Burak Dakak ile ‘Karadut’u Konuştuk
Sezonun iddialı dizilerinden Karadut’u Episode 58. sayının kapağına taşıdık. Burak Dakak ile diziyi ve canlandırdığı Bora karakterini konuştuk. Bu röportajı şimdi sitemizde de yayımlıyoruz. Keyifli okumalar…
Karadut dosyamızdaki diğer röportajlara erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Burak Dakak: Karadut, Türkiye’de ve dünyada pek çok seyirciye duygusunu, hikâyesini hissettirebilecek, derdini anlatabileceğine inandığım bir proje.
Karadut’ta sizi en çok etkileyen, projeyi kabul etmenizi sağlayan özellikler nelerdi?
Karadut’u ilk okuduğumda hikâyenin dili ve sadeliği dikkatimi çekti, çok akıcı olduğunu düşündüğüm bir senaryoydu, öyle de devam ediyor. Aslında kabul etmemin ve bunu yapmak istiyorum dememin temel sebebi, senaryoya inancım ve bu hikâyeye hizmet etmek, katkı sağlamaktı kendi adıma. Tabii hikâyenin içinde kendi karakterimi de çok sevdim okuduktan sonra. Bir derdi olan, hikâyedeki bölümler, akslar içerisinde çok doğru bir yerde bulunan bir karakter Bora ve okuduktan sonra oynamaya çok teşvik etti açıkçası.
Bora eğitimli, kibar, iyi niyetli bir genç adam. Aslı’ya âşık olduğunu ama bunu söyleyemediğini anlıyoruz. Siz nasıl anlatırsınız Bora’yı?
Saydığınız özelliklerinin yanı sıra gerçekten geçmişte yaşadığı, özellikle küçük yaşta yaşadığı zorluklara ve annesiyle beraber göğüs gerdikleri hadiselere rağmen kendini iyi yetiştirebilmiş, hem insani hem akademik tarafta kendini doldurmayı becerebilmiş ve aklı başında bir adam Bora. Aslında yaşından beklemeyeceğimiz kadar da olgun birisi. Bu zorluklar, sıkıntılı geçen çocukluk yılları elbette onu bu olgunluğa getirmekte etki sağlamıştır fakat yaşadıklarını kendi heybesine alıp ders çıkarıp şu an olduğu insan olması da oldukça etkileyici geliyor bana çünkü kolay değil gerçekten.
Evet, Aslı’ya âşık aslında yıllardır ama bir türlü söyleyememiş. Biz Bora ile tanıştığımızda Aslı’nın evliliğe giden yolunda görüyoruz onu. Spoiler vermek istemiyorum tabii ki ama ilerleyen bölümlerde çokça şahit olacağız Bora’nın Aslı’ya olan aşkına ve yaşayacaklarına.
Nihan, Bora’yı 17 yaşında doğurmuş ve tek başına büyütmüş. Bora, babası tarafından terk edilmiş denilebilir. Kuzeni Tayfun’la da biraz mesafeli bir ilişkisi var sanki. Bora’nın annesi ve babasıyla ilişkisine dair neler söyleyebilirsiniz?
Evet, Bora’nın babasıyla ilişkisi aslında çok uzun bir süreye dayanmıyor. Çok küçük yaşta babası tarafından terk edilmiş bir çocuk ve aslında çocukluğunu ve ergenlik yıllarını annesiyle yalnız geçirmiş bir adam. O yüzden oldukça zor ve tabii ki -hikâyenin devamında göreceğiz- kolay olmayan bir çocukluk geçirmiş diyebilirim onunla alakalı. Tayfun’la ilişkileri de biraz soğuk çünkü soğuk olmasına sebep olacak belli başlı şeyler var geçmişte, onları ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Neden aralarının böyle olduğuna dair bilgiler var önümüzdeki bölümlerde.
Annesiyle ilişkisi biraz annesine ebeveynlik yapmak gibi Bora için. Babasının gidişinden sonra annesinin buhranı ve bu yaşına kadar babasına olan takıntısıyla hep Bora baş etmeye ve destek olmaya çalışmış. Nihan çok genç yaşta anne olmuş, bu yüzden aslında arkadaş gibiler artık şimdiki hayatlarında birbirini anlamak ve beraber bir şeylerin üstesinden gelmek konusunda.
Burak Dakak: Önyargılı olmamak ve karşımızdaki insanın hayatını görme, duyma isteği olabilir diye düşünüyorum Karadut’u seyrederken özdeşlik kurabileceğimiz.
Aslı, evlilik için verdiği ödünlerle yüzleşecek ve belli ki zorbalıklara maruz kalacak. Bora da tüm bu süreçte ona destek olacak. Bora ve Aslı, sizce birbirlerinden neler öğrenecekler ilişkilere, hayata dair?
Bora ve Aslı’nın birbirlerinden çok şey öğreneceğine eminim. Başta gerçekten birbirini güzel sevmeyi, yanında olmayı, destek olmayı, her ne şart altında olursa olsun yalnız bırakmamayı ve en çok da güvenmeyi birbirlerine öğreteceklerdir kesin.
Burak Dakak: Bir derdi olan, hikâyedeki bölümler, akslar içerisinde çok doğru bir yerde bulunan bir karakter Bora ve okuduktan sonra oynamaya çok teşvik etti açıkçası.
Karadut eğitimli, çalışan, şehirli kadınların bile bir evin içindeki dengeler nedeniyle kendi hayatlarını yaşamaktan vazgeçebileceğini iyi anlatan bir dizi. Güçlü bir aile draması da var. Sizce seyirciyi en fazla nereden yakalıyor Karadut?
Net bir cevap veremeyeceğim çünkü bu, kişiye bağlı, çok öznel bir konu aslında. Fikrimi soracak olursanız seyircimizi izlerken yakalayacağını düşündüğüm sanırım önyargılı olmamak çünkü gerçekten hiç tahmin etmediğimiz insanların tahmin etmediğimiz hayatları olabilir. O yüzden önyargılı olmamak ve karşımızdaki insanın hayatını görme, duyma isteği olabilir diye düşünüyorum Karadut’u seyrederken özdeşlik kurabileceğimiz. Bir de sanırım hikâyenin dili ve anlatım şekli, senaryomuzun seyirciyi yakalayacağına inanıyorum.
Karadut en önemli içerik fuarlarından MIPCOM’da dünyaya tanıtılacak. Türkiye’deki ve dünyadaki izleyicilerinize neler söylemek istersiniz bu vesileyle?
Karadut, Türkiye’de ve dünyada pek çok seyirciye duygusunu, hikâyesini hissettirebilecek, derdini anlatabileceğine inandığım bir proje. Umarım izleyicilere de böyle yansır. Şimdiden iyi seyirler diliyorum.
Burak Dakak ile yaptığımız bu röportaj, Episode’un 58. sayısında yayımlanmıştır.