Yazı: Sinem Vural
Bir dönem oyuncuların rolleri için şarkı söylemesi “sürpriz” sayılırdı. Artık oyuncular sadece oynamıyor; söylüyor, anlatıyor, hissediyor. Ekranla sahne, karakterle şarkı arasındaki çizgi siliniyor. Geçtiğimiz sezonlarda Serenay Sarıkaya’nın Aile dizisinde “Yaramızda Kalsın” performansı, Demet Özdemir’in Eşref Rüya dizisinde seslendirdiği “Ah Yar”… Bunlar sadece soundtrack değil; oyuncunun hikâyeye bir katman daha eklediği, kendi sesini sahnenin parçası haline getirdiği anlar.

Gökçe Bahadır, Serenay Sarıkaya, Aslı Enver, Farah Zeynep Abdullah, Elçin Sangu, Barış Arduç, Şebnem Bozoklu, Erkan Kolçak Köstendil, Kubilay Aka, Demet Evgar… Liste uzayıp gidiyor. Ekranlar ve dijital platformlar, oyunculara artık şarkıyı da hikâyeyi de sahiplenme şansı veriyor.

Demet Özdemir’in son dizisi için seslendirdiği şarkı sadece jenerikte kalmadı; dijitalde single olarak yayınlandı, milyonlarca kez dinlendi. Bu durum, eskiden “yan proje” diye görülen film müziklerinin bugün bir kariyer yoluna dönüşebileceğini gösteriyor. Demet Özdemir’in seslendirdiği Mustafa Ceceli’nin prodüksiyonunu üstlendiği “Ah Yar” Spotify’da 2 milyon dinlenmeyi aştı bile.

Artık mesele, “Oyuncu şarkı söylemiş,” demek değil. Asıl konu, sahneyle mikrofonun arasındaki duvarın ortadan kalkması. Zamanın ruhu bunu gerektiriyor. Çünkü yeni izleyici, yeteneği tek bir kutuya sığdırmak istemiyor. Aynı ekrandan hem karakteri izlemek hem de onun kalbinden çıkan sesi duymak istiyor.
Müzik yapımcıları ve platformlar da bu değişimi fark etti. Artık bir dizi ya da film projesi hazırlanırken, “Müzik, kim söyleyecek?” sorusu yalnızca soundtrack’ten ibaret değil. Oyuncunun sesi, hikâyenin pazarlama stratejisinin de merkezine yerleşiyor.
Netflix, Disney+ , HBO Max gibi platformlar, karakterlerin sesini soundtrack olarak yayımlamayı yeni nesil etkileşim aracı olarak kullanıyor. Bu, eski Hollywood’un “star system” modelinin çağdaş bir versiyonu gibi: Sadece görünmek değil, duyulmak da var artık.

Bir şarkı ya da performans artık sadece bir yan ürün değil; oyuncunun sanat kimliğinin tamamlayıcısı. Son olarak Sezen Aksu imzalı “Çek Tetiği” şarkısını Ozan Akbaba seslendirdi. Öyle hakkını verdi ki eseri seslendiren Berdan Mardini de beğenisini dile getirdi.
Yazıyı kaleme alırken Halef dizisindeki Akif karakteriyle beğeni toplayan Onur Bilge dizinin 7. bölümünde sahnede şarkı söylerken görülüyor. 7 yaşından bu yana bağlama çalan, bu yeteneğini santur, ney ve Amerikan flüt ile devam ettirdiğini açıklayan Bilge’nin yeteneklerini yer aldığı dizi çerçevesinde göstermesi ise akılcı bir hamle.
Bugünün oyuncuları belki de sadece karakter oynamıyor; izleyicinin görmekle yetinmediği, duymak istediği sesi de temsil ediyorlar.