahane. Onları bir araya getirmiş, bu önemli.”
A: Olay da bu geceden sonra başlıyor. Dizi, bu gecenin sonuna kadar bizi aralarda verdiği ipuçlarıyla asıl mevzuya hazırlıyor. Peki hocam bu yazıyı okuyan insanlar bu diziyi açıp niye izlesinler?
G: Biz bunun gibi dizileri, filmleri çok izledik. Bu dizinin hiçbir orijinalliği yok bana göre. Gerilim devam ediyor, her bölüm birinden şüpheleniyorsun. Beş, altı ana karakter var. Merakta bırakarak bölüm sonlarında sürekli bu ana karakterlerden her birinden şüphelenmemizi sağlıyorlar. Melodramdan başlamış, dramaya, trajediye, mahkeme dramasına, arada psikolojik gerilime dönmüş. The Undoing
Ha niye seyredilir? HBO dizisi. Nicole Kidman, Hugh Grant performansları şahane. Onları bir araya getirmiş, bu önemli. Cast tamamen çok başarılı. Susanne Bier yönetmiş, şahane bir yönetmen. Mükemmel New York manzaraları var. Gitmişsindir görmüşsündür, özlemişsindir. İzlersin özlem giderirsin. Pre ve post prodüksiyon esnasında özenle çalışılmış, sanattan kostüme buram buram özen kokuyor.
Ayrıca Nicole Kidman işin yapımcılarından bir tanesi. Evet, sonuçta dediğim sıralamayla işlemeselerdi daha psikolojik tarafından yürüyebilirdi. Ama belki de o zaman izlenebilir olmazdı. Bir de diziyi izleyenlere tavsiyem Marie Claire dergisinin Nicole ve Hugh’la yaptığı bir röportaj var… Hugh Grant’in çok güzel açıklamaları var. Enteresan şeyler anlatıyorlar. Mesela Hugh ve Nicole sete asla telefonla çıkmıyorlarmış. İşlerine ne kadar aşkla bağlı olduklarını da görüyorsun. İşin magazin boyutuna daha fazla girmek istemiyorum ama Nicole’ün kostüm tasarımlarına kadar da araştırdım, itiraf ediyorum!
A: Bence bayağı bayağı psikolojik tarafından işlemişler. Sadece bunu insanların okuyamama ihtimali için bir kadın ve adam üzerinden anlatmışlar hikayeyi.
G: Ama aralarda polisiye gerilime döndüğü çok yer vardı.
A: Bu diziyi yazanın yönetenin derdi varmış. Bir şeyi anlatmak istemişler. Beni bu dizi ilk bölümünde babanın oğula “Belki de keman hocan senin düşüncelerinin yansımasıdır.” dediği yerde yakaladı. Aa dedim tamam… Mevzuyla ilgili neyi anlatacaklarını vermişler. En son bölümde baba ile oğulun bir konuşması var. Normal şartlarda ortada kişinin yaptığı ciddi bir hata varken annen de olsa baban da olsa, o kişiye hemen güvenip inanmazsın. Ama çocuk, babasına inanıyor ve güveniyor.
G: Kamyonun altında kalma ihtimaline kadar güveniyor oğlan.
A: Aynen öyle. Ancak orada hayati tehlikeyle karşı karşıya kaldığında ayılıyor mevzuya. Çünkü ilk bölümdeki o cümlenin kurulduğu sahnede görüyoruz ki bu baba çocuğunu insan zaaflarını, insan psikolojisini, bilinçaltı denen kavramı öğreterek büyütmüş. Derinlik kattığı yerden çocuğunu ikna ediyor. Yaptığı başka hataları çocuğu yakaladığında “Bazı insanlar bazı durumlarda bunalıma girebilirler. O insanlar durumun stresiyle değişip başkalaşabilirler. Bu durumda tamamen onlardan biri. O hatayı yapan aslında ben değilim oğlum.” diyor.
G: Bu da adamın zaten iki karakterliliği. Bir gerçek Jonathan var, bir de balonun içine koyduğu karısı oğlu doktorluğu var. Herkes de var ya o ikili durum. Başlangıçta jenerikte farkında mısın Grace’in küçüklüğünde, her şey güzelken bir anda kanlar sıçrıyor etrafa. Aslında Grace’in de iki tarafı. Gerçeği biliyor, ama kabullenmek istemiyor. Çünkü kurduğu düzen öyle mükemmel işliyor ki, bozmak, toplumun gözünde küçük düşmek, en önemlisi bu göz yumma haliyle yüzleşme gerekliliği çokça onu alıkoyuyor.
A: Bu açıdan bende kendimi sorguladım yahu. Sadece ikiyüzlülük üzerinden gitmeyeceğim. Mesela birinin bencil olduğunu ona gösterebilmek için karşımızdakine bizde bencillik yapabiliyoruz. The Undoing
G: Sende yoksa zaten tanımlayamazsın ki o duyguyu.
A: Hani bazen bildiklerini hatırlamak için baştan aynı kitabı okursun ya. Bu dizi benim bir şeyleri hatırlamama sebep oldu. Sorgulamak istemeyen de dümdüz izler. İlle bu sebepten izleyin demiyorum ama biraz açıksanız buradan izleyebilirsiniz bu diziyi. Benim için çok keyifliydi izlemesi.
G: Benim için de öyleydi. Çıktığı dakikayı bekleyip alarmlar kurup izledim. Ama çok tarafsız bir gözle baktığımda “Vay ne diziydi” diyemiyorum yani.
A: Evet. O zaman şöyle diyebilir miyiz? “Hafta sonu sokağa çıkamıyoruz. Karantinadayız. Altı bölüm güzel bir mini dizi izleyelim.”
G: Kesin izlensin canım. Eli yüzü düzgün bir prodüksiyon. Tam şu an izleyebilecekleri bir iş. Netice itibarıyla özellikle online platformlarda birbirinden çok farklı yapım kalitesinde işler çıkıyor her gün karşımıza. The Undoing, dizi tarihine adını yazdırır diyemesek de, gerek yönetmenin dili, gerek oyuncuların harika performansları, gerek canım görüntü yönetmeninin şöleni için izlenir. Hatta sırf eski kurt Donald Sutherland için bile izlenir. Bu arada, aslında dizi Jean Hanff Korelitz’in sevilen You Should Have Known kitabından esinlenilmiş. Ama karakter isimleri ve olay örgüsü dahil birçok değişiklik yapılmış. Kitabı okuyanlar için de ilginç bir karşılaştırma olabilir. Son olarak Noah Jupe, yani oğulları Henry, kaçırıp benim çocuğum bu diye yalan attıracak kadar sevimli ve yetenekli. Ford vs. Ferrari’den de hatırlarız. Bence çocuğu daha çoook seyredeceğiz. The Undoing