Sadece bir bakışıyla ya da bir fısıltısıyla tüm sahnenin atmosferini değiştirebilen, Yunanistan’ın en saygın karakter oyuncularından biri… Etkileyici ses tonu ve güçlü sahne duruşuyla tanınan usta isim Mania Papadimitriou, Beni Sev dizisinde ailenin hem koruyucusu hem de en büyük sırlarının bekçisi olan matriark Nikaiti’ye hayat veriyor. Kendisiyle, bir aileyi ayakta tutmak adına alınan acımasız kararları, karakterinin ahlaki ikilemlerini ve tiyatro sahnesinden ekrana taşıdığı o sarsılmaz gücü konuştuk.
Beni Sev oyuncuları ve yönetmeniyle yaptığımız özel röportajlara buradan ulaşabilirsiniz.
Canlandırdığınız Nikaiti (Nihayet) karakteri, dizinin en güçlü ve baskın figürlerinden biri. Bu rolü canlandırırken karakterinizle ortak noktalar buldunuz mu?
Mania Papadimitriou: (Gülerek) Umarım hiçbir ortak noktamız yoktur! Ben kimseye güvenmemeyi tercih ederim. Ama şaka bir yana karakterimin en belirgin özelliği, sürekli bir baskı hissi altında yaşaması. Bu baskıyı yaratmak ve yansıtmak için kendi hayatımdaki benzer anlardan ilham alıyorum. En büyük ortak noktamız ise sanırım despotça davranışları ve kontrol etme isteği. Geriye kalan tüm o entrikalarla dolu, karmaşık yönlerini ise hayatımda gözlemlediğim insanlardan ödünç alıyorum. Çünkü benim karakterimde böyle özellikler yok.
Peki, bu karakteri seyirci nasıl yorumlayacak sizce?
Mania Papadimitriou: Karakterin temelinde, aslında çok derin bir sevgi arayışı var. Çok spontane ve samimiyetten uzak bir karakter gibi görünüyor hatta ben bile bu yönünü canlandırırken zorlanıyorum. Ama yönetmenime bu konuda sonsuz güveniyorum. Eğer karakterin doğallığından uzaklaştığımı hissederse hemen müdahale edip beni doğru yola yönlendiriyor.

Dizideki üç farklı anne figürü (Nikaiti, Zoe, Sofia), izleyiciye annelik kavramı hakkında neler söyleyecek? Sizce Yunan seyircisi en çok hangi anne karakteriyle bağ kuracak?
Mania Papadimitriou: Yunan seyircisi genellikle “iyi” anne figürlerini tercih eder. Ama bu hikayede “iyi” ve “kötü” kavramları çok iç içe. Nikaiti, torunu Fottini’ye olan sevgisi yüzünden diğer iki çocuğunu reddediyor gibi görünüyor. Ama bunu, ailesinin geleceğini ve mirasını korumak için yapıyor. Kendi içinde tutarlı, politik ve çıkarcı bir mantığı var. Gerçek bir anne gibi değil de, bir stratejist gibi davranıyor.
Dizinin orijinal versiyonu Kapadokya gibi büyülü bir coğrafyada geçerken, sizin hikayeniz Nafplio gibi tarihi bir Yunan şehrinde hayat buluyor. Bu mekan değişikliği hikayeyi nasıl etkiledi?
Mania Papadimitriou: Nafplio’yu çok severim. Bence bu tür hikayeler için çok doğru bir seçim.
Dünyanın birçok ülkesinde gösterilen bir hikayenin Yunan versiyonunda yer almak size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
Mania Papadimitriou: Elbette bu büyük bir sorumluluk ve heyecan verici bir deneyim. Bu başarıyı devam ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çok iyi bir yapımcıyla ve harika bir ekiple çalışıyoruz, bu da bize büyük bir güven veriyor.