Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Röportaj: Engerraund Serac’ı Canlandıran Vincent Cassel ile “Westworld” Üzerine
4 Mayıs’ta sezon finaliyle izleyicilerin karşısına geçecek olan Emmy ödüllü “Westworld” dizisinde Engerraund Serac karakterini canlandıran Vincent Cassel ile karakteri ve dizi üzerine konuştuk.
“Westworld”ün yeni bölümlerini Amerika’dan hemen sonra beIN CONNECT’te izleyebilirsiniz…
Westworld’e katılmadan önce dizinin hayranı mıydınız?
Evet. Her iki sezonu da izledim, o yüzden beni aradıklarında çok heyecanlandım çünkü diziyi gerçekten çok seviyordum. Bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Her zaman, yayında olan en şık dizi olduğunu düşünüyordum. Akıllı, yetişkin, inanılmaz iyi yapılmış ve üretilmiş. Yüksek kaliteli bir dizi.
Size yeni sezonla ilgili ne kadar şey anlattılar?
Beni ilk aradıklarında, sezon hâlâ gelişme hâlindeydi ama bana ne hakkında olduğunu, karakterimin hikâyede ne yapacağını (çoğunlukla) anlattılar. Ve sonra bana her bölüm gönderdiklerinde daha fazlasını keşfettim. Tam olarak bilemiyorsunuz. Ama niyetlerini ve karakterin oynamak için gerçekten ilginç olduğunu biliyordum.
Karakterinizin dizideki kadın karakterlerle harika bir etkileşimi var.
Evet, bu benim de dikkatimi çekti. Bu dizi kadınlar hakkında. Dizinin ana karakterleri, en güçlü karakterleri, hakları için mücadele eden, kontrol edilmek istemeyen, adalet isteyen güçlü kadın figürleri. Onlar çok belalı tipler.
Jonathan Nolan, Westworld‘de çok fazla umut olmadığını hissettiğini söyledi, ancak kadın kısmını umutlu ve olumlu olarak görebiliyor musunuz?
Maceranın kadınsı yönü beni hemen vurdu. Bu durumu Maeve’le olan ilişkimde de hissettim. Bu, dünyanın en zeki, en zengin ve en güçlü adamının dengini bir robotta bulması çok enteresan. Entelektüel açıdan tam dengini bulmuş oluyor.
Bu sezonda ‘sistem’ fikri var, insanları yerinde tutan bu makine fikri hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?
Bu makine geleceği okuma yeteneğine sahip. Bu yüzden ne olacağını bildiğinizde, kötü şeyler olmaması için orada, burada ufak tefek şeyler değiştirmeniz yeterlidir. Tüm fikir bu. Krizler olmasın diye onları kontrol etmek. Serac’ın ana fikri ıstırap, yoksulluk ve eşitsizlikten kurtulmak. Bu yüzden bunu düşündüğünüzde aslında kötü bir fikir değil. Sadece bunu bilmeyen milyonlarca insana dayatmak istediğinizde mümkün olmaz.
Bu sizin ilk TV diziniz. Filme kıyasla nasıl?
Çok ilginç ve farklı. Her şeyden önce birçok farklı insanla uğraşmak zorundasınız, bu yüzden sadece bir kişiye güvenemezsiniz. Bunun sonucu olarak, yaptığınız işin tüm sorumluluğunu üstlenmeniz, kendinize ve karakterinize dikkat etmeniz gerekir ve bunu çok sevdim. Bu farklı bir ölçek, uzun bir süreç, bir sürü insan dâhil olacak, çok farklı mekânlar var. Ama hoşuma gitti. Bana bir özgürlük hissi verdi. Bu destansı oranlardan oluşan bir topluluk, diğer birçok TV dizisinden daha fazlası, birçok farklı karakter ve birçok farklı yönetmen var.
Farklı karakterler ve yönetmenlerin yanı sıra, birçok da farklı mekan vardı. Sizin sahneleriniz nerelerde çekildi?
Hepsinde. İspanya, Amerika ve Singapur. Singapur çok küçük bir yer ve çok kontrollü, çok temiz. İnsanlar Singapur hakkında yaygara yapıyor, evet ama böyle küçük bir yeri kontrol etmek ve temizlemek kolaydır.