HBO’nun sevilen dizisi Peacemaker‘ın yeni sezonu öncesinde, kadroya yeni katılan ve kilit bir role hayat veren başarılı aktör David Denman ile uluslararası bir basın toplantısında bir araya geldik. Denman, canlandırdığı gizemli karakteri, setteki deneyimlerini ve James Gunn’ın yaratıcı dünyasında yer almanın nasıl bir his olduğunu anlattı.
Karakteriniz çok etkileyici ve heyecan verici. Birinci sezondan beri arasında güçlü bir bağ olan bir kadroya katılmak nasıl bir duyguydu merak ediyorum.
David Denman: Harikaydı. Aslında ben zaten James’i 20 yıldır tanıyorum ve Brightburn filminde birlikte çalışmıştık. Jen’i (Jennifer Holland) ve Steve Agee’yi de tanıyordum çünkü ikisi de Brightburn‘deydi. Freddie (Stroma) ile 10 yıl önce 13 Saat filminde çalışmıştık, onu da çok iyi tanırım. Yani aslında tanımadığım tek kişiler John (Cena) ve Danielle (Brooks) idi. Danielle ile de aynı üniversiteye gitmişiz, o yüzden hemen anlaştık ve kaynaştık. Yani adeta bir ailenin içine girmiş gibi hissettim, çetenin bir parçası olmak gibiydi. Harikaydı. Hepsi çok eğlenceli ve sıcakkanlı insanlar. Evet, sanki eve dönmüş gibiydim ama daha önce dizide oynamamıştım. Çok eğlenceliydi.
Karakteriniz yeni ve henüz izleyiciye tam olarak tanıtılmadı. Bu yüzden, spoiler vermeden, onu tanımlamak için kullanacağınız üç kelime ne olurdu?
David Denman: O kibar, destekleyici bir ağabey; Chris’i (Peacemaker) korumak için orada. Chris’in hiç sahip olmadığı o koruyucu figür.

Açılış jeneriğindeki dans sahnesi hakkında bize ne anlatabilirsiniz? Hepiniz çok eğlenmiş gibi görünüyorsunuz.
David Denman: Evet, dans sahnesi gerçekten inanılmazdı. Diziye dahil olduğumda herkesin bana sorduğu ilk şey “Dans sahnesinde sen de var mısın?” oldu. Ben de “Evet, varım,” dedim. Bu yüzden, dizideki her şeyden çok o sahnede yer alacağım için heyecanlıydım sanırım. Koreograf Clarissa Barton ile üniversitede aynı okuldaydık, sınıf arkadaşlarımdan Alan Tudyk ile evli. Yıllar sonra onunla bir yetişkin olarak çalışmak çok eğlenceliydi. Harikaydı. Çok keyifliydi.
O kostümü giymek ve o sahneleri çekmek nasıl bir deneyimdi?
David Denman: İnanılmazdı. Bu rol teklif edildiğinde 50 yaşındaydım ve “Bu günler çoktan geçti sanıyordum,” diye düşündüm. Bir süper kahramanı oynamak çocukluk hayalimdi. Ayrıca 7 ve 4 yaşlarında iki oğlum var, babalarını bir süper kahraman kostümü içinde görmeleri eğlenceli olur diye düşündüm. Sete geldiğimizde ilk yaptığımız şeylerden biri dublör antrenmanıydı. Beni bir vince bağlayıp 15 metre yukarı çektiler ve tellere bağlıydım. Bunu senaryoda okumak başka, gerçekten yapıp aşağı uçarak inmek başka bir şey. Ama harika bir dublör ekibimiz vardı ve o sahnelerin çoğunu ben yaptım. Dediğim gibi, bir çocukluk hayali gerçek oldu.
James Gunn’ın erkek karakterlere yaklaşımı, özellikle maskülenlik ve toksik erkeklik konularında çok dikkat çekici. Superman’de ve Peacemaker’da bunu görüyoruz. Genellikle duygusuz ve empati yoksunu olarak gösterilen süper kahramanların bu farklı mercekten anlatılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
David Denman: James, bu süper kahraman karakterlerinin çizgi romanlarda her zaman göremediğimiz yönlerini gösteriyor. Bence bu işin güzelliklerinden biri bu. Oğullarıma da öğretmeye çalıştığım bir şey var; erkekliğin pek çok farklı katmanı var. Mümkün olduğunca savunmasız olabilirsiniz ve bu, bazı çevrelerde feminen olarak görülebilir, ama bence bu saçmalık. Cinsiyetlerimiz içinde ortaya çıkarabileceğimiz tüm farklı aralıklara sahibiz ve James Gunn’ın bu kadar savunmasız karakterler yazması harika. Ayrıca, bu “kas yığını” tiplerle de dalga geçiyor ve haklı olarak yapıyor. Bu yüzden bu karakteri oynamayı sevdim.
Jennifer Holland ve Frank Grillo röportajını okumak için buraya tıklayın.
Danielle Brooks ve Freddie Stroma röportajını okumak için buraya tıklayın.