Hepimizin hayatında bir şekilde karşılaştığı, tanıdık bir sima Dayı. Kukla olması bu durumu değiştirmiyor, belki de bu yüzden bu kadar sevdik, benimsedik Dayı’yı. Öncelikle Youtube üzerinden Kukla Kabare adlı programla tanıştığımız Dayı’yı, GAİN‘de yayınlanan Dayı Şov‘daki keskin dili, kendine özgü mizah tarzıyla izlemeye devam ediyoruz. Bu röportajda onu biraz daha yakından tanıyacaksınız…
Herkes seni Dayı olarak tanıyor ama neden Dayı? Nedir bu Dayı’nın altında yatan?
Dayı aslında benim doğduğum yıllarda, o toprakların bir parçası olmanın… falan gibi süslü cevaplar mı vermeliyim? Altında yatan bir şey yok, ben dümdüz bir insanım. Hiçbir yöreye, şehre, takıma, burca, yaşa ait değilim. İsmim de bu bağımsızlığımı yansıtıyor. Ayrıca beni taşıyabilecek bir ismin var olduğunu da sanmıyorum.
Ekranlarda kimse canlı talk şov yapmaya cesaret edemezken Dayı buna nasıl kalkıştı? Nedir bu cesaretin altında yatan?
Dayı’dan başka kim cesaret edecek buna? GAİN’den bu teklifi ilk aldığımda bir öğretmen olarak, eğitimci kimliğimle canlı yayın sunuculuğunu nasıl dengeleyeceğimi bilemedim. Nasıl yapacağım, olmaz bu iş derken kaşeyi öğrendim. O kadar. Her zaman her şeyin altında yatan kaşedir.
Ünlüler Dayı Şov’a gelmeye korkuyorlar mı? Korkanlar oluyorsa korkmakta haklılar mı sence?
Korkacak bir şey yok da ünlüler duygularını yoğun yaşıyormuş gibi göstermeyi, her şeyi abartmayı seviyorlar. “Ay, Dayı bana onu der, aman Dayı bana bunu yapar” diye tedirgin olan mutlaka oluyordur. Ben de bunu fark ederek konukları az da olsa lelelemeyi öğrendim. Haklı olup olmamaları hiç umurumda değil. Gelmek isteyen gelir, istemeyen gelmez. “N’olur ben de geleyim abi,” diye kapımda bekleyenler de var, onları neden sormuyorsunuz?
Dayı Şov’un şu ana kadarki en keyifli/en komik konuğu?
Çağlar Çorumlu en keyifli konuklardandı. Bir de o son hareketi yapmasaydı Enis Arıkan.
Şu ana kadar seni en geren, strese sokan konuk?
Beni kimse geremez ama illa birini söyleyeceksem Ahmet Mümtaz Taylan kendi gerginliğiyle beni de gerdi.
Ağırlamaktan en mutlu olduğun konuk?
Didem Soydan. Düşünmeme gerek bile yok.
Dayı’nın hikâyesine bir başarı hikâyesi, daha doğrusu bir yırtma hikâyesi diyebilir miyiz? Aynaya bakıp, “Neydin ne oldun be dayı?” diyor musun? Sonuçta artık Vito’yla gidip geliyorsun.
Tabii diyeceğiz. Ben sonuçta işinde gücünde, bilgiyi ve bilimi bir pusula belirlemiş, kendim tükenirken etrafımı aydınlatan, kendi halinde bir eğitimciydim. Ama tabii dolmuşa biniyordum, balıkçıya gittiğimde hesap yapıyordum, ona göre yiyip içiyordum. Şimdi kalmadı bunlar. Geldiğim yeri asla unutmam ama bir daha dolmuşa da binmem.
Konukların hep sana dokunmak, seni öpmek istiyor. Bundan rahatsız oluyor musun hiç?
Kim olduğuna göre değişir. Okan Bayülgen öptükten sonra terapiye başlamak zorunda kaldım. O günden beri de düzenli gidiyorum. Her yeni biri dokunmaya, öpmeye çalıştığında psikolojim daha bozuldu. Ama Didem Soydan hanımefendi olsun, Ecem Erkek olsun; onlardan bir temas geldiğinde onore oldum.
Ayak İşleri’nin yeni sezonu yayınlandı, biraz rahatladın mı? Volkan Öge ve Caner Özyurtlu, Dayı Şov’a geliyorlar mı hala?
Evet, rahatladım. Nadiren iyi komedi dizisi yapılıyor artık; Ayak İşleri de Caner’e rağmen bunlardan biri. Hem izlemekten keyif aldığım için hem de Caner de Volkan da Dayı Şov’daki işlerini sonunda hatırladıkları için çok rahatladım. Bir de izlemeyi de seviyorum, Çağlar Abi beni çok güldürüyor. Volkan her zaman geliyordu mecbur ama Caner hâlâ görevinin ciddiyetinin farkında değil. Bazen geliyor ve her geldiğinde de, “Özür dilerim abi, gelemedim abi, affet abi…” diye dolanıyor tabii.
2022 nasıl geçti senin için Dayı? En gıcık olduğun, en keyif aldığın şeyler neler oldu mesela?
Dümdüz, normal bir yıldı. Hayatı yıl yıl değerlendirmeyi anlamıyorum ben. Her yıl aşağı yukarı aynı işte. Bir gün güzel bir akşam geçiriyorsun, aa diyorsun ne güzel gündü valla ne eğlendik ya; bir gün de üç saat trafiktesin, yoruluyorsun, bu ne biçim hayat diyorsun. Hayat böyle bir şey; güleceğiz de ağlayacağız da. Ev sahiplerine çok öfkelendim bu yıl. Nereye baksam ev sahibini zam yapmamaya, dava açmamaya ikna etmeye çalışan kiracılar gördüm. Bu seneye çok iz bıraktılar. En keyif aldığım Didem Soydan’ın Dayı Şov’daki anı defterini öptüğü an olabilir. Kaldırdık zaten sonra defteri, kâğıdı evde saklıyorum.
Politik doğruculuğu terk etmen gereken sorulardan birini de biz sana soralım istiyoruz. Bundan sonra hep Beyaz Şov gibi bir şov yaparak çok para kazanıp daha da ünlü olmak mı yoksa Dayı Şov’u bir daha hiç yapamamak mı?
Konuklara helyum çektirip obez kostümü giydiğim skeçler çekeceğime onurum ve gururumla Dayı Şov’u bırakırım.
Dayı çok iyi bir gözlem gücün var, güzel yazabilirsin diye düşünüyoruz. Belki mini dizi yaparsın, Ayak İşleri’ne de rakip olursun… Var mı böyle planların?
Sürpriz olsun, buradan bir şey duyurmayayım şimdi. Bakalım, hayat bize ne sunarsa. Ünlülerden öğrendiğim gibi hiçbir sonuca varmayan, bomboş bir cevap vermeyi denedim. Oldu mu?
