Yok Ya, Ne Ağlaması! Gözüme Mars Kaçtı
Bilimkurgu, fantastik, süper kahramanlı işlerin peşinden gitmeyi seviyorum. Hatta son dönemlerde gökyüzünü izleyen, yukarıda yıldız haritaları (astroloji değil, o başka) incelemek bir Satürn, Mars düşkünlüğüm, üzüldüğüm Plüton hallerim var. Bir gün Plüton’a yardım eden küçük bir kızın hikâyesini yazmayı bile düşünüyorum. “Siz hangi hakla ona gezegen demezsiniz!”
Asıl konu Away. Hilary Swank’li Netflix duyurusu ilk kez pandemiden önce,
“Bu yıl bakın Netflix’te neler olacak!” diye ağzımızı sulandıran ekibin sunduklarından biriydi Away. Aynı şekilde Bir Ay Masalı animasyonun tanıtımı da çok heyecanlandırmıştı beni.
Dizinin konusu: Emma Green, tehlikelerle dolu üç yıllık bir Mars hikâyesinde komutandır. Farklı ülkelerden oluşan astronotların başındadır. Gözü karadır. Bu uluslararası mürettebatı yönetmek üzere ne yapar? Ailesini bırakır. Yahu, kadının çocukluk hayali bu! Erkek komutan olsa böyle demezdiniz.
Kanlı Elmas filmiyle zihnime kazınan Edward Zwick yönetmenliğindeki dizi Hilary Swank muhteşemliğiyle güzel ilerliyor. Komutan Emma Green, “Durumu idare ederim ama unutmayın ben de insanım. Kocamı, kızımı bırakmışım sizin için Mars’a gidiyorum” minvalinde ara ara sinir krizleri de geçiyor. Tüm kadronun kendi hikâyesine dönmek güzel. Bilimkurgu mevzusundan çok duygusal ritimler, kişilik analizleri ve doğru-yanlış çizgisini anlatan bir dizi.
Bak burası çok spoiler içerir!
Benim diziden naçizane anladığım, istersen Mars’a git, o telefon elden düşmüyor. Görüntülü aramalar, sesli mesajlar falanlar filanlar. Tamam, ben de öyle yapardım yolculuk esnasında, aylarca gidiyorsun varmak için… Dünya’ya dönmek üç yıl sonrasına kalıyor. E, o kadar yola çıkmışız, gitmişken kalalım gibi bir şey de değil. Sarılıyorsun telefona…
Beni bu kadar ara ara ağlatmanıza gerek yoktu. Bir uzay göreyim dedim, valla hayatımı tersten gördüm. Sürekli bir sorun, çözüm arasında hırpalandım.
Şu, elâlem ne der mantığında devletlerin özellikle koca bir mahalle gibi takılması beni deli ediyor.
Al sana Çin… Bu kadar katı, duygusuz olunmaz arkadaş! Neler yaptınız o Vivan Wu ablamıza ya! Tamam âşık olmuş, bir kadını sevmiş ama hayat akışı buna müsait değil zaten. Üzdü de üzdü.
“Yahu, şu uzay mekiklerini bi’ düzgün yapın. Yıllardır öğrenemediniz. İlla bir arıza çıkıyor!” diyecek kadar şuursuz değilim. Anladınız işte 🙂
NASA’da işler gelin-görümce misali yönetiliyormuş, bunu da öğreniyorsunuz.
Draması İyi Bir Dizi
Draması gerçekten iyi işlenmiş bir dizi Away, ancak uyarımı yapayım; o bildiğiniz bilimkurgu değil bu. Aslında bu uzun zamandır böyle. Interstellar yada Arrival izlerken de o duygu yoğunluğuna hapsolmuştuk. Tabii ki diziyle bu filmleri karşılaştırmayacağım.
Bu tarz yapımların iki yorumu olur. Ya çok seversin ya da hiç sevmezsin.