Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
“Önce sebebini, sonra kimi seçtiğini söyle”
Zeynep Gönenli’nin bu Acun Medya incelemesi Episode’un 22. sayısında yayımlanmıştır
Yerli ekranımıza son yıllarda inkâr edilemez şekilde damgasını vurmuş bir gerçek var: Acun Medya. Özellikle Acun Ilıcalı’nın TV8’i satın alması sonrası haftanın her günü yayınlanan yarışmalarla önümüz arkamız, sağımız solumuz Acun Medya. Bir yılı dört mevsime olduğu gibi üç yarışmaya da bölebiliyoruz mesela. O Ses Türkiye, MasterChef, Survivor. Sırasıyla biri bitiyor, biri başlıyor. O Ses Türkiye biraz kışı çağrıştırıyor, Survivor denize düşen karpuz kabuğunu. MasterChef deseniz her sezon iştah açıcı bir havası var. Bu yarışmalar sadece prime time’da da yayınlanmıyor üstelik. Öğlen bir başlıyor, gece yarısına kadar. Her seferinde de izleniyor, çok konuşuluyor ve her seferinde kendisine en yakın diziye reytinglerde fark atıyor.
Bu programlar artık sadece birer yarışma değil. Hepsi kendi ünlülerini yaratan birer dizi oldu adeta. Mesela MasterChef’te pek yemek taraklarında bezi olmayan ama durmadan sağa sola zıplayan bir yarışmacı görüyoruz diyelim. O zaman biz biliyoruz ki o adam seneye Survivor’da yarışacak. Bilmekle de kalmıyoruz üstelik, Twitter’da TT çalışmaları, sosyal medyada Acun Medya’ya seslenmeler… Resmen interaktif yarışmalar oldu bunlar. Ya da O Ses Türkiye’de sesi pek de o ses olmayan ama güler yüzlü, sempatik, sanki biraz daha çalışsa yapar dediğimiz bir yarışmacıya, “Seneye de katılır,” diyoruz. Yarışma değil üniversite sınavı adeta, nasılsa her sene olacak, çalışır yine gireriz. MasterChef’te yarışmacılar birbirine, “Sen aslında Survivor için gelmişsin, şov yapıyorsun,” diyor, dünyanın başka herhangi bir MasterChef’inde böyle bir cümle kurulmuş mudur bilmiyorum. Mesele yemek yapmak, şarkı söylemek ya da ıssız bir adada kendini denemek değil de bir şekilde Acun Medya’ya girebilmek sanki.
Nasıl oldu da ‘yarışma’ diye başladığımız şey bizim için buralara geldi diye düşünüyorum ama tek bir cevap bulmak mümkün değil tabii. En önemli etkenlerden biri Acun Medya’nın yarışmacı ekibi oluşturmadaki şahane stratejileri şüphesiz
Acun Medya ünlüsü diye bir kavram girdi son yıllarda hayatımıza. Böyle ünlü desen değil, ünsüz desen hiç değil, bir yerden gözümüzün ısırdığı insanlar var. Çaptan düşmüş bir futbolcuya, “Sen anca Ünlüler takımında yarışırsın bundan sonra!” deniyor mesela, öyle bir yaygınlık, öyle bir dillere pelesenk olma. Öyle ki, bazen Gönüllüler takımındakiler Ünlüler takımındakilerden daha ünlü oluyor zira onları daha önce başka yarışmalarda izlemiş oluyoruz.
Nasıl oldu da “yarışma” diye başladığımız şey bizim için buralara geldi diye düşünüyorum ama tek bir cevap bulmak mümkün değil tabii. En önemli etkenlerden biri Acun Medya’nın yarışmacı ekibi oluşturmadaki şahane stratejileri şüphesiz. Her Survivor’da benzer tiplerden insanları görüyoruz örneğin. Bir John Locke tarzı (Lost izleyenlerin yaşı ortaya çıksın burada) yaşlı ve bilge adam, bir naif ve çabuk ağlayan yarışmacı, bir aşırı patavatsız ve dobralığı ile bizi güldürmesi beklenen kadın yarışmacı, bir çok güçlü ve kaslı erkek yarışmacı, arada hemen eleneceğini anladığımız olayı olmayan yarışmacı, sönmüş iki dizi oyuncusu ve spor hayatının sonuna yaklaşmış sporcu yarışmacılar. Aynı şekilde MasterChef’te de mesela birkaç hırslı yarışmacı, bir hiç profesyonel mutfakta çalışmamış, evinin mutfağının hâkimi olduğu vurgulanan kadın yarışmacı, bir potansiyel Survivor adayı, birkaç kavga potansiyelli yarışmacı. Bu sene pandemi vesilesiyle de hepsi aynı evde yaşamaya başladı, anladığım kadarıyla MasterChef evini de izlememiz yakın. Gelsin kavga garantili günler!
