Prime Video‘da yayınlanan Gen V‘nin en olgun ve karmaşık karakterlerinden ikisini canlandıran Sean Patrick Thomas ve Hamish Linklater, ekranlardaki yoğun rekabeti ve kedi-fare oyununu nasıl inşa ettiklerini anlatıyor. Ayrıca Sean Patrick Thomas, merhum Chance Perdomo’nun anısını sette nasıl taşıdığını içtenlikle paylaşıyor.
* Gen V oyuncularıyla yaptığımız özel röportajlara buradan ulaşabilirsiniz.
Gen V‘deki karakterlerinizin dinamikleri, yoğun bir rekabet ve kedi-fare oyunu olarak tanımlanıyor. Özellikle o sahnede, birbirinizle iyi geçiniyor gibi görünürken alttan alta bir tehdit hissediyorsunuz. Bu gerilimi oyuncular olarak nasıl inşa ettiniz?
Sean Patrick Thomas: Aslında hiç konuşmadık diyebilirim, sadece yaptık. Ama dürüst olmak gerekirse bence karakterlerimizin ikisi de diğerinin gerçekten kim olduğunu biliyor. Mesele kimin ilk önce gardını düşüreceği meselesi. En azından benim hissim bu yönde. Ve sanırım bu şekilde gelişti. Biz dizideki tek yetişkinleriz.
Hamish Linklater: Evet. Tek iki yetişkin. Sanırım tek yetişkin sahnelerimiz de onlar. Bu durumu kedi-fare oyunu olarak tanımlamazdım aslında. Bence daha çok teke tek bir mücadeleydi.

Sean Patrick Thomas, bir röportajlarınızda Chance Perdomo olmadan sete dönmenin ne kadar zor olduğundan ve Andre’nin hikâyesini bir aktör olarak anlatmanın bir onur olduğundan bahsetmiştiniz. Gerçek hayatta bir arkadaşınız ve meslektaşınız olan birini kaybetmenin yasını tutma süreciyle ekranda oğlunu kaybetmiş bir babanın kederini canlandırma sürecini aynı anda nasıl yönettiniz?
Sean Patrick Thomas: İkinci sezonun çekimlerine başladığımız dönem kesinlikle çok zordu. Chance olmadan Gen V‘de hiçbir şey yapmamıştım. Bu yüzden sette olmak ve diğer insanlarla çalışmak bana garip geldi. Başta o bağlantıları kurmak benim için zordu, çünkü onsuz orada olmak çok yanlış hissettirdi, o benim o sette tanıdığım tek kişiydi. Bu yüzden ilerledikçe o duygu her zaman benimle kaldı, yaptığımız her şeyde. Ve bence bu, işin gidişatını etkiledi. Umarım etkilemiştir. Bu dizideki herkes, yazarlardan yapımcılara, yönetmenlerden oyunculara kadar herkes Chance’e ve Andre’nin karakterine o kadar özen ve ciddiyet gösterdi ki, bence herkes aynı duyguyu besledi. Bu, bizi sezon boyunca taşıdı.

Hamish Linklater, rol arkadaşlarınız her çekimi farklı oynayarak sete öngörülemezlik unsuru getirdiğinizi söyledi. Bu bir taviz taktiği miydi yoksa Cypher’ın manipülatif doğasını yansıtıp sahne partnerlerinizi tetikte tutmak için miydi?
Hamish Linklater: Kim söyledi bunu? Tam olarak kimin söylediğini bilmek istiyorum. Kimlerin tutarsız olduğumu söylediğinin bir listesini istiyorum.
Bilmiyorum, ben gazeteciyim, kaynağımı söyleyemem. (Gülüyoruz)
Hamish Linklater: Hayır, kulağa hoş geliyor. Kulağa harika geliyor. Muhtemelen kendimi tekrar etmiyordum, sadece bir önceki sefer yaptığım şeyden nefret ediyordum. Bu yüzden daha iyi bir iş çıkarmak istedim. Rol arkadaşlarıma iyi bir şey yaptırmaya çalışmıyordum. Ama evet, etkisi buysa Cypher’ın yapmaya çalıştığı kesinlikle bu. Her fırsatta sahne partnerlerini şaşırtmaya çalışıyor.