Acun Medya yarışmalarını yurtdışındaki benzer formatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konu ne olursa olsun bir şekilde işin kavgayla bitmesi
Kavga dediğimize göre konuya burada devam edelim. Acun Medya yarışmalarını yurtdışındaki benzer formatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konu ne olursa olsun bir şekilde işin kavgayla bitmesi. İster adada tutulan bir balık, bir ödül oyunu ya da yarışma için pişirilen bir pilav olsun mesele, birileri bir polemik fitili ateşler illaki. En sessiz sakin ortam bile Acun Ilıcalı’nın, “Bize seçtiğin kişinin önce sebebini, sonra kim olduğunu söyle,” demesiyle birbirine girmeye adaydır. Eleme potasına giren bir insanın içinden adeta başka biri çıkabilir ve biz buna hiç üzülmeyiz, tam tersi aradığımız kavgayı bulduk diye neşeleniriz.
Yarışmacıların sadece kendilerini değil, ailelerini, arkadaşlarını, sevgililerini de görüyoruz çoğu zaman. Ödül oyununda annesiyle telefonla görüşme hakkı kazanmış bir yarışmacının gözyaşlarına karşı koyamıyoruz mesela ya da sevgilisiyle romantizmin doruklarında dolaşan bir telefon konuşması yapan birini izlemeye doyamıyoruz. Onlar bizim için tek boyutlu olmuyorlar böylece, hiçbirine uzun süre kızgın kalamıyoruz. En sinir olduğumuz kişinin bile hikâyesini dinleyince içimize bir taş oturuyor, aslında onu da sevebiliriz gibi geliyor. Acun Medya yarışmaları, müziğiyle ve video kurgularıyla da duygusal damarlarımızın üzerinde gezinip durmakta uzmanlar adeta.
Görünen o ki Acun Medya yarışmaları daha uzun süre dizilerin korkulu reyting rüyası olmaya devam edecek
Acun Medya’nın bir diğer ilginç yanı, bu ekibe giren kimsenin bir daha ekipten çıkmaması. Bir sene Survivor’da yarışan, ertesi sene Survivor Panorama’da yarışma yorumluyor; bir sene Yetenek Sizsiniz’de gördüğümüz, ertesi sene O Ses Türkiye kamera arkası çekimlerinde beliriyor. Sanki bir kere aralarına karışsan bir daha sırtının asla yere gelmeyeceği bir dünya orası. Milyonlarca insanın hayalini o ekibin bir parçası olmak süslüyor. Pandemi sebebiyle bugüne kadar yapılan Survivor yarışmaları arasında en uzun süreni 2020 Survivor’daki Taner’i hatırlarsınız belki. Kendisi daha önce de MasterChef’te yarıştı. Ödül oyunlarından birinde Acun Ilıcalı, Taner’in Instagram’da ona yıllar önce attığı mesajlardan birini okumuştu. Taner de ülkemizdeki milyonlarca insan gibi ekibin parçası olmak istiyordu işte ve o “yırtanlardan” oldu. Kim bilir daha kaç insanın mesajı bir yerlerde duruyor ve konunun ne olduğundan bağımsız olarak bir Acun Medya yarışmasında olmak istiyorlar.
Görünen o ki Acun Medya yarışmaları daha uzun süre dizilerin korkulu reyting rüyası olmaya devam edecek. Bir kısmımız kimin eleneceğini merak edip dururken bir kısmımız da o dünyanın bir parçası olmayı hayal edecek. İster ıssız bir adada aç bilaç koşturmak olsun ister tezgâh başında yemek yapmak, Acun Medya renkli bir hayat vaadi olmayı epey sürdürecek.